Geçici 10. Madde’yi ellemeyen, sendikalaşma hakkını garantiye almayan, azınlık haklarını unutan, yabancıların eylem yapma özgürlüğünü vermeyen Anayasa değişikliğine “hayır” diyoruz ya…
Bize isim bulmakta zorlanıyor kimileri…
Önce “satükocu bunlar” dediler…
Neymiş efendim; biz, hiçbir şey değişmesin, her şey aynı kalsın istiyormuşuz…
Ama UBP ve DP ile oybirliği sağlayanın kendileri olduğunu hatırlattığımızda ve “ne yani UBP ve DP değişimci, biz ise statükocu muyuz” diye sorduğumuzda anladılar bu argümanla bir yere varamayacaklarını…
Şimdilerde yeni yeni sıfatlar dolaşıyor bizimle ilgili…
Biz “cahil”mişiz, biz “her şeye muhalefet”mişiz…
Hiç boşuna kafa karışıklığı yaratmayalım ve kim olduğumuzu açık açık anlatalım diye kaleme alındı bu yazı…
***
Evet biz “her şeye muhalefet” edenleriz…
Göç Yasasına, Sözde Sosyal Güvenlik Yasası’na, Yaz Burslarının kaldırılmasına, İTEM’e, KDV’ye…
Kısacası işgale karşı çıkanlarız biz…
Her kim ki bir haksızlığa maruz kalır, her kimin ki hakkı yenir, yanında bizi bulur…
KTHY batırılırken de oradayız, Özelleştirme Yasası geçerken de…
Limasol Türk Kooperatif Bankası çalışanları işten atılırken, AÖA’nın altı oyulurken, Külliye açılırken, Kur’an kursları dört bir yana dağılırken, Karpaz’a elektrik götürülürken, Çağlayan Çocuk Bahçesi’nin adı değiştirilip Ankara Parkı yapılırken, Tayyip ülkemizi teftiş ederken “HAYIR” diyenler bizleriz…
Biz bu ülkede gerçekleşen her şeye muhalefetiz…
Çünkü biz, işgali midesi kaldırmayanlar, vicdanının sesini susturamayanlar, “kendi küpünü doldurmaya” bakamayanlarız…
Ama sadece bundan ibaret değil bizim kimliğimiz…
***
Biz her eylemde güneşin altında sesi kısılana kadar slogan atanlarız…
Biz her olayda polisten dayak yiyenleriz…
Biz her seçimde parlamento dışında kalanlarız…
Biz dağ bulamadığı için devrim yapamayanlarız…
Biz kazanan tarafta olmaktansa haklı olan tarafta olmayı tercih edenleriz…
Biz bu ülkenin delileri, marjinalleri, maceraperestleri, hayalcileri, aklı bir türlü başına gelmeyenleriyiz…
Biz onurunu her şeyin önüne koyanlar, içinden geçeni söylemeden duramayanlar, başını dik tutmanın ötesinde bir şey ummayanlarız…
Biz mahkemelerde yargılanır, polis tarafından tutuklanır, üniversiteden uzaklaştırılır, iş yerinde en ağır işlerle ödüllendiriliriz…
İşsiz kalırız, evsiz kalırız, göç yollarına itiliriz…
Ama bir türlü ıslah edilemeyiz biz…
***
Biz kravat takamayan, takım taklavat dolaşamayan, el-etek-ayak koklayamayan, muhtedirlere sırnaşamayanlarız…
Türkiye “otur” deyince oturamayan, “kalk” deyince kalkmayanlarız biz…
Anavatanını Kıbrıs belleyenler, emir almayı hazmedemeyenler, işgal yerine vesayet deyemeyenleriz biz…
Biz Kıbrıslı Türk halkının çıkarından başka stratejik çıkar, Kıbrıslı Türklerin geleceğinden başka ortak payda, Kıbrıslı Türklerin varlığından başka amaç tanımayanlarız…
İnandımızdan, gururumuzdan, dobracılığımızdan biraraya gelemeyenler, bir türlü güçlerini birleştiremeyenler, yokluğumuzda sizi başımıza musallat edenleriz biz…
***
Şimdi öyle bir şey yaptınız ki, size müteşekkiriz…
Bizi yan yana getirdiniz…
Şimdi biz, kendi durduğumuz yerlerde; anayasanıza da, geçici onuncu maddenize de, oybirliğinize de saygılarımızı sunacağız…
Arılar gibi çalışıp rejim karşıtlarını biraraya toplayacağız…
Bu rejimi benimsemeyenler olarak boy aynasında kendi ölçümüzü alacak, biraraya gelirsek gücümüzün ne olduğunu sınayacağız…
Belki de biz, tarihimizde ilk kez BİZ olacağız…
Böylece SİZİN KİM OLDUĞUNUZU da daha net anlatacağız…
***
Sahi, siz kimsiniz?
Münür Rahvancıoğlu
Baraka Aktivisti
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.