Charlie Hebdo karikatür dergisine yapılan baskın ve katliamla ilgili olarak sosyal medya üzerinden birçok farklı yorum ve tartışma devam ediyor. Bir tanesi de “Je sius Charlie” “Benim Adım Charlie” sloganı ve bunun üzerinden yapılan tartışmadır.
Hatırlatmak gerekir ki Türkiye’de de Hrant Dink süikastından sonraki eylemler, “Hepimiz Hrant’ız, Hepimiz Ermeniyiz” sloganı ile ses getirmişti. Diğer taraftan İslamcı terör saldırısının Paris’in göbeğinde ortaya çıkması da emperyalizmin ortadoğudaki kanlı planlarının bir yansıması olarak değerlendirilmesi gerektiği de unutulmamalıdır.
Charlie Hebdo sol eğilimli bir karikatür dergisidir. Marienne Le Pen (Jean Marie Le Pen’in kızı ve Ulusal Cephe başkanı) ve Fransa’daki aşırı sağcı, göçmen düşmanı ve faşist yapılarla uzaktan yakından bir ilgisi yoktur.
İnternetten takip edildiği taktirde aşırı sağcılarla da direkt olarak dalga geçtiği görülecektir. Dahası kapak fotoğrafları incelenirse; Hz. Muhammed, Papa, Mısır’daki Müslüman Kardeşler, Hz. İsa ve melek, Hz. Muhammed ve Yahudi, Hz. Muhammed, İsa-Musa-Muhammed gibi çizimlerle sadece İslami figürlerle değil Yahudilik ve Hristiyanlık ile dalga geçen çizimlerin de sıkça tekrarlandığı görülecektir. Bu anlamda İslamofobik olarak nitelemek doğru değildir. Ateist oldukları kesindir. Bununla beraber en fazla dinlere karşı bir fobileri olduğu söylenebilir. Bu da ateistleri rahatsız etmese gerek. Ayrıca Fransa gibi ateist oranı yüksek bir toplumda da kabarık bir okur sayısı anlamına gelmektedir. 1969’dan beri yayın hayatına devam ettiğine göre de öyledir. İslamcıları rahatsız eden kısmı da bu olmalı. Fransa’da göçmen kitlelerin geneli, doğal olarak sol parti ve hareketlerde yer almaktadır. Soldaki bu tür yayınlar da bu kitlelerdeki İslami figürlerin kırılmasını ve sol tabanda ateizmin yayılmasını getirmektedir. Ayrıca çizerleri içinde de Mustapha isiminde bir karikatür sanatçısı bulunmaktaydı. Mustapha saldırı esnasında hayatını kaybetti.
Daniel Bensaid’in Marx Kullanma Klavuzu kitabının çizimlerini derginin Genel Yayın Yönetmeni yapmıştır. Demek ki Fransa’da sol içinde de, göçmenler içinde de dışlanmış bir durumları yoktur. Göçmen düşmanı yayınlar yerine veya faşist partiyi destekleyen dergi ve gazeteler yerine Charlie Hebdo’nun hedef seçilmesinin önemli bir sebebi de bu olmalıdır. Bu saldırı ayrıca İslamcı teröristlerin mali destekçileri emperyalist devletleri de rahatsız etmeyecektir. Dahası toplumlarına korku salmak ve faşizmi meşrulaştırmak için de kullanabilecekleri bir ortam yaratacaktır.
Fransa koşullarında ise bu sloganla bütünleşen bir eylemler zinciri örülmektedir. Bu eylemlerle dayanışmanın anlaşılır yolu da bu sloganın kullanılarak bir duruşu ortaya koyabilmektir.
Tüm bunların dışında sadece kalemi ile görsel ve yazın olarak fikir ifade eden, eleştiren bir yayını susturmak için silaha sarılıp katliam gerçekleştirenlerin karşısına da dimdik çıkmak gerekir.
Bu yüzden; Je Suis Charlie
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.