Bağımsızlık Yolu Partisi’nin de aralarında olduğu, Kıbrıs’ın kuzey ve güneyinden onlarca örgüt bugün 11.00’de ara bölgede maden endüstrisine karşı eylem yaptı.
Kıbrıs’ın kuzey ve güneyinden madencilik şirketlerinin faaliyetlerinden doğrudan etkilenen bölge örgütleri konuşmalar yaptı. Eylemde Türkçe ve Yunanca “Ülkemizde Ölümcül Zehire Hayır” yazılı ortak pankart da açıldı.
Konuşmalarda, 1948 Maden Grevi’nden 71 yıl sonra yapılan bu ortak eylemin, sermaye karşıtı ortak mücadelenin yeniden başlangıcının günü olduğu vurgulandı.
Ayrıca maden işletmelerinin sadece bölgenin değil bütün adanın sorunu olduğunun da altı çizildi.
Okunan bildiri ise şöyle:
Taleplerimiz:
- Madencilik endüstrisinde siyanür kullanımının yasaklanması.
- Düzensizce verilen izinlerin derhal geri çağrılması ve ithal edilen tehlikeli madde ile ilgili faaliyetin sona ermesi.
- Maden atıkları ile kirlenmiş olan alanların (Skouriotissa, Lefke, Gemikonağı, Mitsero vb.) çevre dostu yöntemlerle restorasyon yapılması. Ormanların ve arkeolojik değeri olan bölgelerinin korunması.
- Sürdürülebilir büyümeye uygun yatırımlar– biyolojik tarım, ekoturizm, çevre dostu, işçilerin ve bölge sakinlerinin sağlığını koruyan, güvenli istihdam pozisyonları sağlayabilen faaliyetler.
- Kıbrıs’ta insan sağlığını etkileyen her türlü madencilik faaliyetinin durdurulması.
İnsanlık endişeyle iklim değişikliğinin sonuçlarını gözlemlerken diğer taraftan Dünya Sağlık Örgütü insanlığın% 90’ının toksik hava soluduğunu açıklıyor. Kısa süre önce yayınlanan bir çalışmaya göre, düşük hava kalitesi 600-800 kişinin erken ölümlerine neden olmuş.
Karar veren kurumların, büyük paralar uğruna, insan sağlığı ve biyolojik çeşitliliğinparadan çok daha önemli olduğunu göz ardı ettiğini görüyoruz. Bu, ölümlerin kanserden kaynaklandığı Astrasol vakaları ile örneklenmiştir.İçilebilir (Sarf) suda arsenik bulunan Mammari, Larnaka’da 390 ağacın astrasol nedeniyle düştüğü “Metropolis Mall” ve Eergates Foundry vakasında çocukların kanında kurşun miktarının arttığı tespit edildi.
Daha spesifik olarak, Skouriotissa (Fugasa)madenini işleten firma atık madenlerden altın üretmek için siyanür kullanıyor. Bu atıklar içerisindeki altın miktarı sıfır denecek kadar az miktardadır. Avrupa Parlamentosu, 2010 ve 2017’de, Avrupa’da siyanür kullanımının tamamen yasaklanması lehine iki kez oy kullandıve bunun suyumuzu ve ekosistemlerimizi korumanın ve zararlı etkilerini durdurmanın tek güvenli yolu olduğunu açıkça belirtti.Avrupa birliğindeki bir çok ülke ve üçüncü dünya ülkeleribu kararı dikkate aldı ve uymaya başladılar. Fugasa’da yapılan her türlü maden işletme faaliyetiLefke ve Solya bölge köylerini direk olarak etkiliyor. Hava kalitesini düşürüp yer altı sularını kirletiyor.
Kıbrıs’ta siyanür henüz yasaklanmadı, bu da dünya maden atıklarının Kıbrıs’a getirilmesi ve Kıbrıs’ın maden atıkları çöplüğüolma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu anlamına geliyor.Skouriotissa ‘daki (Fugasa)Hellenic Cooper Mines şirketi yabancı bir şirketle ortaklık kurarak, herhangi bir çevre araştırması, onay veya izin almadan Afrika ülkelerindenon binlerce ton atığı işletmek için atık maden ithal etmeye başladı. İlgili firmanın düzensizlikleri çok fazladır. Kurum, siyanür kullanımında aktif olduğu için, düzensiz izin verilmesi, siyanür kullanımına ilişkin düzenlemeler henüz oylanıp uygulanmamıştır.
Lefke ve Gemikonağı bölgesinde, insan sağlığı, flora ve fauna gibi olumsuz etkileri olan 12 milyon ton atık bulunmaktadır. Aynı olumsuz etkiler, Skouriotissa bölgesinde, HCM’nin çiftçilere tazminat ödemeye zorlandığı noktaya kadar gözlemlenebilir.
Çevreyle ilgili tüm vatandaşlarımızı, siyasi parti üyeliğinden bağımsız olarak, bu durumu sona erdirmeye davet ediyoruz.Hepimiz bu iki toplumlu protestoda birlik olalım.
Görevimiz Pasif Kalmak OLAMAZ. Çevre hiç kimsenin lehine ayrım yapmaz. Kıbrıslı Rumlar ve Türkler olarak çocuklarımız ve topraklarımız için savaşmalıyız. Temiz Çevre Sağlıklı İnsan…