HALKIN GERÇEKLERİ – MUSTAFA BATAK

Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaştı.

Adaylar gerek geziler gerek gerçekleştirdiği mitingler gerekse de yaptıkları ziyaretlerle seçimlere ilişkin tavırlarını halka anlatmaya çalışıyor.

Öyle bir şey ki, sosyal medyanın kullanımının seçimleri doğrudan etkileyebileceği sanısı hakim olmuş durumda. Yapılan hazırlıkları ve ilerleyen çalışmaları hemen her gün görüyoruz zaten.

Halkın arasına karışıp, ‘‘en yakın ve samimi’’ kareyi kim yakalarsa onun oy yüzdesi artacak gibi davranılıyor…

Tabi bu işin sosyal medyaya yansıyan yüzü…

Bir de gerçekler var…

O gerçekler dediğimiz nokta da ise değinmeden geçemeyeceğimiz Sibel Siber var…

Adaylar arasında yer alan tek kadın aday olmasını fırsata çevirme arzusu içerisinde olduğu aşikar…

Ancak unuttuğu bazı şeyler var ki, o da hayatın gerçekleri.

Bir tarafta kendisi ‘‘ Ben tek kadın adayım’’ diyerek köy köy, mahalle mahalle, sokak sokak dolaşırken diğer tarafta partisi bir önceki hükumet döneminde kadınların yıpranma payını hiç hesaba katmadan emeklilik yaşını yükseltebiliyor. Üstelik buna argüman olarak, ‘’bakın kadın erkek eşitliği gözeterek emeklilik yaşını aynı yaşa çektik’’ diyebilecek kadar küçülebiliyor kadın adayımızın partisi…

Sonra, bir taraftan bursları yatmayan veya burs talep eden öğrencilerin karşısına çıkmaya korkuyor, diğer taraftan, Göç Yasasına karşı olup olmadığına ilişkin bir söz söylemekten kaçıyor…

Yine kadın adayımız karpaza ilişkin umut dolu sözler söylerken, unutuyor ki partisi oraya elektrik götürmüş ve karpaz milli parkının sermayeye peşkeş çekilmesinin ve bugün orada yaşayan eşeklerin katledilmesinin önünü açmıştı…

Verdiği mesajlar, söylediği sözler yaptığı veya yaptırdığı reklamlar ile kadın aday Sibel Siber’in, ne toplumsal cinsiyet eşitliğinden ne kadın haklarından ne Kıbrıs’ta çözüm denilen şeyden (ki bu noktada farklı düşünüyor olabiliriz fakat farklı düşüneceğimiz dahi herhangi bir argumanı olmamasından söz ediyorum) ne de bu ara dillerden düşmeyen dik duruşa da sahip olmadığı su götürmez bir gerçek…

Bunun en büyük ıspatı gerek verdiği demeçler gerekse de son günlerde ortaya attıkları ‘’ilk defa birleştik’’ reklamıdır…

İyi iş tarifinin erkekler üzerinden yapıldığı reklamda, yine iyi işin erkeğe kıyasla daha iyi yapılacağının söylenmesi yani sözü edilen işte niteliğin kişinin yeterliliği, becerisi veya o işi yapabilme kapasitesi üzerinden değil erkekten daha iyi yapılacağı üzerinden verilmesi, yukarda söylediklerimizi doğrular nitelikte zaten…

***

Tamamen içi boş bir siyasetle karşı karşıyayız dersek çok abartırmıyız acaba?

Neyse Siber dedik lafı fazla uzattık…

Gelelim yukarda sözünü ettiğim gerçeklere, halkın yanında duran, çözüm denilen şeyi “liderlerin antlaşması” olarak değerlendirmeyip, barış denilen olguyu halkları kardeşleşmesi olarak gören, onurlu kalıp dik durabilen, örneğin var olan en büyük gerçeklikten göçmenlerden ve insanların da yaşamlarından söz edebilenler gerçeklerden söz edenlerdir…

O gerçeklerin de işitmek istendiği aşikardır…

Be the first to comment

Leave a Reply