Dev-İş’ bağlı Emek-İş sendikası, Cyprus Airport Services (CAS) ile ilgili açıklama yaparak gelmiş geçmiş hükümetlerin, toplumun öz varlığı olan CAS’ı geliştirip yüzdürmek yerine, çeşitli ayak oyunlarıyla, tıpkı toplumun diğer özvarlıkları gibi CAS’ın da battı zarar ediyor edebiyatıyla, peşkeşini hazırladıklarını belirtti. Açıklamada, “gelir gider dengesinin oluşturulamadığı bir ortamda, siyasi iradenin, CAS’a hatırı sayılır miktarda istihdama hazırlanması, niyetlerini iyiden iyiye açık etmektedir” denirken, 2016 Ocak ayından beridir devam etmekte olan Toplu İş Sözleşmesi görüşmele taleplerinin de defalarca geri çevrildiği vurgulandı. Açıklamanın tam metni şöyle;
“Hepimizin hatırlayacağı üzere, Ercan Hava Limanında 2007 yılına kadar KTHY bünyesinde verilen yer hizmetleri, Cyprus Airport Services (CAS ) adı altında, KTHY ve HAVAŞ ortaklığında yeniden organize edilerek hizmetler ayrılığına gidilmişti. 2010 yılında KTHY’nın batırılmasının ardından CAS hisseleri devlete geçmiş ve idari yönden halen Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığına bağlı olarak, atanan yönetim kurulu marifetiyle hizmet vermektedir.
Yine hepimizin hatırlayacağı üzere, KTHY’den görevlendirme olarak aktarılan personelin açlık grevine varan direnişleri sonucunda devlete aktarılmış, fakat geriye kalan 76 personel ekmeklerine ve ekmek teknelerine sahip çıkmak amacıyla gelir gider dengesi sağlanana kadar, mevcut statü ve maaşlarının önemli bir bölümünden fedakârlık ederek, CAS’taki işlerinin başına dönmüşlerdir.
O günden bugüne, CAS emekçileri Toplu İş Sözleşmesi ve İş güvencesi olmadan, iki dudak arasında çalıştılar. Özverili bir şekilde çalışmaya devam eden CAS emekçileri, vardiya düzeninde, bolca fazla mesai de yapmalarına rağmen, iş yasasının ödenmesini emrettiği ne vardiya ödeneği, ne ek mesai çalışanlara ödenmemiş, nede hayat pahalılığı ödeneği gündeme getirilmiştir. Sabırla gelir gider dengesinin oluşması beklenmiştir.
2010 yılından itibaren gelmiş geçmiş tüm hükümetler, çalışanların yıllardan beridir göstermiş oldukları özveri karşısında, toplumun öz varlığı olan CAS’ı geliştirip yüzdürmek yerine, çeşitli ayak oyunlarıyla, tıpkı toplumun diğer özvarlıkları gibi CAS’ın da battı zarar ediyor edebiyatıyla, peşkeşini hazırlıyorlar.
CAS personelinin özverili çalışmaları doğrultusunda, yer hizmeti verdikleri seferlerde hiçbir sıkıntı yaşanmamasına rağmen, yer hizmeti alan bir şirketin aniden hizmet alımını durduracağına dair yapmış olduğu bildirim düşündürücüdür.
Buna ek olarak, hali hazırda verilen hizmetler doğrultusunda, personelin ekonomik ve fiziki fedakârlıklarına rağmen, henüz tam anlamıyla gelir gider dengesinin oluşturulamadığı bir ortamda, siyasi iradenin, CAS’a hatırı sayılır miktarda istihdama hazırlanması, niyetlerini iyiden iyiye açık etmektedir.
DEV-İŞ’e bağlı EMEK-İŞ Sendikası olarak belirtmek isteriz ki, CAS personeli 2015 yılsonu itibarı ile sendikamıza üye olmuşlardır ve 2016 Ocak ayından bugüne kadar Toplu İş Sözleşmesi görüşme talebimiz, çeşitli defalar randevu verilmesine rağmen çeşitli gerekçelerle iptal edilmiştir. Sendikamız CAS’taki hassas durumun bilinci içerisinde, sabırla sonuç almak için irade göstermiştir. Fakat gelinen konakta gidilmek istenen köyün minareleri görünmüştür. Ve bu anlamda Sendikamıza ve çalışanlara toplumun malı olan CAS’a, ve aynı zamanda ekmek teknemize de sahip çıkmak için bizlere mücadeleden başka yol bırakılmamıştır.
Sendikal hareket adına, tüm bu yaşananlardan daha da vahimi, hükümet tarafından atanan 4 kişilik CAS yönetim kurulunda, bir İşçi Sendikası Federasyonunun eski Başkanı ve eski bir Sendika Genel sekreterinin de yer alıp olan bitene çanak tutması, ve çeşitli ayak oyunlarıyla çalışanları sendikadan istifa ettirip CAS’ın peşkeşi yolunda dikensiz gül bahçesi yaratma çabalarıdır.
DEV-İŞ federasyonu çatısı altında örgütlü sendikamız EMEK-İŞ ve çalışanlar olarak belirtmek isteriz ki, bizim için artık her gün mücadele günüdür.
Çok düşük ücretlerle çalışıyor olmamıza rağmen, kavgamız para kavgası değildir.
KAVGAMIZ, Toplum malına ve aynı zamanda ekmek teknemize sahip çıkma kavgasıdır.
KAVGAMIZ, CAS’ın ekonomik gerçekleri doğrultusunda, Toplu İŞ Sözleşmemizi imzalayıp, iki dudak arasından çıkma, ilkeli kurallar çerçevesinde güvenceli çalışma kavgasıdır.
Kısacası KAVGAMIZ onurumuzla çalışıp var olma kavgasıdır.
Saygılarımla,
Koral Aşam
EMEK-İŞ Başkanı”