Eşit Hak ve Adalet Sendikası (HAKSEN), Hükümetin almış olduğu “Hayat pahalılığı ödeneğinin 4 ay süreyle durdurulması” kararını mahkemeye taşıdı.
HAKSEN Başkanı
Eren Büyükoğlu, sendika Avukatı Cemre İpçiler ve bazı yönetim kurulu üyeleri
bugün mahkemeye giderek hükümetin “Hayat Pahalılığının 4 ay süreyle durdurulması”
kararına yönelik Anayasa Mahkemesi’nde dava açtı ve ara emri başvurusunda
bulundu.
Hükümetin yasal olarak böyle bir karar alma yetkisinin bulunmadığını
ifade eden HAKSEN Başkanı Eren Büyükoğlu, geçmişte de hükümetlerin benzer
kararlarına yönelik ara emri alındığını, hayat pahalılığı ödeneğinin yasalarca
korunan bir hak olduğunu kaydetti.
Hükümetin her
fırsatta elini çalışanın cebine attığına dikkat çeken Büyükoğlu, “Niyet
gerçekten kaynak yaratmak olsaydı, en önemli kaynağın ultra zengin kesime
uygulanacak servet vergisi ile elde edilebileceğini, toplumun yüzde 1’lik
kesiminin milyonlarca sterlini bulan servetlerine cüzi yüzdeliklerle yapılacak
vergilendirmelerin kaynak için hem en adil hem de en gerçekçi çözüm olduğunu
defalarca dile getirmiştik” dedi. Büyükoğu toplumun yüzde 1’nin zenginliğine
dokunmak istemeyenlerin, halkı yoksullaştıracak politikalar uygulamaktan
çekinmediğini ifade etti.
Büyükoğlu, “Hayat pahalılığı ödemelerinin ortadan kalkması zor şartlarda özveri
ile çalışan sağlıkçıların, polis ve askerlerimizin, göç yasası ile işe girmiş
kamu çalışanlarının, öğretmenlerin, sosyal sigortalardan yaşlılık ve
işgörememezlik ödeneği alanların ve daha bir çok kesimin hakkının gasp
edilmesidir. Hayat pahalılığı ödemelerinin ortadan kalkması demek kamuda
yaşanacak bir hak gaspı olmasının yanı sıra, hayat pahalılığı oranlarına göre
belirlenen asgari ücret üzerinden on binlerce özel sektör emekçisinin de
mağduriyet yaşaması anlamına gelmektedir. Hayat pahalılığı ödeneklerinin
ortadan kaldırılması aynı zamanda, istenildiği gibi fahiş zamlar yapılmasının
önünün açılması demektir. Ayrıca 100,000 civarı çalışanın alım gücünün düşmesi
demek piyasadaki talebin de, yani esnafında olumsuz etkilenmesi demektir. Zaten
zor durumda olan özel sektör emekçileri ve küçük esnaf daha da zor duruma
düşürecek, krizin faturası tamamen halka kesecek, günden güne artan
yoksullaşmayı hızlandıracaktır. Oysa servet vergisi, ne milyonlarca sterlini
bulunan ultrazengin kesimi, ne de çalışanları ve ekonomiyi olumsuz
etkilemeyecek bir kaynak yaratacaktır” ifadelerini kullandı.
Çalışanların haklarına sonuna kadar sahip çıkacaklarını ifade eden
Büyükoğlu, “Bizim mücadelemiz kamudaki hakları geriletmek isteyenlere karşı,
kamu çalışanlarının haklarını koruyarak, özel sektör başta olmak üzere ülkedeki
her kesim emekçinin insanca çalışma koşullarına ulaşabilmesi içindir.
Mücadelemiz krizlerin faturasını halka ödetme alışkanlığından vazgeçilmesi
adınadır” dedi.
HAKSEN
Basın Bürosu