HAK-SEN yaptığı açıklama ile Kayıp Şahıslar Komitesi çalışanlarının haklarının kaybedilemeyeceğini vurguladı.
Açıklama şöyle:
Sendikamız HAKSEN Eşit Hak ve Adalet Sendikası, özel hizmet sözleşmesi ile Cumhurbaşkanlığı bütçesi altında istihdam edilen ve maaş alan Kayıp Şahıslar Komitesi çalışanlarının haklarının Toplu İş Sözleşmesi altında belirlenmesi için Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Referandum Yasası tahtında tüm yasal gereklilikleri yerine getirmiş, KKTC Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı Sendikalar Mukayyitliğinden de yetkili Sendika olduğuna dair yetki belgesini almıştır.
Bu noktada Kayıp Şahıslar Komitesi çalışanlarını hizmet sözleşmesi ile istihdam eden KKTC Cumhurbaşkanlığı’nın Toplu İş Sözleşmesi masasına oturması yasal zorunluluktu. Ancak Cumhurbaşkanlığı, önce bütçe imkânlarını ileri sürerek masaya oturmamış, daha sonra da hangi noktalar ileri sürülerek talep edildiği tarafımızca net olmayan bir savcılık görüşünü masaya oturmamaya gerekçe olarak ileri sürmüştür.
Kıbrıs adasında yaşayan iki toplumun geçmişte yaşadığı acı dolu yılların bir parçası olan her iki halktan da mevcut kayıpların bulunması için Birleşmiş Milletler çatısı altında faaliyet gösteren Kayıp Şahışlar Komitesi, Kıbrıslı Türk çalışanlarının sayısı (46) kırk altıdır. Toplam çalışanlardan (38) otuz sekiz personel Sendikamıza üye olarak Toplu İş Sözleşmesi talebinde bulunmuşlardır.Cumhurbaşkanlığı bütçesinden maaş alan personelin hizmet sözleşmesindeki Cumhurbaşkanlığı imzası, Hukuk Dairesi görüşünde “şeklen” atılan imza diye tanımlanmıştır. Cumhurbaşkanlığının hangi imzaları şeklen hangi imzaları aslendir ve hangi mevzuatta yazılıdır, anlamakta zorlanıyoruz.
KKTC İŞ Yasası, Sendikalar Yasası ve Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Referandum Yasasında tefsirlerinde yer alan işveren tanımı sözü edilen durumda her defasında istihdam eden maaş ödeyen vergi, sigorta ve ihtiyat sandığı yatırımlarını yapan Cumhurbaşkanlığı’nı işaret ederken, Cumhurbaşkanlığı “İşveren değilmiş gibi” hareket etmektedir.Hepsi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşı olan, herhangi bir yasa ile (Yargı mensubu, Güvenlik Kamu Görevlileri Yasası altında çalışanlar gibi) Sendika üyesi olmalarına kısıt getirilmeyen, tüm mevzuatta işçi sayılan ve işvereni belli olan Kayıp Şahıslar Komitesi çalışanlarının hakları yok, hatta kayıp sayılmaktadır.
Gelinen noktada HAKSEN Cumhurbaşkanlığı mahkemeye vermek ve grev seçeneklerini uygulamaya koymadan önce geleneksel sendikacılıktan farklı olarak; sorumlu sendikacılık anlayışı ile desteklenen yeni nesil sendikacılık anlayışı ile konuyu :
Cumhurbaşkanı Sayın Akıncı’nın da bilgisine getirmiştir.
Bununla yetinmeyerek III. Cumhurbaşkanı Sayın Derviş Eroğlu ve
II. Cumhurbaşkanı Sayın Mehmet Ali Talat ile de görüşerek,
olası etkilerini değerlendirmek, yaşanabilecek olumsuzluklar konusunda görüş ve tavsiyelerini alma yolunu seçmiştir.Aynı içerikle Başbakan Sayın Ersin Tatar, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Sayın Kudret Özersay’dan da randevu taleplerinde bulunduk.
Sendika olarak “Kayıpları arayan çalışanların kayıp haklarını arıyoruz”.
Cumhurbaşkanlığı kendi vatandaşlarının yasal haklarını yok sayamaz, kaybedemez.
Açık ve net olarak anlaşılmalı ve bilinmelidir ki: HAKSEN ve Kayıp Şahıslar Komitesi Çalışanları; tüm kayıp yakınlarının bekleyişlerine karşı hassastır, süreci de bu bağlamda bu noktaya kadar hassasiyetle getirmiştir. HAKSEN sorumlu sendikacılık örneği verirken herkesin sorumluluklarına aynı bilinçle sahip çıkmasını beklemektedir.
Talebimiz Cumhurbaşkanlığı’nın görüşme masasına oturması ve adil bir çözümü hayata geçirmesidir. Bu doğrultuda da hukuki her zeminde mücadelemizi artan bir şekilde sürdüreceğiz.