Yakın geçmişimizde önemli birtakım sosyo-ekonomik gelişmeler olmuştur. Bahsettiğimiz gelişmeler egemenlerin askeri veya silahlı müdahaleleri dışındaki neo-liberal kararlarla hem topraklarımızda kontrollerini pekiştirmeleri hem de emekçileri daha da yoksullaştırarak karlarına kar katmalarıdır.
1986 yılına gittiğimizde birçoğu ganimet ama kamusal yararla kullanılan fabrikaların hızla kapatılmaya başlandığı kararları göreceğiz.
Bu süreç günümüzde bile hiç yavaşlamadan en son kamu işletmesi yokedilene ve özel sektöre devredilene kadar devam edecek gibi görünüyor. Ülkemizin kuzeye düşen parçasında Kıbrıslı Türk emekçiler bu planlara karşı birçok birliktelik ve eylemlere imza atmışlar bu planların uygulanışını engelleme noktasında başarılı olamadılarsa da yavaşlatma konusunda başarılı olmuşlardır.
Sanayi Holding’in onlarca fabrikası, Cypruvex, AYKO, narenciye üretimi, bağlar, ZEYKO vb. birçok üretim alanı dağıtılsa da emekçiler için çok zor geçen bu süreç, egemenler için de o kadar kolay geçmemiştir. ETİ, KTHY, Ercan Havaalanı vb. kamusal sektörlerin özelleştirilmesi ve kapatılmasına 2000’li yıllarda da devam edilmiştir. Ancak hala Kıbrıslı Türklerin malı olan birçok yapı mevcuttur: Kooperatifler, Kıb-Tek, Telefon vb. birçok kamusal hizmet sektörü sokak tabiri ile topun ağzındadır.
Kıbrıs’ın kuzeyinde bu gelişmeler tüm organize çalışmalar ve işbirlikçi ve kuklaların ceket iliklemeleri ile tam hızla devam ederken Kıbrıs’ın güneyinde de ekonomik kriz bahanesiyle yerli işbirlikçi guruh tüm faturayı emekçilere ve halka kesmeye başladılar.
Tüm kamu kuruluşlarını Troykanın emriyle özelleştirme kapsamına alan Kıbrıslı Elen liderliğinin yeni hükümeti halkın taleplerine sırtını dönmüş durumda. Neo-liberal planların 1986’dan beri TC eliyle uygulanmasının bir benzerini Troyka ekonomik tedbir adıyla dayatıyor.
Geçen hafta Kıbrıslı Elen emekçiler haklarının gasbedilmesine ve halkın malı kuruluşların özelleştirilmesine karşı ilk büyük kalkışlarını gerçekleştirdiler. Onyedi örgütün çağrısı ile binlerce kişi Maliye Bakanlığı ve Başkanlık Sarayı’na yürüdü. Hükümete muhtıra veren örgütler Troyka ile yapılan antlaşmanın iptal edilmesini istediler. Troyka’nın isteği ile Kıbrıs Havayolları, CYTA (telefon) ve ATİK (elektrik) topun ağzında. Artık zaman Kıbrıs halklarını daha da yakına düşürüyor ve düşürecek… Dünyanın egemenleri ülkemizdeki planlarını kuzeyine ve güneyine bakmaksızın uygulamaya koydu.
Her zaman söylediğimiz ve gerekeni yapmak için elimizi taşın altına koymaktan kaçmadığımız bir süreci yaşamak zorundayız. Kendi kurumlarımızın bizim olması, ülkemizin bizim olmasından geçecektir. Kıbrıs’ın iki halkının kendi ülkelerine sahip olabilmesinin yegane yolu direnişi büyütmek ve yanyana gelerek gerçek anlamda bağımsızlığın yolunu açmaktır. Direnmekten ve mevzilerimizi birleştirmekten başka çaremiz kalmayacaktır. Ülkemizi barışa götürecek yol da bu süreçten geçecektir. Yabancı ordular, askerler, üsler, heyetler, valiler ve işbirlikçilerden kurtulmalıyız.
Besim Baysal
Baraka Kültür Merkezi Aktivisti
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.