Bazen insanın içini eksik bir şeyler olduğuna dair şiddetli bir his kaplar. Açlıktan ölüyor gibi olursun, ama nasıl doyacağını bilemezsin. Susuzluk çekersin ama her şey kuru gibi gelir sana. Huzur ararsın ama geceleri yıldızlar hep bulutlarla kaplıdır. Hem kabuğuna çekilmek, hem de kalabalıkların içinde kaybolmak istersin.
Bazen ani gelişen yoğun bir duygu bizi bu hale getirir. Bazen ise iç içe geçen o kadar da yoğun olmayan duygular. O karmaşık his içimizi kapladığında anlarız başına ne geldiğini.
İçimizdeki hissi bastırmak için bir şeylere sarılmaya çalışırsız. Bazen bir uğraş olur sarıldığımız, bazen ise bir insan. Günümüzde yaygın bir şekilde ise anti-depresan ilaçlar olur sarınılan. Sarıldığımız ne olursa olsun, başka şeylere sarılmak sadece eksiklik hissini erteler. Hissi yaratan sorunun kayağını bulup ortadan kaldırmadığımız sürece, bu his belki de daha şiddetlenerek bizi yendiden bulur.
Bir şeyler oluyor
Adamızda son günlerde anlamlandırılması güç gelişmeler yaşanıyor.
Bir yandan borularla su getiriliyor, diğer yandan da doğal gaz çıkarılıyor. Diğer bir yandan ise asfalyaları attıracak zamlar geliyor. Başka bir yandan UBP’li başkan “futbolun barışı” için adımlar atıyor. Öte yandan ise çözüm görüşmeleri devam ediyor.
Bir şeyler oluyor, birileri bir şeyler planlıyor. Toplumun bunalım hali giderek belirginleştiriliyor.
Bu bunalım hali bizlere yabancı değil; 74’te de, 2000’lere gelinirken de bunalım hali belirginleştirilmişti. Ardından ise kaçış için KKTC ve Annan Planı karşımıza dikilmişti.
Bir şeyler oluyor ve yine birileri bizlere sorunlarımızı erteleyecek bir kaçış hazırlıyor.
Eksik bir şeyler oluyor, kendi geleceğimizin öznesi olma sorunu ise karşımızıda durmaya devam ediyor.
Mustafa Keleşzade
Baraka Kültür Merkezi Aktivisti
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.