Çevreye duyarlı pek çok örgütün ve hayvan hakları aktivistlerinin bir araya gelmesiyle oluşan ve geçtiğimiz aylarda Hayvan Refahı Yasası’n yönelik iyileştirme çalışmaları ile bilinen Dünya Yalnız Bizim Değil Hareketi, pazar günü bir etkinlik gerçekleştirerek Akdeniz Köyü sahilinde temizlik yaptı.
Hareketin bileşenlerinin yanı sıra, etkinliği basından ve sosyal medyadan öğrenip gelen doğa dostu kişiler ve Bizim Gençlik isimli dernek de temizlik etkinliğine katılarak aktif destek verdi.
Dünya Yalnız Bizim Değil Hareketi temsilcisi Çise Sezerel, sahilde bir basın açıklaması yaparak “Kar amacı güden şirketler sosyal sorumluluk adı altında reklam yapadursun, biz bugün burada, dünyanın yalnız bize ait olmadığını düşünen insanlar olarak, devlete ve yerel yönetimlere görevlerini hatırlatmak ve Akdeniz sahilini temizlemek için toplanmış bulunuyoruz.” dedi.
Sezerel, konuşmasında, nesli tükenme tehlikesi altında olan deniz kaplumbağaları dahil pek çok canlı türünün, açık denizden gelen atıkların yanında insanların sahillerde bıraktığı atıklarla da mücadele etmek zorunda kaldığını belirtti. Plastik tüketimini azaltmaya yönelik girişimler yapmanın devletin ve yerel yönetimlerin üzerine düşen görevlerin sadece bir kısmı olduğunun vurgulandığı açıklamada, doğa için bütünlüklü bir devlet politikası üretilip uygulanması talep edildi.
Temizlik esnasında başta tıbbi atık olmak üzere denizden gelen plastik malzemelerin sahilde bol miktarda yer aldığı gözlemlendi, naylon poşet, pet şişeler ve bir de deniz kaplumbağası cesedi bulundu. Sahilin durumu, bölgede ve Akdeniz’de ciddi bir çevre sorunu olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Basın açıklaması şöyle:
“Kar amacı güden şirketler sosyal sorumluluk adı altında reklam yapadursun, biz bugün burada, dünyanın yalnız bize ait olmadığını düşünen insanlar olarak, devlete ve yerel yönetimlere görevlerini hatırlatmak ve Akdeniz sahilini temizlemek için toplanmış bulunuyoruz.
Akdeniz sahili, Carettalar ve Yeşil Kaplumbağaların yuvaladığı sahillerden sadece bir tanesidir. Nesli tükenme tehlikesi altında olan deniz kaplumbağaları dahil pek çok canlı türü, açık denizden gelen atıkların yanında insanların sahillerde bıraktığı atıklarla da mücadele etmek zorunda kalıyor. Doğal koşullar altında bile, hayatta kalabilen yavru kaplumbağa sayısı çok azken, çevre kirliliği yaşama şanslarını daha da azaltıyor.
Deniz anası zannedip yedikleri plastik naylonlar boğulmalarına, yüzgeçlerine yapışan plastik atıklar yüzemeyecek hale gelmelerine sebep olabiliyor. Sahilde olan atıklar yavruların denize ulaşmasını engelleyebiliyor. Plastik atıklar, çok uzun yıllar doğada çözünmüyor, mikro parçalara ayrılarak yayılıyor ve ekosistemi tehdit ediyor.
Dünyayı paylaştığımız tüm canlıların yaşam haklarına saygı duyulmasını istiyoruz. Bu yüzden devleti ve yerel yönetimleri, temiz bir çevre için sorumluluklarını hatırlamaya ve üstlerine düşen görevleri yapmaya çağırıyoruz. Sahillerde insanların kolay ulaşabileceği yerlere daha fazla çöp tenekeleri koymak, çöp ayrıştırma kutuları ile geri dönüşümü desteklemek, düzenli sahil temizliği ile atıkların birikimini engellemek, çevre eğitimi dersleriyle insanları bilinçlendirmek, plastik tüketimini azaltmaya yönelik girişimler yapmak devletin ve yerel yönetimlerin üzerine düşen görevlerin sadece bir kısmıdır.
Daha da geç olmadan, doğa için bütünlüklü bir devlet politikası üretilip uygulanması gerekmektedir.
Çünkü dünya yalnız bizim değildir.”