ADL (ÖZEL)
12 Mart 2014 tarihinde TC ile kktc arasında “Gençlik ve Spor Bakanlığı Yurt Dışı Koordinasyon Ofisinin Kurulması ve Faaliyetlerine İlişkin Anlaşma” imzalanmış ve bu anlaşmanın, taraf devletlerin yasal usullerini tamamlamasıyla, bir başka deyişle anlaşmayı kendi meclislerinde yasa haline getirerek onaylamasıyla yürürlüğe girmesi planlanmıştı. (Adı geçen anlaşma madde 7 – 1).
Anlaşmanın tehlikeli içeriği
Başka görevler yanında Kültür ve Spor Bakanı da olan Serdar Denktaş ile TC Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç’ın imza koyduğu söz konusu anlaşmanın içeriğinde, TC Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın ülkemizde bir koordinasyon ofisi kurması, gençlik ve spor ile ilgili politikaların ve projelerin bu koordinasyon ofisini tarafından belirlenmesi yer alıyor. Anlaşmaya göre ülkemizdeki gençlik ve spor konularında yeni program ve projeler hazırlayacak olan TC ofisi, var olan program ve projeleri denetleme hakkını da eline alacak. (madde 1 – 4/a)
Ayrıca TC ofisi, ülkemizde gençlik kampları ve merkezlerinin kurulması ve işletilmesi (madde 2 – 1/a), gençlere yönelik eğitim, kültür ve spor faaliyetlerinin yapılması, öğrencilere barınma ve burs olanakları sağlamak gibi yetkilere de sahip olacak. (madde 2 – 1/c)
AKP’nin yetiştirmeyi hayal ettiği ve bunu açıkça beyan ettiği gençlik modeli düşünüldüğünde ülkemizin geleceği açısından çok tehlikeli bu yetkilerin yanı sıra söz konusu anlaşma ile kktc hükümeti, ofisin bina, elektrik, haberleşme gibi her türlü ihtiyacını karşılamak; TC’den getirilecek personele her türlü bilgi ve yardımı sağlamak; TC’li “uzmanların” çalışmalarını engelleyici şartlar koymamak; ofis personelinin ve ailelerinin ikamet vb. izinleri, gümrük ve vergi muafiyetleri gibi istisnalar yapmak şeklinde yükümlülükler altına girmekte. (madde 4)
Anlaşma Meclis’in ve halkın bilgisinden kaçırılmak istendi
“Gençlik ve Spor Bakanlığı Yurt Dışı Koordinasyon Ofisinin Kurulması ve Faaliyetlerine İlişkin Anlaşma”, Ocak ayında TBMM’de oylandı ve bir kanun (yasa) halinde onaylandı. kktc hükümeti ise, gençlerimizi AKP zihniyetine teslim eden bu anlaşmayı gözlerden kaçırmak, Meclis’te ve kamu oyunda tartışılmasını önlemek amacıyla olsa gerek, Meclis’in onayına değil sadece bilgisine sunma yöntemi ile yürürlüğe sokmaya çalıştı. Ancak Haziran 2014’te yapılan bu yanlış uygulama, açıkça Anayasa’ya aykırı olduğundan 3 Temmuz 2014’te Başbakan tarafından geri çekildi. Anayasa’nın 90’ıncı maddesinde, uluslararası anlaşmaların yürürlüğe girmesinin Meclis’in onay yasası yapması ile mümkün olduğu belirtiliyor. Anayasa’ya göre sadece ekonomik, ticari veya teknik konulardaki süresi 1 yılı geçmeyen anlaşmalar Meclis’te yasa haline getirilmeden, bilgiye sunularak yürürlüğe konabilir. Oysa söz konusu anlaşma ekonomik, ticari veya teknik bir konuda olmamasının, gençlik ve spor politikalarıyla ilgili olmasının yanı sıra 5 yıllık bir süreyi kapsıyor ve sürekli olarak 5’er yıllık sürelerle kendiliğinden uzatılacağı kuralını içeriyor.
İşbirlikçi hükümetten hukuk fiyaskosu bir karar
Bir yandan halkına bir yandan TC’ye şirin görünmeye çalışan hükümet, Anayasa’ya aykırı bu denemesinden geri adım atmak zorunda kalmışsa da yine Anayasa’ya aykırı olan ve Meclis’i ve halkın katılımını hiçe sayan bir başka yöntem ile anlaşmayı yürürlüğe sokmaya çalışıyor. 7 Ocak 2015 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan bir kararla, anlaşmanın süresini 1 yıl olarak değiştiren ve anlaşmayı yürürlüğe koyduğunu iddia eden Bakanlar Kurulu’nun bu kararı ne iç hukuğa ne de uluslararası hukuğa uygun.
Hukukçular, iç hukuk bakımından; bu anlaşmanın süresi 1 yıl dahi olsa ekonomik, ticari veya teknik bir konuyu düzenlemediğinden, doğrudan gençlik ve spor politikalarının bir başka ülkenin açacağı ofise devredilmesi anlamına geldiğinden yürürlüğe konması için Meclis’te tartışılıp oylanarak yasa haline getirilmesi şart olduğunu belirtiyor. Uluslararası hukuk ise; iki tarafı olan bir anlşmanın bir kuralı tek taraflı bir kararla değiştiremeyeceği gibi imzalanmış bir anlaşma ancak yeniden taraflarca tadil edilebilir, Bakanlar Kurulu’nunsa tek başına böyle bir yetkisi yoktur diyor. Dolayısıyla, taraf devletlerin yasal usullerini tamamlamasıyla, bir başka deyişle anlaşmayı kendi meclislerinde yasa haline getirerek onaylamasıyla yürürlüğe gireceği kendi metninde de belirtilen anlaşma (madde 7 – 1), Bakanlar Kurulu kararına rağmen yürürlüğe girmediği gibi, Bakanlar Kurulu aldığı bu kararı
Anayasa’ya göre 1 ay içinde Meclis’in bilgisine sunmakla yükümlüyken, hukuksuzluğun ortaya çıkmasını önlemek amacıyla , Meclis’in bilgisine dahi sunmaktan kaçınmıştır. Bu koşullarda, ülkemizde TC Koordinasyon Ofisi açılırsa Anayasa ve hukuk dışı bir zeminde açılacak, yasal olarak hiç bir yetki kullanılmayacak.
Aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık vaziyetinde kalan CTP-DP Hükümeti’nin, Ankara’ya karşı başı dik bir şekilde ülkesine ve gençliğine sahip çıkma basiretini göstermesini beklemezdik belki ama işine geldiğinde kendisinin sahip çıktığı hukuk ve Anayasa’yı işbirlikçilik adına bu denli ters yüz etmesi tam bir fiyasko olmuştur.
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.