Kadına yönelik şiddet, taciz ve tecavüz vakalarının yasal düzenlemelerle önüne geçilememesi üzerine, dünyada bazı kadınlar kendilerini savunmak için alternatif yollar üretmiş durumda. Alternatif yollardan biri ise oldukça dikkat çekici: Kadın Öz-Savunma Birlikleri
1800’lü yıllarda Amerika ve İngiltere’de ki yasalar erkeklere kadınları dövme hakkı veriyordu. Kadınların uzun süren mücadeleleri sonucu 1900’lerin başında bu kanunlar değişti ancak kadına yönelik şiddet artarak devam etti. BM’nin AB 2014 raporuna göre; Avrupa’da her 15 kadından 1’i, Birleşik Devletler Adalet Şubesi’ne göre; ABD’de her 90 saniyede 1 kadın tecavüze uğruyor. UNODC 2014 Küresel Cinayet raporuna göre kadınların Amerika’da %8’i, Asya’da % 20.5’i Afrika’da % 13.7’si, Avrupa’da %28’i tanıdıkları erkekler tarafından öldürülüyor.
Ekonomik krizin de toplumda ki şiddet eğilimini artırdığı bilinmekle birlikte dünya genelinde en yaygın insan hakkı ihlali olarak görülen kadına yönelik şiddet rakamları ürkütücü boyutlara erişti. UNODC’un raporlarına göre; 2012 yılında dünya genelinde 426.338 kadın cinsel saldırıya uğradı, 243.853 kadın tecavüze uğradı. Tabii bu rakamlar kayıt altına alınanlar. Kadına yönelik şiddetin pek çoğunun kayıt altına alınmaması ise ne yazık ki acı bir gerçek…
Patriyarka ve kapitalizm kadınların hayatlarını bu denli alt üst ederken, kadınlar çarenin “erkek devletin vereceği adalet” olmadığının farkına varmış durumda. Kadınlar çeşitli ülkeler de birbiri ardına kurdukları öz-savunma grupları ile kendi direniş tarihlerini yazmaya başladılar bile…
İşte dünyadaki Kadın Öz-Savunma Birliklerinden bazıları…
Gulaab Gang (Gulabi Çetesi)
Hindistan’ın kuzeyinde ki Uttar Pradesh Bölgesinde 2006 yılında Sampat Pal Devi tarafından kurulmuş. Adını giydikleri pembe renkli yerel kıyafetden (sari) alan çete, kadınlara şiddet uygulayan erkekleri bambu sopalarıyla dövüyor. 10 Kadınla başlayan Gulabi Çetesi’nin bugün 270.000 üyesi var. Kadına yönelik suçların yanı sıra elektrik kesintisi, su sorunu, yolsuzlukla da mücadele eden Gulabi Çetesi geceleri sokaklarda devriye geziyor.
Bir adalet çetesi olduklarının altını çizen Sampat Pal Devi “Beni öldürmeye, tutuklamaya, aşağılamaya ve susturmaya çalıştılar ama işler kadınlar için düzelmedikçe pes etmeyeceğim” diyor…
Red Birigade (Kızıl Tugay)
Gulabi Çetesi’nden ayrılarak Hindistan’ın Lucknow bölgesinde 2011 yılında Usha Vishwakarma tarafından kurulmuş. Siyah salwar (şalvar) üzerine kırmızı kameez (gömlek) giyen Kızıl Tugay üyeleri özellikle cinsel şiddet ve küçük kız çocuklarına yönelik taciz ve tecavüzlere karşı mücadele ediyor. 16 – 25 Yaş arası genç kadınlardan oluşan grubun 200’den fazla üyesi var.
Vishwakarma “Din, kadınları çok güçsüz gösteriyor, biz kadınlar herhangi biri bize saldırırsa mücadele edebileceğimizi bilmemiz, fiziksel ve zihinsel olarak güçlü olmamız lazım” diyor. Hindistan’ın tüm kentlerinde Kızıl Tugay kurmak için çalışmalarına devam ediyor…
Warrior Sisters (Savaşçı Kızkardeşler)
Kuzey Amerika’nın Eugene, Lane İlçesinde 2013 baharında Sam Krop tarafından kuruldu. Sam Krop’un Hindistan’daki Gulabi Gang hakkında öğrendikleri bu programın başlamasına ilham kaynağı olmuş. Çeşitli bölgelerde haftalık eğitim toplantıları yapan Savaşçı Kızkardeşler’in verdikleri sözel ve bedensel eğitimler tamamen ücretsiz. Krav Maga (İsrail savaş sanatı) ve iletişim teknikleri kombinasyonu kadınların tehlikeli durumlardan kurtulmasına yardımcı oluyor. Bu sürecin büyük bir bölümünde kadınlar, kendi sınırlarını çizmeyi ve rahatsız oldukları durumları tanımlamayı öğreniyorlar.
Krop, “İnsanlar kadınların çaresiz olmadığını ve kendilerini savunmayı öğreneceğini bilmeliler biz kadınlara bir seçenek olarak öz-savunmayı öğreterek basmakalıp fikirlerini yıkıp kendilerini koruyacak araçları vermiş oluyoruz” diyor.
Arming Sisters (Silahlı Kızkardeşler)
MSA Sisters’ Self-Defanse (Müslüman Kızkardeşler Öz-Savunma)
Müslüman Kadınlar için Fatima Garsi tarafından yeni başlatılmış bir çalışma. Ücretsiz olarak boks / Muay Thai, sopa ile mücadele, atletizm ve dövüş sanatları dersleri veriliyor. Bu eğitimlerle kadınların fiziksel ve zihinsel olarak güçlendirilmesi planlanıyor.
Primer Comunicado de la Célula Armada de Putas Histéricas – CAPH (Silahlı Çılgın Kevaşeler Kolektifi)
Kimsenin gerçek bir çağrı mı yoksa sembolik bir hareket mi olduğunu bilmediği videoda kolektif, feminist mücadelenin radikalleşmesi çağrısında bulunuyor. “Korku mu? Asla! Her zaman bizim üzerimizde baskı kurdunuz. Artık bizi korkutamazsınız. Bizi kışkırttınız! Şimdi mücadele zamanı! Artık silahlarımız ve medya araçlarımız var. Maçoları kendi silahlarıyla vuracağız!” denilen videoda İspanya’nın Sevilla kentinde gerçekleşen bir dizi protesto eylemi de kolektif tarafından üstleniliyor.
Kaynak: İsyandan.org