Kıbrıslı Türk solunun bugünü dönüştürüp yarını oluşturma çabasındaki sıkıntılardan biri de dünüyle kuramadığı bağdır. Sanki köksüzmüşçesine kendi tarihsel seyrine bir yabancı gibi bakan solumuz, geleceğimizi ada dışı unsurlarda aradıkça ada içindeki tarihine daha da kayıtsız hale gelmekte. Bu durum Kıbrıslı Türk solunun tarihsellik yöntemine ne kadar uzaklaştığını da gösterir.Halbuki dün, sadece geçmişle ilgili değil yarınla yani gelecek ile kopmaz bir ilişki içindedir. Geçmişte yaşanan deneyimler bugünün özneleri için tüm yanlış ve doğrularıyla önemli teorik ve pratik birikimler oluştururlar. Ancak bu birikimler kullanıldığı ölçüde değer kazanırlar. Zaten bu önemi yüzünden tarih, ezenlerle ezilenler arasındaki mücadele alanlarından biridir. Egemenler, ezilenlerin kullanamayacağı bir tarih yaratmak için ellerinden gelen her şeyi yaparlar. Resmi tarih denilen şey bu çabanın ürünüdür. Ezilenler kendi tarihine sahip çıkmak, gerçekleri egemenlerin yalanlarından kurtarmak zorundadır.
İşte Fadıl Çağda’nın son çalışması “Bir Kayıp Devrimci: Fuat Fegan” kitabı, Kıbrıslı Türk solunun hem fiilen hem de tarih olarak kaybedilmiş bir öznesini gün yüzüne çıkarıyor.
Dönemsel olarak 58 ile 68 kuşağı Kıbrıslı Türk devrimciler arasında bir yerde duran ve bir anlamıyla bu iki kuşak arasında fiili bir bağ kuran Fuat Fegan, 68 kuşağı Kıbrıslı Türk devrimcilerin Türkiye’de örgütlenmesinde, Türkiye sol hareketinin Kıbrıs sorunuyla ilgili bilgilenmesi noktasında ve Kıbrıs’ta BEY(Bayraktarlık-Elçilik-Yönetim) faşizmi döneminde sol bir muhalefetin gelişmesi açısından değerli çabaları olmuş bir isim.
Fegan, özellikle 60’lı yılların sonu ve 70’li yılların başında çeşitli gazetelerde yazdığı makalelerle dönemi içinde henüz çok tartışılmamış “Gönyeli katliamı”, Türk çarşısı oluşturmak için TMT eliyle yürütülen “Türk’ten Türk’e kampanyası”, “Acheson Planı” gibi konuları tartışmaya açmıştır. Bu konuların ağırlıkla 1974 sonrası koşullarda tartışılmaya başlandığı düşünülürse, Fegan’ın yazılarının önemi daha iyi kavranabilir. Bu sayılan konular içinde özellikle “Gönyeli katliamı” son dönemde yapılan çalışmalarla toplum içinde bilinir ve konuşulur hale geldi.
Türkiye sosyalist hareketinin çok önemli isimlerinden Doktor Hikmet Kıvılcımlı ile kurduğu yakın ilişki ile de farklı bir önemi olan Fuat Fegan, bir dönemden sonra kendi siyasal varoluşunu Kıvılcımlı’nınki ile birleştirerek şekillendirmiş hatta Kıvılcımlı’nın koşullar gereği gizli kalan fikirsel üretimlerinin kamuoyuna çıkması onun aracılığı ile olmuştur. Kurduğu bağ; hem 12 Mart 1971′ darbesi sonrası Kıvılcımlı’nın Kıbrıs’a kaçabilmesine hem de başka Kıbrıslı Türk solcuların Kıvılcımlı ile tanışmasına zemin hazırlamıştır.O kadar ki; çok geniş sayılamayacak olsa da bir grup Kıbrıslı Türk solcunun “doktorcu”(Hikmet Kıvılcımlı taraftarı) olarak anılacağı etki ağının sebebidir Fegan.
En son 1984 yılında, siyasi mülteci olarak gittiği Avrupa’da görülen Fuat Fegan, o tarihten beri kayıptır ya da bir diğer değişle egemen çevrelerce kaybedilmiş birçok sosyalist gibi kaybedilmiştir.
Tarihsel seyriyle bağı kopmuş bir mücadele, yarına yön verme çabasında şüphesiz eksik kalacaktır. Fadıl Çağda’nın kitabı, bugün ile dün arasındaki zayıflayan bu bağı sağlamlaştırma ve özellikle genç Kıbrıslı Türk solcuların sol mücadeledeki öncü isimleri bilmeleri açısından önemli bir çalışmadır. Tüm politik faydalarından ayrı, her türlü onur kırıcı muameleye maruz kalan Kıbrıslı Türk halkının kendi içinden çıkmış onurlu isimleri bilip geleceğe taşıması ayrıca bir vefa borcudur. Fuat Fegan o isimlerden biridir.
Ali Şahin
Bağımsızlık Yolu Örgütlenme Sekreteri