Dün Taşkent bölgesinde düşen cismin Suriye Hava Savunma Sistemlerinin parçası olan S-200 Füzeleri olduğunun giderek netleşmesi, akıllara füzenin neden Kıbrıs adasına düştüğü sorusunu getirdi.
Dün gece İsrail’in Suriye’deki İran birliklerini hedef aldığı iddiası ile gerçekleştirdiği hava saldırısının hemen ardından adamıza düşen füze parçaları akıllara 17 Eylül 2018 tarihinde Suriye Hava Savunma Sistemi tarafından bir İsrail saldırısına cevaben ateşlenip yanlışlıkla vurulan Rus İl-20 uçağını getiriyor.
Ne olmuştu?
Rusya’nın iddialarına göre Suriye’ye hava saldırısı düzenledikten sonra kaçmakta olan 4 İsrail F-16’sı Akdeniz’de Rus İl-20 uçağı etrafında manevra yaparak hava savunma sistemini yanıltmış ve Suriye’nin müttefiki olan Rus uçağı Suriye füzeleri tarafından düşürülmüş ve bu saldırıda 15 Rus askeri hayatını kaybetmişti. Rusya kazanın ardından endişeli olduğunu ve İsrail’in sorumsuzca hareket ettiğini belirtmişti.
Aynı taktik mi?
Dün bir Suriye füzesinin menzilinin sonuna kadar gelerek adamıza düşmesi “yine benzeri bir durum mu söz konusu?” sorusunu akıllara getirdi. Isı veya radar güdümlü olan hava savunma sistemlerinin her hangi bir hedefi takip etmeksizin Kıbrıs’a gelmesinin mantığa pek yatkın olmaması, füzenin hava sahamıza bir İsrail uçağını takip ederek mi geldiği sorusunu getiriyor.
İsrail jetlerinin dikkat çekmemek için Kıbrıs üzerindeki sivil havacılık güzergahını kullanarak saldırının ardından kaçmış olma ihtimali ile ilgili henüz bir açıklama ise yapılmadı.
Böylesi bir durumun, İsrail’in saldırılarında sivilleri canlı kalkan olarak kullanması anlamına geldiğini ve bu durumun Cenevre Sözleşmesi’ne göre savaş suçu sayıldığını da belirtmek gerekiyor.
Kıbrıs’taki otoritelerin bu konuda her hangi bir soruşturma yapıp yapmadığı ise bilinmiyor.