Bağımsızlık Yolu Meclis Üyesi ve Kadın Eğitimi Kolektifi (KEK) eğitmeni Cansu N. Nazlı, bugün Gönyeli’de yaşanan kadın cinayeti sonrası, kadına yönelik şiddete karşı gerekli önlemleri almayan ancak konuyla ilgili her türlü “şovdan” geri kalmayan siyasilere sert tepki gösterdi.
Nazlı’nın tepkisinin hedefinde, kadın sığınma evi başta olmak üzere gerekli önlemleri almayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Zeki Çeler, Gece Kulüpleri ile ilgili çalıştay yapmaktan öte somut bir adım atmayan İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars, şiddetin giderek arttığı ülkede Sosyal Hizmetlere dar bir bütçe ayrılmasını onaylayan Milletvekilleri ve 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nün “maraton etkinliği” ile içini boşaltmaya hazırlandığını duyuran “first lady” Meral Akıncı yer aldı.
Nazlı, “25 Kasım’da, kadınlar çatır çatır öldürülürken parmağını kıpırdatmayan Zeki Çeler ile mi yürüyelim yoksa seks kölesi kadınların gayriinsani koşullarda çalıştırılmasına göz yuman Ayşegül Baybars’la mı? Yok yok, iyisi mi sosyal hizmetlere dar bütçeyi onaylayarak hepimizi içinde bulunduğumuz durumda yaşamaya mahkum eden vekillerle selfie çekelim. Ne de olsa hepimiz kadınız!
Evde öldürülüyoruk, sokakta taciz ediliyoruk, 2 guruşa işte bütün gün çalışıyoruk gene da temel ihtiyaçlarımızı bile garşılayamıyoruk. Böyle yaşamayı gabul etmiyoruz! Ölen her kız kardeşimizin hesabı 25 Kasım’dan tezi yok, sorulacak! Bizim için isyan ve mücadele günü olan 25 Kasım’ı da iktidar feminizminin resmi geçidine döndürecek protokole teslim edecek değiliz! Hiçbir şey yokmuş gibi sokağa çıksanız da o gün, kurtulamayacaksınız, ensenizdeyiz!”
Bir kadın cinayeti daha oldu. Yine Gönyeli’de. Üzerinden 1 ay geçmeden bu ikinci. Gerçekten artık neler yapılması gerektiğini saymaycağız. Çünkü Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı başta olmak üzere yetkili herkese bugüne dek sesimizi duyurduk. Onlar bunları yapmaktan bugüne kadar bilerek kaçındı. Önümüze, ne kadar gerekli olsa da, tek başına hiçbir şekilde yeterli olmayan, adli yardım protokolünü koydular oyalanmamız için. Bu kadar zaman bir bütünün parçası olarak örgütlü mücadele ile talep ettiğimiz adli yardım hayata geçti. Bunun için mücadele eden kadın hareketinden evvel first lady pay çıkardı kendine. Lobi faaliyetleri işe yaramış, 25 Kasım’da herkesi yürüyüşe çağırıyormuş. Mehmet Ekin Vaiz’in pr çalışmasını yapacağı, akmayan kokmayan, politik bir sözü olmayan steril yürüyüşünüze lobi yaptığınız bakanlar ve vekiller de davetli mi Meral Hanım? 25 Kasım’da, kadınlar çatır çatır öldürülürken parmağını kıpırdatmayan Zeki Çeler ile mi yürüyelim yoksa seks kölesi kadınların gayriinsani koşullarda çalıştırılmasına göz yuman Ayşegül Baybars’la mı? Yok yok, iyisi mi sosyal hizmetlere dar bütçeyi onaylayarak hepimizi içinde bulunduğumuz durumda yaşamaya mahkum eden vekillerle selfie çekelim. Ne de olsa hepimiz kadınız!
Evde öldürülüyoruk, sokakta taciz ediliyoruk, 2 guruşa işte bütün gün çalışıyoruk gene da temel ihtiyaçlarımızı bile garşılayamıyoruk. Böyle yaşamayı gabul etmiyoruz! Ölen her kız kardeşimizin hesabı 25 Kasım’dan tezi yok, sorulacak! Bizim için isyan ve mücadele günü olan 25 Kasım’ı da iktidar feminizminin resmi geçidine döndürecek protokole teslim edecek değiliz! Hiçbir şey yokmuş gibi sokağa çıksanız da o gün, kurtulamayacaksınız, ensenizdeyiz!