Küçük bir adada yaşıyoruz ve gün geçtikçe toplumsal sorunlarımız daha da artıyor. Bu sorunlarla ilgili küçük bir topluluk ses çıkarmaya ve mücadele etmeye çalışıyor. Küçük bir topluluk diyorum çünkü duyarlı insanlarımız çok az. İnsanlarımız bana dokunmayan yılan bin yaşasın modundadırlar; ama o yılan bir gün gelecek ve herkese dokunacaktır. O zaman farkına varacaksınız ki duyarsız davranıp ses çıkarmadığınız olaylar sizin de başınıza gelecektir.
Örneğin geçen hafta yaşanan tatsız olaylar, yılların birikmişliği ile farkında olmadan gelişen olaylardı. Cuma günü tüm halkın seferber olduğu, tek yürekmişçesine bir birliktelikle gerçekleştirilen eylem halkın faşizme olan tepkisinden ve öfkesindendi. Katlanamayacağımız ve gitgide büyüyen bu tip olayların önüne geçebilmeyi başarmak için tek çaremiz mücadelemizdir. Faşizm kendini yenilemeye ve büyümeye öylesine açık bir hastalık ki gitgide yayılıyor.
Duyarlı insanlar, benim başıma gelmedi ama gelebilir diye destek olan insanlardır. Örneğin bir kafe önünde bir kadın öldürülüyor ve kimse öldüren kişiye karşı çıkmıyor. Cinayeti kınamak için bir yürüyüş gerçekleştiriliyor, olayın geçekleştiği yerde eylem yapılıyor ve kafedeki insanlar hiçbir şey yokmuş gibi kahvelerini yudumlamaya devam ediyorlar. Çeşitli yürüyüşler düzenleniyor, “katılsak ne olacak sanki de bir şey değişecek” diyorlar. Evet değişecek! Asıl evde oturmakla, sessiz kalmakla, her olaya umutsuz gözlerle bakmakla hiçbir şey değişmez. Ses çıkarmak, sokaklara çıkmak ve mücadele etmek gerekir. Bu da örgütlenmeyle olur.
Geçtiğimiz Cuma günü, Barış ve Demokrasi Yürüyüşü’nde gördüm ki insanlarımız faşizme karşı omuz omuza mücadele etmişlerdir ve gereken mesaj yerine ulaşmıştır. Dilerim sadece bir eylemde değil bütün eylemlerde insanlar duyarlı olsun ve haklarını arasın. Birlik olup örgütlenerek istediğimiz her şeyi başarabiliriz. Unutmayalım ki büyük yangınlar küçük kıvılcımlarla başlar.
Yazıma başlarken de ifade ettiğim gibi toplumsal sorunlara başkaldırmanın bizim için ekstra bir durum olmaması gerekir çünkü bizler bu toplumun bir parçasıyız.
Henüz kazanıl(a)mayan bir hakkımız varsa mücadele etmekten kaçtığımız, ertelediğimiz veya sürdüremediğimiz içindir.
Hüsniye Seheroğlu
Bağımsızlık Yolu üyesi