Yeşil Barış Hareketi (YBH), Karpaz’ın asıl sorununun eşekler olmadığını, Karpaz’da üç ayaklı bir proje geliştirilerek, planlı bir biçimde açılacak doğru iş alanlarıyla buradaki insanların yaşam kalitesinin doğa ve doğal değerler korunarak yükseltilebileceğini vurguladı.
YBH tarafından yapılan yazılı açıklamada, bu refaha başka birşeylere zarar vererek ve bişeyleri yok ederek varılamayacağının ortada olduğu ifade edildi.
Açıklamada, Turizm ve Çevre Bakanı’nın gerçekten problem çözmek istiyorsa, sorunlara “partizanca” değil, eldeki verilere ve uzmanların görüşlerine başvurup bilgilerini derinleştirerek, sivil toplum örgütleriyle de işbirliği içinde, bütün sevgileri birleştirip, çoğaltarak yaklaşması gerektiği kaydedildi.
“Karpaz Halkı Bir Kez Daha Aldatılmak Üzere”
Karpaz halkının bir kez daha aldatılmak üzere olduğu savunulan açıklmada, “Karpaz’daki insanların yaşadıkları sorunlara bütünlüklü ve köklü çözümler üretmek yerine, bunları görmezden gelip, eşekleri her vesile ile ağızda sakız yapmak, olaylara at gözlüğü ile bakarak, sorunlar sarmalından sadece birini cımbızla çekip almakla çözüm üretmek mümkün değildir” denildi.
Güzel şeyler yapma iddiası ile her gün ayakları yere basmayan, sağlıksız fikirleri hesapsız kitapsız bir tedbirsizlikle uygulamaya kalkmanın, sağa sola dinamit atmaktan farksız olduğu belirtilen açıklamada, “altın yumurtlayacak tavuğun öldürülmek üzere olduğu” ifade edildi.
“Yarım Asırda Oluşan Değeri Berhava Etmek…”
“Bu değerlere saygı duymamak, eşek ailelerini dağıtmak, hesapsızca kısırlaştırıp, yavruları ehlileştirmek adı altında pazarlamak, en az yarım asırda oluşan bu değeri berhava etmektir. Bunun birkaç lira kazanmaktan başka hiç kimseye yararı olmayacaktır” ifadeleri yer alan açıklamada, özgür eşeklerin oluşturdukları ailelerle, sürdürdükleri doğal yaşam biçiminin, bilimsel açıdan çok değerli olduğunun altı çizildi.
Açıklamanın tamamı şöyle;
“Doğa bir bütündür” ve biz bu bütünün içinde sadece bir noktayız. Her şey bizim malımız değildir. Özellikle başka varlıklara, canlı olsun/olmasın saygı duyarak yaşamanın aslında bizlerin de sağlıklı yaşamamız anlamına geldiğini ne yazık ki hala bilmiyoruz.
Turizm ve Çevre Bakanımızın yeni bir açıklaması ile “Eşek” sorunu yine hortlatılıp, sürüklenerek gündeme taşınmıştır. Ama gözlerden kaçırılan daha önemli bir şey vardır; “Karpaz’ın asıl sorunu eşekler değildir”. Bu bölgede yaşayan insanlar sefil bir hayat sürmektedir. Oysa burada üçayaklı bir proje geliştirilerek, planlı bir biçimde açılacak doğru iş alanları, doğru programlanarak, buradaki insanların yaşam kalitesi, doğa ve doğal değerler korunarak yükseltilebilir. Bu refaha başka birşeylere zarar vererek, yok ederek varılamayacağı ortadadır.
Yarım asıra yakın bir süredir devlet bu Karpaz için ne yaptı? Karpaz halkı hep kullanıldı… Bir kez daha aldatılmak üzere… Yine bir seçim arifesinde, yeni bir patlak balonla şirin görünme çabaları sırıtmaktadır. Karpaz’daki insanların yaşadıkları sorunlara bütünlüklü ve köklü çözümler üretmek yerine, bunları görmezden gelip, eşekleri her vesile ile ağızda sakız yapmak, olaylara at gözlüğü ile bakarak, sorunlar sarmalından sadece birini cımbızla çekip almakla çözüm üretmek mümkün değildir.
Güzel şeyler yapma iddiası ile her gün ayakları yere basmayan, sağlıksız fikirleri hesapsız kitapsız bir tedbirsizlikle uygulamaya kalkmak, sağa sola dinamit atmaktan farksızdır. Karpaz’da ne yapılması ve/veya ne yapılmaması gerektiğini çok net anlatan, “tozlu raflarda unutulan” birçok bilimsel raporun tek sayfasını dahi çevirip okuma zahmetine dahi katlanmadan “Amerika’yı yenide keşfetme” hevesi bize, yine maddi ve manevi birçok kayıplara sebep olmak üzere… Biz altın yumurtlayacak tavuğu öldürmek üzereyiz. Bu değerlere saygı duymamak, eşek ailelerini dağıtmak, hesapsızca kısırlaştırıp, yavruları ehlileştirmek adı altında pazarlamak en az yarım asırda oluşan bu değeri berhava etmektir. Bunun birkaç lira kazanmaktan başka hiç kimseye yararı olmayacaktır..
Eşeklerin özgür yaban hayatı, dünya literatüründe önemli bir değer taşımaktadır. Oluşturdukları ailelerle, sürdürdükleri doğal yaşam biçimi, bilimsel açıdan çok değerlidir. Bu konuda deneyim sahibi, birikimli araştırmacılarımız vardır. Hiçbir bilimsel esasa dayanmadan elleri kolları sıvayarak işe koyulmak cinayetle eşdeğerdedir. Bizler sanki başka bir gezegende, tek başımıza yaşıyormuşuz gibi, aklımıza geleni, hatta her şeyin tam tersini yaptık ve yapmaya devam ediyoruz ne yazık bu küçücük ülkede.
Sayın Bakanla her gün yeni bir vaka ile karşı karşıya gelmek, bizim açımızdan da, ülkemiz açısından da çok üzücü. Kendisi bir yana, bu yanlışlar yüzünden hem bakanlık makamı, hem de doğamız değer kaybetmekte, yıpranmaktadır. Sayın Bakan gerçekten problem çözmek istiyorsa, sorunlara “artizanca” değil, eldeki verilere ve uzmanların görüşlerine başvurupbilgilerini derinleştirerek, sivil toplum örgütleri ile de işbirliği içinde, bütün sevgileri birleştirip, çoğaltarak yaklaşmalıdır.
Saygılarımızla,
Yeşil Barış Hareketi Yönetim Kurulu
İlgili Haberler;
Hükümet, Hür Eşeklerden Evcilleştirip Yok Ederek ‘Kurtulacak’