Bunca zamandır nerelerdeydin?
Tam 52 yıl oldu… Ada’ya adım atmamışsınız…
Halbuki NATO’nun onbinlerce askerinin varlığı yetmez sizi hissetmemize…
Gelip ayak basmamız lazım…
Nasıl görürüz yollardaki trafik çizgilerinin yenilendiğini, tarihi surların üzerinin alçı ile boyandığını, ağaçların budandığını, hatta budayanın hızını alamaması sonucu tüm bir ağacın yok olmaya yüz tutmasını…
Malum epey zaman geçti, 52 yıl, insan heyecan yapıyor, panik oluyor…
Yoldaki ağaç budanırken hızını alamayan devlet neredeyse ağacı yok edecekti…
Ama yine aynı devlet Biden’i resmi makamlarında ağırlayamayacaktı…
Hani insan bazen düşünmeden edemiyor, mesela ağaç olmasa, budama işlemine de gerek kalmayacaktı. Ne de olsa olmayan bir ağaç budanamaz.
kktc diye bir devlet olmasa mesela sembolü de olmayacak. Ne de olsa olmayan bir devletin sembolü de olmaz…
O zaman her şey daha gerçek olacak belki. Hani varolmayan bir şeyi varmış gibi yaşamaktansa, aslında olmayan bir şeyi zaten yokmuş gibi yaşamak daha gerçek geliyor insana.
Neyse, ilahi kktc, iyiki Biden geldi de, yollardaki çizgiler de yenilendi… Keşke programında bütün yollardan geçse de bütün yolları bir güzel güzelleştirseniz…
Ne de olsa halk için ne varsa, aslında yok!
*
Biden’ın çantasında çözüm planı yokmuş ama çözüm sürecini hızlandırmak istiyormuş…
Yaw 52 yıl sonra mı hızlandıracaksınız bu süreci… Amma çok beklemişsiniz…
Ama bu da bir şey…
İki gülücük atmanız, çantanızdan ajandalarınızı çıkartıp o ajandaları açmanız lazım…
O ajanda zaten nerede açıldıysa içinden rengarenk barışlar, çözümler çıktı…
Zaten Irak, Afganistan, Mısır, Libya ve uzak geçmişte nerede açıldıysa o ajanda orada yaşayan halklar barıştan ve huzurdan sarhoş oldular, tüm dünyaya ABD medeniyetinin sarsılmaz erdem ve gücünü gösterdiniz.
Hadi bakalım, şimdi sıra bizde…
Hoş geldin Biden!
Bak senin gelişini umut ve sevinç ile karşılıyor herkes…
Umudumuz oldun!
Talat abimiz de dedi ya, “Biden’in ziyareti çok önemli”, taraflar önem göstermeli diye de uyardı…
Ada’daki barışı tamamen teknik bir masa başı al ver sürecine indirgeyenler de sevinçli.
Biden’in ziyaretiyle al ver süreci hızlanabilir ne de olsa…
Sonra tabii doğal gaz ve petrol…
Her iki tarafa da bir miktar ‘gaz’ vermek lazım tabii…
Biden eli bol birine benziyor…
Her iki tarafı ‘gazladıktan’ sonra, esas gaza gelecek olan kendisi olacak tabii…
*
Sen nelere kadirsin Amerika.
Bak herkes sembollü sembolsüz, devletli devletsiz, senin çantanın içinden çıkacakları bekliyor…
52 yıl bekledi bu insanlar…
Sanki sen gelince her şey güzelleşecek, her şey son biçimine varacak…
Gerçi sen hep buradaydın, bir yere gitmedin ama işte ispat-ı vücut gibi bir şey bu…
Gaz kokusu çekiyor insanı.
İştahını kabartıyor.
Gel gör ki Amerika, biz Kıbrıs halkları hep içimize atıyoruz…
Hep sıkıyoruz.
Hep birinin gelip ‘gazımızı’ almasını bekliyoruz…
Halbuki iki halk şöyle bir ıkınsak!
Gazımızı başkalarının almasını beklemesek…
Şöyle bir kardeş kardeş osursak mesela Amerikan emperyalizmin ağzına, işgalin burnunun dibine…
Sen yine gelebilir miydin gazımızı almaya?
Hasan YIKICI
Baraka aktivisti
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.