Bağımsızlık Yolu’nun, Lefkoşa Belediye Meclis Üyeliği için TDP listesindeki dört adayından biri olan Sunalp Asena’yı yakından tanıyalım…
Bize biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?
1963 yılında Lefkoşa’da doğdum. Lise mezunu olup, liseyi Sedat Simavi Yapı ve Endüstri Meslek Lisesi’nde okudum. 2 yıl askerlik görevini yaptıktan sonra, 1984-1986 yılları arasında Sanayi Holding Döküm Atölyesi’nde çalıştım. 1986 yılında polis örgütüne katıldım. 29 yıl polislik görevini yaptıktan sonra, 2015 senesinde polis çavuşu olarak emekliye ayrıldım. Emek mücadelesini merkezine alan Bağımsızlık Yolu’nda örgütlüyüm. Burada Örgüt Meclisi üyesi olarak mücadelemi sürdürmekteyim. Evliyim ve iki çocuğum var. Yeni Lefkoşa’nın merkezine emeği alması gerektiğine inanmaktayım.
Neden Aday Oldunuz?
Lefkoşa Suriçi’nin ve diğer bölgelerinin çağdaşlaşması için yapılacak olan çalışmalara katkı koymak üzere adayım. Örgütümün emek ve sınıf odaklı politikalarını belediye meclisinde temsil ederek, belediyenin emekçiden yana duruşunu daha da ileriye götürmek, sosyal ve katılımcı belediyecilik anlayışını geliştirmek motivasyonuyla aday oldum.
Ülkemizde emek hareketinin durumunu nasıl görüyorsunuz?
Malesef ülkemizde emek hareketi geriletilmiş durumdadır. Bu gerilemenin sebeplerini incelediğimizde en başta toplumdaki emekçi kesimin büyük bölümünün örgütsüz oluşu ciddi bir sorun olarak dikkat çekmektedir. Örgütsüzlüğün yanı sıra, emek sömürücüleri tarafından yürütülen böl-yönet politikalarına emekçilerin yenik düştüğünü görüyoruz. Örneğin göç yasası ülkemizdeki emekçiler arasında farklılık yaratarak emek mücadelesini ikiye bölmeyi amaçlayan bir proje olarak karşımızdadır. Bugün sağlık hakkımızı elimizden alarak özele devretmek isteyenler, doktorları bile ikiye bölerek bir birleriyle çatışır hale getirmiştir. Özel sektör emekçilerinin, kendilerini sömürenlere duyacağı öfke, yine sömürücüleri tarafından kamu çalışanlarına kanalize edilmekte, emekçi bir birine düşman hale getirilmektedir. Tüm bunlar toplumu ileriye taşıyacak ortak mücadelelerin önünü tıkamak için bilinçli olarak yapılmaktadır.
Emeğin kurtuluşunu nerede görüyorsunuz?
Emeğin kurtuluşu için örgütlü mücadele olmazsa olmazımızdır. Çünkü emekçiye yönelik tüm bu saldırılara karşı tek başına direnmek imkansızdır. Ancak birlikte hareket eden emek kesimleri, şüphesiz ki bir ülkedeki en büyük güçtür.
Örgütlü olduğum Bağımsızlık Yolu’nda da bu amaçla “Sendikasız Çalıştırılmanın Yasaklanması” için mücadele etmekteyim. Ülkede emek hareketinin ileriye gidebilmesi için, emekçi kesimlerin yoğun olarak bulunduğu özel sektörde örgütlenmek gereklidir. Bu örgütlülük de sendikalaşma çabasına giren emekçilerin patronları tarafından işten durdurulmasının önünü keserek olur. Ülkemizde yıllardır sendikalaşma yasal bir hak olmasına rağmen özelde çalışanlar bu hakkı kullanamamaktadır. Onlarca başarısız sendikalaşma girişimlerinin bizlere gösterdiği, “10 kişiden fazla işçi çalıştıran işyerlerinin sendikasız işçi çalıştırmasının yasaklanmasıyla” bu alanda emekçilerin korkmadan ve ekmeğinden olmadan örgütlenebileceğidir. Özel sektör çalışanları örgütlü olduktan sonra, haklarını gasp etmek asla şimdiki gibi kolay olmayacaktır.
Peki LTB özelinde baktığımızda, emekçilerin durumunu nasıl değerlendirirsiniz?
LTB özelinde, emekçilerin evlerinden çok eylem alanlarında uyuduğu bir süreçten, bugün emekçilerin gelecek kaygısı yaşamadan çalıştığı ve güvenle emekliye ayrılabildiği bir noktaya gelindi. Bu önemli bir gelişme olsa da, en az bunun kadar önemli olan şey, LTB yönetiminin maddi sıkıntıların üstesinden gelirken, bunu emekçileri mağdur etmeden ve burada örgütlü sendika ile uyum içerisinde yapmayı başarmış olmasıdır. Bizlerin belediye meclislerine aday olurken en büyük hayalimiz yaşadığımız şehrin daha güzel bir yer olmasına hizmet etmektir. Bunun için ilk kriter de emekçilerin mutlu ve huzurlu olduğu ortamı korumak ve ileriye götürmektir.
Bağımsızlık Yolu Lefkoşa Adayları:
Ayşe İpçiler, TDP listesi, 8. Sıra
Firuzan Nalbantoğlu, TDP Listesi 9. Sıra