“Faiz sorunu çözülmez değildir, hükümetin yapabilecekleri vardır..”

Ekonomik krizin başlaması ile birlikte Kooperatif  “bankaları” da sık sık farklı kesimlerce gündeme getirilmeye başlandı. Artırılan faiz oranları, özellikle Türkiye bankaları ile Kooperatiflerin artan faizlerin geriye dönük yansıtılması ile ilgili farklı tavırları oldukça tartışma yarattı. Ankaradeğillefkoşa olarak bu konuda bir de kooperatif emekçilerinin fikrini almak istedik ve bir emekçi ile isimsiz bir röportaj dizisi hazırladık. 

Röportajın ilk kısmı finans kooperatifleri ile ticari bankalar arasındaki farklılıklar,  farklı faiz uygulamalarının sebeplerine yönelik soru ve cevaplar ile, borç alırken dikkat edilmesi gereken bazı noktalara odaklanmıştı. (İlk röportajı okumak için TIKLAYIN!) Röportaj dizisinin ikinci kısmı sizlerle.

  • Kooperatiflerde oluşan durum geçmişte kredi almış ve hayatını buna göre planlamış kişilerin hayatlarını etkiliyor, bu soruna çözüm olarak kooperatiflerin giderlerinin düşürülmesi, daha açık ifade edersek çalışanların maaşlarından kesilerek çözülmesini savunan bir kesim var, böylesi bir kesinti kooperatiflerin sorununu çözer veya çözüme katkı sağlar mı?

“Personel giderlerini sıfıra çekerseniz var olan faiz oranını ancak 0.15 ile 0.25 arasında düşürebilirsiniz.”

Evet, bu türden üzücü söylemleri bizler de duyuyoruz. Çalışanların maaşlarını diline dolayanların büyük bir kesim olmadığını umuyoruz. Çünkü şu an bizlerin maaşlarından bahsedenler daha önce hizmetlerimizin kalitesinden, onları müşteri gibi değil kurumun sahibi gibi görmemizden bahsediyor, hakları olan tüm avantajlarımızdan sonuna kadar yararlanıyordu. Öncelikle faiz artırımından dolayı üyelerimizin ciddi anlamda mağdur olduğu bir gerçektir. Biz çalışanlar bunun bilincinde ve sorumluluğunda hareket etmekteyiz ve hareket edeceğiz. Zaten zamlar ile yaşayamayacak duruma gelen insanlara bir de faiz artırımına maruz kaldınız denince, onlar da ne yapacaklarını şaşırıyorlar haklı olarak. İyi niyetli ve saf olanları bir kenara bırakırsak, bir kesim var ki yaşanan krizde hükümetin sorumluluğunu gizlemek, kooperatiflerin sonunu getirmek için bu krizi kullanıyorlar. Gerçek şu ki, şu an geriye dönük faiz artırımı yapan kooperatiflerin çalışanlarının hepsinin işine son verip yıllık personel giderlerini sıfıra çekerseniz var olan faiz oranını ancak 0.15 ile 0.25 arasında düşürebilirsiniz. İşte bu kesimin savunduğu çözüm bilimsel olarak bu kadar temelsiz ve de duygusal olarak biz çalışanlar için de bir o kadar kırıcıdır.

  • Özellikle bazı kooperatiflere mağduriyet yaşayan kişiler dışında da yönelen sistematik bir eleştiri olduğu görünüyor, bunu neye bağlıyorsunuz?

Gerçekten mağdur olanlar bir yana daha önce de söylediğim gibi yaşanan faiz krizine KKTC hükümetinin seyirci kalmasını, hiçbir şey yapmamasını gizlemek isteyen çevreler ile bu ülkedeki kooperatifleri istemeyen yerli ve yabancı odakların çıkarları örtüştü. Dolayısı ile çeşitli spekülasyonlar ile sistematik bir saldırı başladı. Gerek hükümete yakın gazeteler gerekse hükümet edenlerin kanaat önderleri hemen bu saldırının bir parçası olmaya soyundular.  Kıbrıslı Türklerin öz kuruluşu ve ciddi bir gücü olan kooperatifleri ortadan kaldırmak isteyenlere, bilerek veya bilmeyerek hizmet eden hükümetin beceriksizliğini gizlemeye çalışanlar eklendiği için bu kadar büyük ve sistematik bir saldırı var.

 

  • Peki, faiz sorunu hükümetin krizle ilgili de söylediği gibi Türkiye’ye ve TL’ye bağlı olduğu için çözülemez bir sorun mu? Sizin bu konuda bir çözüm öneriniz var mı?

“…faiz krizinin esas sorumlusu hükümet, bu krizde sözü bile edilmeyen taraf olarak kalmayı başarmıştır.”

Faiz sorunu çözülmez değildir, hükümetin yapabilecekleri vardır. Hükümet çok rahat TC Merkez Bankası’nın faiz artırımını burada KKTC Merkez Bankası tarafından sorgusuz sualsiz uygulamasına izin vermeyebilir, bu ülkede şube bankacılığı yapan TC bankalarına da bu faiz artırımını uygulamayı yasaklayabilirdi. Bunu yapması halinde faiz oranları artmaz ve geriye dönük faizlerdeki sorun da, güncel sorun da ortaya çıkmazdı. Bunları yapamıyorsa faiz artırımından etkilenecek kooperatifleri ve yerli bankaları korumak için finansal destekte bulunabilirdi. Böylece TC devletinin Türkiye Bankalarına yaptığı gibi geriye dönük faiz artışlarının olmamasını finanse etmiş olurdu. Hükümet, bunları yapmadığı gibi sanki kendi yapabileceği hiçbir şey yokmuş gibi davranmaya devam ediyor. Burada yapılması gereken, gerekli önlemleri almayan hükümete karşı etkin bir muhalefet örmekti, ne yazık ki kooperatif yöneticileri de birleşerek böyle bir baskı oluşturamadılar. Çünkü hükümet edenler, kooperatif yöneticilerini siyasal şantaj ile üyelerinin mağduriyeti arasına sıkıştırmıştır. Kendilerine yakın kurumların yöneticileri sayesinde böyle bir birlikteliği dinamitlerken kendi medya güçleri ile de üye ile kooperatif yöneticilerini karşı karşıya getirmeyi başarmışlardır. Böyle olunca da faiz krizinin esas sorumlusu hükümet, bu krizde sözü bile edilmeyen taraf olarak kalmayı başarmıştır.  Kooperatifler bir an önce birleşmeli ve gerçekten mağdur olan üyelerinin ve kendilerinin çıkarları doğrultusunda bir an önce güçlü bir muhalefet örmelidir. Üyeler ve kooperatif yöneticileri birlikte bu mağduriyetin hesabını hükümetten sormalıdır.

  • Kooperatiflerin ortadan kalkması ve sadece yerli özel bankalar ve Türkiye bankalarının piyasada kalması Kıbrıs’ın kuzeyinde emekçiyi nasıl etkilerdi?

“Kar amacı gütmeden belirleyen finans kooperatiflerinin olmadığı yerde, özel bankaların böylece vatandaşı yüksek borç faizleri ile ezmesinin önünde hiçbir engel kalmazdı”

 

Bu yalnızca emekçiyi değil tüm halkı çok kötü etkileyecektir. Ticari bankaların kar planlamaları, finans kooperatiflerinin varlığından ciddi anlamda etkilenmektedir. Şu an finans kooperatiflerinin faiz oranlarını yakalamaya çalışıyorlar, istedikleri kar oranları için ise inciğe boncuğa masraf çıkarıp daha fazla kar elde etmeye çalışıyorlar. Eğer finans kooperatifleri ortadan kalkarsa ticari bankalar halkın üzerinde istedikleri gibi at koşturacaklar; kredi ve mevduat faizleri arasındaki farkı sadece giderlerini karşılayacak seviyede belirleyen, yani kar amacı gütmeyen finans kooperatiflerinin olmadığı yerde, özel bankaların yüksek karlarla çalışmasının ve böylece vatandaşı yüksek borç faizleri ile ezmesinin önünde hiçbir engel kalmazdı. Çalışanlar olarak da ciddi bir sıkıntı yaşanırdı. Bugün hiçbir ticari bankada çalışanlar sendikalı değil. İş garantisi olmadan “esnek” çalışma saatleri ile haftada 60 saate yakın çalıştırılıyorlar, işleri patronların iki dudağı arasında. Finans kooperatiflerinde bir iki istisna hariç çalışanlar toplu sözleşmeli ve sendikalıdırlar. Böylece hem kendi haklarını, hem de toplumsal menfaati savunabilecek durumdadırlar. Toplumumuzun faydasına olan ve yayılması gereken de bu durumdur.

 

  • Son Olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Kooperatifçilik gerçekten desteklenmesi gereken önemli bir değerdir. İçinden geçtiğimiz bu zor günlerde kooperatif yöneticileri, kooperatif üyeleri ve halkımız birlik olup hükümete baskı yapmalı ve bu krizi böyle atlatmalı aksi takdirde çok büyük pişmanlıklar yaşayacağımız kesindir.