Bir hafta içinde 2 büyük deprem yaşayan Ekvador’da başkan Correa, depremin yaralarını sarmak için milyonerlere servet vergisi getirdi. Türkiye ise 19 Ağustos’un ardından yoksul halktan deprem vergisi alıp o parayla duble yol yapmıştı.
BirGün Gazetesi’nin haberine göre;
Ekvador’u sarsan ve 600’den fazla insanın yaşamını yitirmesine yol açan iki büyük depremin ardından Ekvador Devlet Başkanı Rafael Correa, depremin yaralarını sarmak için zenginlerden servet vergisi alacaklarını açıkladı. Geçen cumartesi gerçekleşen 7.8 büyüklüğündeki depremin ardından önceki gün de 6.1 büyüklüğünde bir deprem gerçekleşmişti.
2007’den beri iktidarda bulunan solcu başkan Correa’nın depremin yaralarını sarmak için açıkladığı plana göre 1 milyon dolardan fazla varlığı bulunan herkesten yüzde 0.9 oranında bir kerelik servet vergisi alınacak.
Zengin maaşlarından
Dünya Bankası verilerine göre kişi başı aylık gelirin ortalama 600 dolar civarında olduğu ülkede maaşı bin dolardan fazla olanlardan bir günlük, 2 bin dolardan fazla olanlardan 2 günlük ve 5 bin dolardan fazla olanlardan ise 5 günlük maaşlarına denk bir kerelik vergi alınacak. Ekonomisi büyük oranda hammadde ihracına bağlı olan ve son yıllarda dünya çapında hammadde fiyatlarında yaşanan düşüşün ardından ekonomisi zor günler geçiren Ekvador’da Gayrisafi Yurtiçi Hasıla geçen yıl yüzde 4.5 oranında azalmıştı. Bu yıl da, deprem gerçekleşmeden önce, yüzde 2 oranında bir küçülme bekleniyordu. Buna rağmen, depremin ardından yoksulları da etkileyecek tek vergi artışı, bir yılla sınırlı olmak üzere KDV’yi yüzde 12’den 14’e çıkarmak oldu. Ekvador ayrıca Dünya Bankası’ndan 600 milyon dolarlık acil durum kredisi çekti.
Herkesten gücüne göre
Ekvador yönetimi, buradan elde edilecek parayla zarar gören altyapıları onarmayı ve evsiz kalan 24 bin kişiye ev sağlamayı hedefliyor. “Toplum, kolektif örgütlülük ve dayanışma üzerine inşa edilir” diyor Correa, “Modern toplumlar felaketlere böyle yanıt vermeli. Herkesten yeteneğine ve gücüne göre, herkese ihtiyacına göre. Ülkemizin yaralarını böyle saracağız”. Halkçı politikalarıyla iktidara geldiğinden beri 9 yılda ülkedeki yoksulluğu önemli oranda azaltan, eğitim ve sağlıkta standartları hiç olmadığı kadar yükselten ve işsizliği azaltan Correa aynı zamanda Ekvador Anayasası’na değiştirerek “doğanın haklarını” tanıyan dünyadaki ilk ülke olmuş, ülkedeki doğal ortamlarda yaşayan tüm canlılar belli anayasal haklara kavuşmuş ve yerel yönetimlerle yerli halklar bölgelerine yapılacak maden ve benzeri projeleri reddetme yetkisine kavuşmuştu.
Türkiye’de ne olmuştu?
Solcu Correa’nın deprem sonrası yarları sarma planı Türkiye’nin 1999’dan sonra yaptıklarıyla neredeyse taban tabana zıt. 17 Ağustos 1999’da Gölcük’te gerçekleşen 7.5 büyüklüğündeki depremde resmi rakamlara göre 18 bin 373 kişi ölmüş, 48 bin 901 kişi de yaralanmıştı. 45 saniye süren depremde 133 bin bina yıkılmış ve 600 bin kişi evsiz kalmıştı. Dünya Bankası, Devlet Planlama Teşkilatı ve TÜSİAD tahminlerine göre depremin Türkiye ekonomisine maliyeti 17 milyar dolar olmuştu.
Geçici vergiler kalıcı
Marmara Depremi’nden sonra “geçici” olarak getirilen deprem vergileri olan özel tüketim ve iletişim vergileri AKP döneminde de kaldırılmayarak kalıcı hâle getirildi. Bu vergilerin önemli bir özelliği zengin-yoksul ayrımı yapmadan herkesten eşit oranda alınmasıydı. İnsanların harcamaları üzerinden kesilen vergiler özellikle yurttaşların ödediği cep telefonu ve internet faturalarının önemli bir kısmını oluşturuyor. Motorlu taşıtlardan alınan ÖTV’ler nedeniyle vergisiz fiyatı 100 bin TL olan bir araç, motor büyüklüğüne göre tüketiciye 171 bin TL ile 289 bin TL arasında bir fiyata ulaşıyor. Başka bir deyişle, motorlu taşıt satışından yüzde 71’le yüzde 189 arasında vergi alınıyor. Üstelik vergilerin oranı da yıllar arasında arttı. 2002 yılında motorlu taşıt satışından alınan vergi 2002’de yüzde 50 ile 77 arasında değişirken 2014’te 71 ile 189 bandına yükseldi. Böylece Türkiye, dünyanın en zengin ülkelerinden Norveç’ten sonra motorlu taşıt satışından en fazla vergi alan ülke oldu.
Vergi duble yola
1999’dan beri bu vergiler aracılığıyla devletin kasasına onlarca milyar TL girerken AKP bu vergileri depremin yaralarını sarma ve sonraki depremlere harcama yapmak için de kullanmadı. Dönemin Maliye Bakanı Mehmet Şimşek 2011 yılında, toplanan paraların duble yol ve hızlı tren yatırımlarına harcandığını itiraf etmişti. Bu nedenle Türkiye’de depremden 10 yıl sonra bile 58 bin konut açığı bulunuyordu.
***
Filistin bile yardım etti, ABD etmedi
Depremin ardından dünyanın dört bir yanından ülkeler ve uluslararası örgütler Ekvador’a maddi ve finansal yardımda bulundu. Birleşmiş Milletler, Dünya Gıda Programı, Oxfam gibi örgütler gıda yardımında bulunurken Filistin 19 kurtarma görevlisi gönderdi. UNICEF, depremden 150 bin çocuğun etkilendiğini, boruların kırılması nedeniyle içme sularının kirlenme riski bulunduğunu duyurdu. Ekvador en çok yardımı Güney Amerika ülkelerinden alırken ABD’nin ülkeye hiçbir yardım göndermemesi dikkat çekti.