“HAYIR”LISI OLSUN! – NAZEN ŞANSAL

Bir topluluk düşünün…
İçinde genelde kendi menfaatini düşünenler, iş yapmayı az, şov yapmayı çok sevenler, arada bir birbirlerine sövüp kavga edenler, bazen kadınların üstüne yürüyenler, adı, gece kulübü işletmeciliğine karışmış olanlar, puro kaçakçılığı yaparken yakalananlar var…
Hükümet olup iktidar olamayanlar, hava yollarını batıranlar, ülkesini satmakta, ormanlarını, kıyılarını yağmalatmakta beis görmeyenler, halkının onurunu bir başka ülkenin temsilcisinin sözleri kadar bile önemsemeyenler var…
Bu topluluğun topluca onay verdiği bir şeyden hayır bekler misiniz?
Anayasa değişikliği, 50 kişilik parlamentoda 48 oyla onaylandı…
Her şeyden önce parlamentonun, kendini oluşturan ve belirleyen anlayışa çok da ters düşen bir Anayasa yapmayacağını düşünmekte haksız sayılmayız…
Kıbrıslı Türk halkının sosyo-ekonomik ve kültürel özelliklerinin asimile edildiği, bir halk olarak var olmamızın koşulu olan kolektif iradenin Meclis ve hükümetlerce TC’ye teslim edildiği bir dönemde, Anayasa’da çok daha esaslı değişikliklere gidilmeliydi. Oysa “sol” ve sağın pek bir güzel uzlaşmasıyla, günlük yaşamımızla ve varoluş kavgamızla alakası olmayan bazı Anayasa maddelerine ufaktan dokunuldu bu değişikliklerle.
Günlük yaşamla veya varoluş kavgamızla alakalı Anayasa maddesi mi olur demeyin. Örneğin; sadece yurttaşlara tanınan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının bu ülkede yaşayan herkese tanınması doğrudan günlük yaşamımızla ilgili bir madde.
CTP’nin adını bile anmaya çekindiği geçici 10. maddenin kaldırılması, bir halk olarak onurumuzla varoluş mücadelemizde bir mihenk taşı olurdu.
Bırakın geçici 10. maddeyi, metinin ilk halinde ürkekçe bir dille de olsa yer alan vicdani ret hakkı tamamen çıkarıldı. Yine metnin ilk halinde bulunan azınlık hakları ansızın buharlaşıp uçuverdi…
Nasrettin Hoca’ya sorulan “eskiyen ayları ne yaparlar?” sorusuna “kırpıp kırpıp yıldız yaparlar” cevabını yapıştırması gibi, Anayasa değişikliği de sağın nazlanması ve “sol”un da “olsun da nasıl olursa olsun” takıntısı yüzünden kırpılıp kırpılıp yıldıza döndü…
Kendini hala “sol” diye tanımlayanlar, vicdani retten, azınlık haklarından bir çırpıda feragat ettiler. Bir anda, UBP’nin dümen suyuna giriverdiler…
Nihayetinde insan hakları, çocuk hakları gibi hangi iyi niyetlerle kalkışılmış olunursa olunsun CTP, bu Anayasa değişikliğinden sınıfta kaldı.
HAYIRlısı olsun, ne diyelim…
Nazen Şansal – Baraka Kültür Merkezi Aktivisti
hayırlısı

Be the first to comment

Leave a Reply