11 Milyon 250 bin dolar gibi astronomik bir rakamın usülsüzce yabancı bir şirkete hibe edildiği konu ve TC’den getirilen su ile alakalı olarak benzer noktalar var.
Kısaca bahsetmek gerekirse; öncelikle iki konunun tarihsel serüveni aynı yıllara tekabül ediyor. Yani İrsen Küçük hükümet döneminden günümüze…
Bu dönemi net bir şekilde ifade etmek istersek, Kıbrıslı Türklerin, TC tarafından en açık şekilde aşağılandığı ve TC’ye yalakalığın had safhaya ulaştığı dönemdir. TC’nin ve Kıbrıs’ın kuzeyindeki işbirlikçilerinin ekonomik paketleri en rezil şekilde halka dayatıldığı dönem yani.
Havayolunun özelleştirilmesi ve gelecek su ile alakalı tohumlar bu dönemde atıldı…
Ayrıca bir diğer açıdan bu iki konunun da işleyişi şeffaflıktan uzak, muazzam bir gizlilik içerisinden, halkın bilgilendirilmesini istenmeden yürütülmüştür…
Açıkçası bu tür konuların devlet geleneği olduğu aşikardır. Şu açıdan: Halkına kabaca, “biz, şimdi ağzınıza sıçtık” demek yerine; bu gibi konuları gizli saklı, kapalı kapılar ardında ancak, belli bir kısmını olumlu muhtevası olan proje, hukuki antlaşma, uluslarası prosedür v.s laflarla kısmi olarak halka paylaşmakla yetiniliyor…
Herhangi bir uygulamanın halkın kendi seçtiği vekiller tarafından halkına açıklamamasının sebebi ne olabilir ki?..
Ve iki konununda özelleştirmelerden kaynaklı sorunlar olduğu gerçeği de ortada…
Ne kadar da güzel bir isim: ÖZELLEŞTİRME. Ne kadar da olumlu bir çağırışım taşıyor…
Ama sonuçları da bir o kadar acı. Halkın olanı halka rağmen gözden çıkarmak. Kamusal alanı/ olanı veya herhangi bir kamusal hakkı alıp, özel bir şirkete/ kişiye devretmek…
Anamur’daki halkın suyunu, özel bir şirket aracılığı ile başka bir halkın su hakkını gasp ederek Asrın Projesi adıyla o halka satmak!
Ya da halka ait bir kurumu, özele devredip, usülsüzce yine halkın parasıyla özele hizmet sunmak!
Aslında iki konu da bundan ibarettir. Gerisi, olumlu veya olumsuz bir yönde seyretmesi farketmiyor; hukuki zemin yaratma ve meşru olarak süreci kabullendirme meselesidir…
Öncelikle sıradan bir vatandaş olarak; bu konuların kamuoyunda tartışıl(ma)masını israf olarak görüyorum…
Mesela http://www.ankaradegillefkosa.org/elciligin-gor-dedigi-munur-rahvancioglu/ linkte su meselesi ile ilgili olarak sürecin tüm açıklığıyla yapıldığı değerlendirme var.
Taslaklar, raporlar, görüşmeler havada uçuşuyor… Halk hepsinden bihaber, konu üzerine kahramanlık edasına bürünenlerin algı operasyonlarına maruz kalıyor.
Hep israf! Gerçekler zaten tüm açıklığı ile ortada… Gizli kalamaz da zaten!
Hatırlarsınız; ilk zamanlar havayolunun özele devredileceği dönemlerle kamuoyunda özelleştirmeler tartışılırken, özelleştirmelerin ne kadar güzel bir şey olduğundan bahsediyorlardı…
“Özelleştirme nedir?” diye sorduğun zaman ne olduğunu bilmeyen biri sana pek ala özelleştirmeyi övebiliyordu…
Bugün özelleştirme nasıl bir şey olduğunu sorsak yine över ama havayolu ile alakalı olarak, olumlu bir şey söyleyen çıkmaz… Hatta bilet fiyatları, sunulan hizmet, çalışanların aldıkları maaş ve çalışma koşulları hiçbiri tartışılmıyor bile… Hepsi dünyadaki kriz ile açıklanmaya çalışılıyor… Özelleştirmelerin bir suçu yok…
İsraf derken kastetmek istediğim şey de tam da bununla alakalıdır zaten: mesela bu su meselesinin bugün yönetimini becerirmiydik, beceremezmiydik derken, beş yıl sonra, fiyatlarını, kalitesinden şikayet eder duruma geleceğiz…
Su nasıl yönetilecek, nasıl işletilecek derken; gelecekte suyu muazzam bir lüks ihtiyaç olarak tüketir duruma geleceğiz.
Heralde onu farklı bir kriz ile açıklarız!
Pekala bu halkın suyun yönetimini de işletilmesini de çok iyi bildiğini, kapalı kapılar ardından demokrasi dersi veren basiretsiz hükümet ve ortağı çok iyi biliyor. Ancak zamanı yönetim, işletme becerisi gibi konularla israf ediyorlar…
Halkı herşeyden gizli tutarak, bilmedikleri konularda muazzam “bilgi” sahibi yapmak çağımız en büyük tuzağı! Yaymaya çalışılan kahramanlık destenının yalan olduğu aşikardır zaten…
Boşuna ne zamanı, ne siyaseti, ne emeği, ne suyu ne de halkın parasını gizli gizli israf etmeyin!
Söyleyemediğiniz ne varsa, bu halk ile paylaşın. Bu halk gereken cevabı verecektir…
Aksi davranıp bu halkın herşeyi unutacağını düşünenlere devrimciler herşeyi çok iyi bir şekilde hatırlatacaktır…
Saliha Batak
Bağımsızlık Yolu Üyesi