GAÜ NİYETİNİ AÇIKLADI: “SURLARİÇİNİ ÜNİVERSİTEYE ÇEVİRECEĞİZ!”

Girne Amerikan Üniversitesi Yöneticiler Kurulu Başkanı Serhat Akpınar, Havadis

Gazetesi’ne verdiği röportajda Surlariçi’nde “dönüşüm” için çalışma başlattıklarını
açıkladı. *
Daha geçtiğimiz günlerde Arabahmet Kültür Evi’ni Lefkoşa Belediyesi’nden “kiralayan”
GAÜ, halk için yaptığını iddia ettiği yatırımların ardındaki niyeti ortaya koydu.
GAÜ’nün Surlariçi’ni “dönüştürme” planları arasında ilk hedef yeni bir üniversite.

GAÜ: “Lefkoşa Surlariçi’ni bir üniversiteye dönüştürme kararı aldık”
Gazeteye verdiği röportajda GAÜ Yöneticiler Kurulu Başkanı Serhat Akpınar, Surlariçi’nin terk
edildiğini ve bölgenin hareketliliğe kavuşmaya ihtiyacı olduğunu düşündüklerini, kendilerinin
ise bölgeyi üniversiteye çevirerek “dönüştürmek” istediklerini belirtti.

Arabahmet Kültür Evi’nin GAÜ’ye verilmesinin ardından herkes Girne’den bir üniversitenin
neden Lefkoşa’nın kültür mirası hakkında bu kadar endişeli olduğunu merak edip dursun,
niyetlerini daha fazla gizleme gereği duymayan Akpınar, “GAÜ olarak Lefkoşa Surlariçi’ni bir
üniversiteye dönüştürme kararı aldık” diyerek, hedefin kısa vadede 2 bin öğrencilik yeni bir
üniversite olduğunu söyledi.

gau_logo

Kültür Bahane, Para Şahane!
GAÜ bir yandan verdiği röportajda Girne Üniversitesi’ni haksız rekabet yaratmakla itham ederek
Rekabet Kurulu seyirci kalıyor diye yakınırken, diğer yandan da Lefkoşa’da YDÜ’ye misilleme
olarak üniversite kurma adımları atması, dikkat çekici bir ikilem olmakla birlikte, üniversite
şirketlerinin kavgası kenti ve yaşam alanlarını sermayenin rekabet aracı haline dönüştürmekte.

Her ne kadar kültürümüzü koruma ve bölgeyi canlandırma üzerinden kendini hoş göstermeye
çabalasa da, GAÜ’nün “sosyal sorumluluk” adı altındaki yatırımlarının ardında Lefkoşa’ya
adımını atma niyeti olduğu kendi açıklamalarıyla ortada. Hatta, Arabahmet İlkokulu’nun
bulunduğu yerin de alınmak istenildiği söylentileri Akpınar’ın açıklamalarıyla inandırıcılık
kazanmış durumda.

Kentsel Dönüşüm Yolda

Belediye’yi şirket gibi yönetenlere emanet edilen kültürel mirasımıza, eğitimi para düzenine
çeviren üniversite şirketlerinin göz dikmesi, çeşitli tarihi ve kültürel binaların farklı
üniversitelerin isimleriyle anılmaya başlaması ve sermaye gruplarının diline “dönüşüm”
kelimesinin dolanmış olması, Surlariçi ile ilgili planların henüz bu kadarla kalmayacağını işaret
etmekte.

Lefkoşa’nın tarihini oluşturması yanında hala birçok insanın yaşadığı yer olan Surlariçi’nin salt
yatırım fırsatı olarak görülüyor olması, akıllara Türkiye’deki gibi insanların yaşam alanlarını
sermayeye teslim eden kentsel dönüşüm projelerini getiriyor.

Pazarlayabileceği bir kültürel dokunun yanında, olası bir anlaşma sonucu bölgenin değer
kazanacağını da hesaba kattığı belli olan sermayenin, gerçekten de Surlariçi ile ilgili “dönüşüm”
planları olduğunu anlamak için Akpınar’ın açıklama yapmasına pek de gerek yok gibi
görünüyor…

* Havadis Gazetesi, 17 Mart 2014, Baykan Gürses Özdağ’ın röportajı için tıklayınız.

Be the first to comment

Leave a Reply