1940’lı yıllara kadar Sarayönü’nde, kurulan bayram yerleriçeşitli oyuncaklar, lokmacılar, şamişicilerle dolar insanlarabayramın özel bir gün olduğunu hatırlatırdı. 1930’lu yıllarınbaşında Kıbrıs Türk Lisesi öğrencileri Vahan Bedelyanyönetimindeki bandosuyla bayram sabahlarında Ayasofya(Selemiye Cami) Camisi önünde bayram namazını kılanhalkı, çeşitli marşlar eşliğinde karşılardı. Güne bu şekildebaşlayan erkekler eve giderken belki de Arasta’dan bir de tahın helvası alır çocuklarının gönlünü bu şekilde hoştutardı. Ne de olsa bayramlar, çocukları sevindirmek içindive onların gözünde yeni elbiseler, şeker, bayram yeri gibianlamlar taşımaktaydı.
1955’e değin Girne Kapısı’nda ardından Hisar Üstü veÇağlayan Çocuk Bahçesi’nde kurulan bayram yerleri son olarak Fuar Alanı’na taşınsa da her zaman çocukları mutluetmiştir. Bizim evde de bayram yerine gitme pazarlıklarısabahtan başlar ve akşamüstü çocukların zaferiylesonlanırdı. Bu bayram da aileler çocuklarını mutlu etmekiçin çalıştı ama akşamdan yatağın üstüne asılanelbiseleriyle, yastık altında yeni ayakkabılarıyla uykuyadalan kaç çocuk oldu acaba?
***
Bugün bayramın son günü. Bayram dediysem hayvanlarınkurban edilip, ortalığın kan gölüne dönmesi canlanmasıngözünüzün önünde… Benim bayramdan anladığımbüyükleri ziyaret ederek gönüllerini almak, küçüklere ufakharçlıklar verip onları sevindirmektir. Ailelerin birarayagelmesi, sofralarda buluşmadır. ihtiyacı olana sırtınıçevirmek değil dayanışmaktır, evinde pişenden bir tabakda komşuna ayırmaktır… Kısacası sevgi-saygı vebirlikteliktir manası…
Umarım herkes ailesiyle güzel vakit geçirebilmiş, misafirliklere gidebilmiş ve bayramı istediği gibiyaşayabilmiştir. Umarım diyorum çünkü bugünlerde evdeoturmak da dışarı çıkmak da oldukça masraflı hale geldi. Elektriğe, benzine, tüpe ve gündelik yaşamımızdakullandığımız temel gıdalara yapılan zamlarla alımgücümüzün giderek azaltıldığı ve yaşam kalitemizindüştüğü gün gibi ortada duruyor. Dövizin yükselişini de düşününce ev borcu, araba taksiti, kira ücreti gibiödenmesi gerekenleri hatırlayıp içinden çıkılmazdüşüncelerle boğuşurken buluyoruz kendimizi.
Herkesin aklında “nasıl geçineceğik?” sorularıdönedursun, krizi fırsata çevirmeye kalkan sermaye sahipleri ve inşaat patronları halkın sırtına zamlarlayüklenerek, hükümet de alınan sözde tedbirlerle buduruma çanak tutarak yaşamı zorlaştırmakta. Oysa krizinkahrını halk çekiyor ve bunun bedelini bize ödetmeyehakları yok!
***
Baraka Kültür Merkezi olarak Sarayönü, Arasta, BüyükHan ve Barış Manço Parkı’nda zamları eleştirmek için birsokak tiyatrosu gerçekleştirdik. “Zamlarla baş etmeKursları”nı anlatan tiyatromuzda; tüp gaz kullanmadanyemek pişirme, asfalyalarımız atmadan elektrik üretme, benzinsiz ulaşım sağlama gibi konular anlatıldı. EtkinlikteBağımsızlık Yolu üyeleri de hazırladıkları “Halkın AcilÖnlem Talepleri”ni içeren bildiriyi vatandaşlara dağıttılar.(*)Bir diğer eylem ise yine Bağımsızlık Yolu üyeleriyle busefer Başbakanlık önünde yapıldı. Biliyoruz ki bu kavgabitmedi. Daha yeni başlıyor. Giderek fakirleştiriliyoruz. Vebunun örneklerini daha fazla hissetmeye, yaşamayabaşladık. Facebook’ta eczaneden ilaç alamayan babanındramına tanıklık ederken, çocuğuna mama alamayanannenin videosunu, döviz artışından dolayı kendinioynamaya veren vatandaşı izlemek normal bir durum haline geliyor. Tüm bu yaşananlara sadece seyircikalmamalıyız. Haklarımıza sonuna kadar sahip çıkmalı, zamlara karşı birlikte hareket etmeliyiz.
Bayram bitti, yarın herkes gündelik yaşamına geridönecek. Bayramın halkın bayramı olacağı günlere dekmücadelemiz devam edecek. Ne diyelim herkese iyibayramlar…
(*)Bağımsızlık yolu tarafından hazırlanan krize karşı önlemtalepleri ve eylemin haberi için bakınız: http://www.ankaradegillefkosa.org/bagimsizlik-yolu-basbakanlik-onunde-eylem-yapti-halk-olarak-dayanacak-gucumuz-kalmadi-bedeli-sermaye-odesin/
Şifa Alçıcıoğlu
Baraka Kültür Merkezi Aktivisti