Ankara’da 100’ü aşkın insan öldürüldü. Dün Türkiye halklarının acılarını paylaşmak, dayanışmak için Lefkoşa’da eylem vardı. Ben de oradaydım. Öldürülenlerden isimleri netleşenler teker teker söylendi. Biz de burada dedik. Onların aramızda olduğunu, umutlarının paylaşıldığını belirttik.
Her isim söylendiğinde belki başka isim olmaz diye bekledim, ama isimler devam etti. İsimler sonsuz denecek bir zaman devam etti. Ölümler, acılar sonsuz denecek bir zamanda devam etti…
Bazısı üniversite öğrencisiydi, gençti Geleceğe dönük hayalleri vardı. Daha iyi bir ülkede, daha iyi koşullarda, daha iyi bir hayatı düşlüyorlardı. Buna inanıyorlardı.
Bazısı emekçiydi. Emeğini satarak geçinir, sömürülürdü. Sömürüsüz bir dünyayı özler, bunun için adımlar da atmaya çekinmezdi. Hayal ettiği dünyayı kendisi yaratacağına adı gibi emindi.
Bazısı kadındı, evde işte sömürüsü katlanırdı. Hem kendi için, hem de tüm kadınlar için bu sistemi değiştirmeye yeminliydi.
Bazısı yaşlıydı. Ömrü boyunca yaşadığı ve çevresinde yaşanan acıların bir bütünü vardı hafızasında. “Benim ve kuşağımın yaşadığı acıları çocuklarıma, torunlarıma yaşatmayacağım” diyordu. Demekle de kalmayıp, gücünün yettiğinin de fazlası ile sokakta oluyordu.
Onlar Kürt’tü, Türk’tü, Arap’tı, Filistinliydi, Ermeni’ydi, Kıbrıslıydı. Gençti, kadındı, yaşlıydı, emekçiydi, sosyalistti, Kemalciydi, Apocuydu, bendim, sendin…
Onlar birbirinde farklıydı. Aynı dili dahi konuşmayanları vardı. Ama bir noktada birleşiyorlardı. Hepsi savaşın onlara bir fayda sağlamayacağının farkında, aydınlık insanlardı.
Peki, kim öldürdü bu insanları / insanlığı?
Her faciaya karşı “kendileri yapmışlardır” diyenler öldürdü.
“Onlar da insan”, cümlesini “ama” demeden diyemeyenler öldürdü.
“Bunlar zaten terörist” iyi oldu diyenler öldürdü.
“Doğruyu söylüyorsunuz da ben kendi işime bakarım, sonra başıma bir şey gelmesin” diyenler öldürdü.
Yani AKP’nin ve Erdoğan’ın iktidarda kalmak için derin devletine tetiği çektirtecek aralığı veren herkes öldürdü. Ellerinde 100’ü aşkın insanın kanı var.
Suruç’ta bir bomba patlamıştı, Ankara’da da bir bomba patladı, insanlık artık ölü. Artık insanlığın olmadığı bir ülke var orada. İnsanlık olmayınca hiçbir şey eskisi gibi olmaz. İnsanlığı dün, bugün toprağa verecekler. O toprağa gözyaşı damlaları düşecek.
Yarın ise belki insanlığın ölü yattığı o topraktan bir şeyler filizlenecek ve belki o toprakta filizlenen şeyin adı kardeşlik ve barış olacak. İşte o zaman, yani bu ölümler daha fazlasının önüne geçer, “kendileri yapmıştır”, “bunlar zaten terörist” zihniyeti ortadan kalkarsa bu sonsuz zamanda ölüm ve acıların failleri de ortaya çıkar.
Mustafa Keleşzade
Bağımsızlık Yolu