Ankara Değil Lefkoşa(ADL) olarak, İskele’de Boğaz Hotel’e ait yapıların yıkımı ile ilgili yaşanan süreci sizler için özetledik.
İskele Belediyesi, Mağusa Kaza Mahkemesi’nin 2003 yılında almış olduğu “sahildeki kaçak yapılaşmaya ilişkin karar”ını 29 Ağustos 2016 tarihinde uygulamaya koydu. Belediyeye ait birimler İskele Boğaz’da bulunan Boğaz Hotel‘e gidip sahilde bulunan kaçak yapılaşmaları mühürledi. Yapılan açıklamalarda, yine ayni şirketin, su sirkati yapmış olabileceğine dair şüphelerin olduğu ve bununla ilgili de araştırmaların devam ettiği öğrenildi.
İskele Belediye Başkanı Hasan Sadıkoğlu, öncelikli olarak kararları alınmış yapılarla ilgili yıkımlar gerçekleşeceğini ve kaçak yapılaşmanın önünün kesilmesi için tedbiri elden bırakmayacaklarını açıkladı. Bazı kesimler ise Boğaz Hotel’e ait yapıların yıkımının “şahsi garez ve çekememezlik” sonucu yapıldığını iddia ederek Sadıkoğlu’na yönelik eleştirilerde bulundu.
Öte yandan İskele’de ve bölgede örgütlü birçok sivil toplum örgütünün katılımı ile oluşturulan İskele Kurumsallaşma Platformu da atılan adımlara destek verdi.
Platformun kaçak yapıların yıkılmasıyla ilgili yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Bölgemizde özellikle sahil şeritlerimizde yapılan kaçak yapılaşmalar hızla devam etmektedir. Bunun yaşanmasındaki en büyük sorumlu olan geçmiş siyasi iradeler, durumu vahim hale getirerek halkın ortak malı olan sahillerimizi halk yararından uzak yatırım yapan kişilere peşkeş çekmişlerdir. Kurumsallaşma Platformu olarak bundan hareketle halkın malı olan sahillerimizin iadesi için yapılan her türlü mücadele ve iradeyi destekleme, halkla birlikte hareket etme kararlılığındadır. Herkesin malı olan ortak yerlerin yargı süreçleri sonuna kadar takip edilip sonlandırılarak yine halka kazandırılması hepimizin görevidir. Platforumumuz söz konusu İskele Boğazı’nda mahkeme kararı olan yerin hükmünün sonlandırılarak uygulanmasını koşulsuz talep etmektedir.”
Yıkıma Karşı Siyasi Baskılar Gecikmedi
2003 yılında mahkemenin aldığı yıkım kararını uyguladıklarını, başka amaçlarının olmadığını vurgulayan Sadıkoğlu, hükümet yetkililerinin kendisini telefonla aradığını açıkladı.
Kaçak yapıların mühürlenmesiyle ilgili 10 sivil toplum örgütünün İskele Belediyesi’ne destek verdiğini söyleyen Sadıkoğlu, bu plajı yeniden İskele bölge halkına tekrardan kazandırmak istediklerini vurguladı. Sadıkoğlu, “bu plajı bölge halkına kazandıracağımız hususunda iddialı konuşuyorum” dedi.
“Serdar Denktaş ve Fikri Ataoğlu Beni Aradı”
Sadıkoğlu, “İki siyasi beni aradı, konunun bu olduğunu bildiğim için telefonda onlarla görüşmedim. Çünkü otel sahibinin oğluyla konuştuğumda ‘nasıl dedi sabah mühürlediniz, akşama gelip o mührü sen kendin oradan kaldıracaksın, görecen’ diye söylemlerde bulundu. Mehmet Erülkü de zaten belediyenin sayfasında paylaşımlarda bulunarak, ileri geri konuştu.
Otoritenin olmadığı yerde otorite oluşur şeklinde söylemlerde bulundu. Ne yapacak ki? Bir günde Bakanlar Kurulu kararı alıp, İskele halkının plajını Mehmet Bey’e mi verecekler? Güvencesi nedir? Hangi siyasetçiden destek aldı onu bilemeyeceğim. Herhalde beni arayan iki siyasetçiden ya da kendi partisinden alıyor. Bu dakikadan sonra kendi partisi de halkı karşısına alamaz. Ben zaten Mehmet Bey’i de polise gidip şikayet edeceğim” şeklinde konuştu.
İskele Belediye Başkanı Hasan Sadıkoğlu, Sim TV’de katıldığı bir TV programında ise, kendisini arayan siyasilerin Başbakan Yardımcısı ve Malıye Bakanı Serdar Denktaş ile, Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu olduğunu açıkladı.
5 Eylül, sabah beş buçuk: Yıkım gerçekleştirildi
Yıkım esnasında bazı sivil toplum örgütleri ile halk da İskele Belediyesi’nin yıkım operasyonuna destek verdi. Otel Direktörü Mehmet Erülkü, yıkım esnasında yaptığı açıklamada “Boğaz Hotel’i Maliye Bakanlığı’na devrettiğini” söyledi ve “yıkımı gerçekleştiremezsiniz” diyerek itirazda bulundu. Bu arada yıkımı durdurmak amacıyla İskele eski belediye başkanı Halil Orun ile eski belediye müdürü Aydın Çırakoğlu’nun, polise Erülkü lehinde ifade verdikleri öğrenildi. Yıkım günü bir duruşma gerçekleştirildi. Mahkeme duruşmayı 7 Eylül’e erteledi.
Basın Emekçisine Sözlü Saldırı
Erülkü’nün davasını takip eden bir basın emekçisi, Mehmet Erülkü’nün açıklama yapıp yapmayacağını sorması üzerine Erülkü’nün avukatı Menteş Aziz’in sözlü saldırısına uğradı. Basın emekçisi kadın muhabire cinsiyetçi hakaretlerle saldıran Menteş Aziz’e karşı, Basın-Sen Polis, Lefkoşa Barosu ve Barolar Birliği’ni göreve çağırdı.
Eleştiriler ve Soru İşaretleri
Kaçak yapıların yıkımı Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı (KTİMB) Cafer Gürcafer, tarafından eleştirildi. Gürcafer yaptığı yazılı açıklamasında yıkımı, “yerli bir işadamına yönelik kin ve nefret kokan, intikamcı bir yaklaşım” olarak değerlendirdi. Gürcafer’in Boğaz Hotel’e sahip çıkmasının altında yatan siyasi ve ekonomik ilişkiler olsa da, İskele Belediyesi’nin tavrı, yıkımı olumlu karşılayan çevrelerde de bazı soru işaretleri yarattı.
Toparlanıyoruz: “Neden İki Yıl Beklenildi”
Toparlanıyoruz Hareketi (Temiz Toplum Derneği) İskele Belediyesi’nin mahkeme kararını uygulayarak kaçak yapıları yıkmasının sevindirici olmakla birlikte açıklanması gereken konular olduğunu belirtti.
Toparlanıyoruz Hareketi’nden yapılan açıklamada, İskele Belediyesi’nin, 2003 yılından alınan bir kararı neden 13 yıl sonra uygulandığı veya mevcut İskele Belediye Başkanı ve Belediye Meclisi’nin görevde oldukları son 2 yıl içerisinde neden söz konusu mahkeme kararını uygulamadıkları soruldu.
Yıkımın gerçekleştiği gün alınan bir ara emri bulunduğuna işaret edilen açıklamada, ortada başlatılan başka bir mahkeme süreci bulunduğu İskele Belediyesi yönetiminin bu mahkeme sürecinin içeriği hakkında toplumu bilgilendirmesi gerektiği kaydedildi.
Ankara Değil Lefkoşa olarak, halkın plajlarının talan edilmesine ve kaçak yapılanmaya karşı atılan adımları destekliyoruz. İskele Belediyesi’nin konuyla ilgili samimiyeti bölgedeki diğer kaçak yapılara yaklaşımı ile ortaya çıkacağından, sürecin takipçisi olmaya devam edeceğiz.