ELEKTRİK, POPSTAR JÜRİSİ VE GEMİ – Mustafa Keleşzade

popstar_jurisi_armagan_caglayan__cocuk_ses_yarismalarini_degerlendirdi_01_1251204082Elektrik zammı açıklanalı sanırım bir haftayı geçtik. Bu bir haftada çok farklı tepkiler geldi.

Oha diyeni de oldu, yuh diyeni de. Çok şeyler söylendi, çok şeyler de yazıldı çizildi. Eylemler de yapıldı. Ama bu süreçte dikkatimi en çok da bir bakış açısı çekti.

Zammın olduğu gün sendikalar, demokratik kitle örgütleri ve partilerden açıklamalar geldi. Hemen ardından bazı çevrelerden “aha o gadar zam geldi sadece açıklama yaparlar” açıklaması geldi.

Ardından Sendikal Platform toplandı, bu çevrelerin ilk yorumu “bişey çıkmaz bu işten, göstermeliktir” oldu.

Ardından bazı eylemler yapıldı. Sendikal Platform başbakanlığa ve elçiliğe yürüdü. Sabah pankart tutma eylemleri yapıldı. Yorum ise “aha sırf eylem yapmış olsunlar  diye eylem yaparlar “dı.

Öyle bir çevre var ki toplumumuzda, kendisini sürekli yaşanan olayların ve gelişen süreçlerin dışında tutarak yorumlar yapma görevini hissediyor kendisinde.

Her zaman da en kötü yorumu yapmakta yarışıyor bu çevreler.

Sanki Popstar yarışmasının jürisi konumundalar ve en kötü yorumları yapıp en fazla reytingi alacaklar.

Öyle bir çevre ki sanki karşılarında onlara canlı performans sunan birileri var ve onların görevi de tatmin durumlarına göre bunu derecelendirmek…

Peki gerçekten popstar jürisi gibi davranabilir miyiz?

Toplumsa varoluş mücadelesi diye bir kavram atıldı yakın dönemde ortaya.

Bu kavramı insanlar sahiplendi ve bu kavramı da sırtlanarak sokaklara döküldü. Hem de böyle ağır bir kavramın altında ezilmeden yaptı bunu.

Peki neydi böyle ağır bir kavramı taşımaya sebep olan?

Yıllardan beri halkımıza yönelik bir saldırı sürmekte.

Önce üretimden koparılmaya başlandı halkımız.

Sanayi Holdin kapatıldı. KİT’ler bir bir kapatılmaya ya da özelleştirilmeye başlandı.

Eş zamanlı olarak büyük bir memurlaştırma dalgası da yaşatıldı.

Ardından ise memurlaşan toplumun refahına göz dikildi.

Maaşlar indirildi. Temel tüketim maddelerine yönelik zamlar da beraberinde geldi.

Geleceğimiz giderek daha da karanlık bir hal aldı. İşte böyle bir yokoluş süreci toplumsal varoluş kavramını sırtlandırdı bu topluma.

Elektriğe gelen zam tam da bu politikanın bir parçası olarak karşımızda.

Hem toplum refahını aşağıya çekecek bir hamle. Hem de AKSA gibi bir akbaba beklerken, son kalan kamusal üretim alanlarından birine yıpratıcı bir saldırı.

Peki gerçekten popstar jürisi gibi davranabilir miyiz?

Popstar jürisi değil, yokoluş süreci içindeki bir halkın parçasıyız.

Bugün bir dostun bana tekrar hatırlattığı gibi sevsek de sevmesek de aynı geminin içindeyiz ve gemi su alıyor. Geminin içine dolan suyu durduramazsak hepimiz boğulup öleceğiz.

Suyu durdurmak için yapılan işlemi yetersiz ya da yanlış bulunabilir. Nitekim gerçekten de bu işlem yanlış ya da yetersiz olabilir. Fakat takdir edersiniz ki suyun dolmasını engelleyemeyeceğimizi söylemek suyun dolmakta olduğu gerçeğini değiştirmeyecek.

Bu hafta Salı’dan, Cuma’ya kadar bildiri dağıtımları var. Çarşamba saat 13’de mahkeme önünde bir eylem. Cuma ise saat 17’de batırılmış KTHY binasından başlayacak büyük bir yürüyüş.

Jüri koltuğundan bir kova veya çekiç alma zamanı hala gelmedi mi?

 

Mustafa Keleşzade

Baraka Kültür Merkezi Aktivisti

Be the first to comment

Leave a Reply