İşsizim. Bu sadece benim mi sorunumdur?
Anayasa’da “çalışmak” bir hak olarak tanımlanmıştır. Anayasa’nın 49. Maddesine göre:
“(1) Çalışma her yurttaşın hakkı ve ödevidir.
(2) Devlet, çalışanların insanca yaşaması ve çalışma hayatının kararlılık içinde gelişmesi için, sosyal, ekonomik ve mali önlemlerle çalışanların korur ve çalışmayı destekler; işsizliği önleyici önlemleri alır.”
Peki işsiz kaldığım zaman, iş bulmam için bana yardımcı olacak bir kurum var mıdır?
Çalışma Dairesi’nin bir görevi de her işçiyi uygun bir işe yerleştirmek, her patrona da aradığı niteliklerde işçi ile temas kurmasını sağlamaktır. İş Yasası’nın 59. Maddesi bu konuda şöyle der:
“(1) İşçilerin uygun oldukları işlere yerleştirilmelerine ve çeşitli işler için uygun işçi bulunmasına Daire aracılık eder.
(2) Bu Yasa kuralları uyarınca kaydolan işyerleri, işçi gereksinimlerini Daire aracılığıyla karşılar. Ancak, işveren kendi arzu ettiği ve işe almak istediği işçi veya işçileri, Daireye işsizlik kaydı yaptırarak işe alabilir. Aksi takdirde Dairede işsiz kaydı olanlar diğer başvuru sahiplerine göre öncelikli olarak değerlendirilirler.”
İş Yasası’nın 60. Maddesi’nde de Çalışma Dairesi’nin görevleri tanımlanırken şöyle denir:
“(1) Daire, her çeşit ekonomik işletmelerle, serbest sanat niteliğinde olan diğer işler için bilgi toplar, işçi isteme ve iş aramanın düzene bağlanması yolunda gerekli çalışmaları yapar ve hizmet akitlerinin yapılmasına yardımcı olur.”
İş Yasası’na göre, özel sektördeki her türlü işe giriş çıkış işlemi Çalışma Dairesi aracılığı ile yapılmak zorundadır. Yani hiçbir işçi kendi başına bir patronun yanında çalışmaya başlayamaz veya bir patron da Çalışma Dairesi aracılığı ile kayıt yaptırmayan bir işçiyi işe başlatamaz.
Peki iş bulmak için benim ne yapmam gerekir?
İşsiz kalnış ve iş arıyorsak, Çalışma Dairesi’ne giderek, İstihdam bölümüne işsiz kaydınızı yapmamız gerekir. Burada bize, eğitim durumumuz, yaşımız, daha önce yaptığımız işler, uzmanlık ve ilgi alanlarımız, özel bilgi ve becerilerimizle aradığımız işin niteliğine dair sorular sorulur. Bu bilgiler alınarak, işçi arayan patronlardan temin edilen bilgilerle karşılaştırılır.
Eşleşen durumlarda bize haber verilir ve iş başvurusu yapmamız için ilgili işyerine yönlendiriliriz…
Patron, Çalışma Dairesi’nden gönderildiğim zaman beni işe almak zorunda mıdır?
Böyle bir zorunluluk yoktur. Ancak her patron işe alacağı işçiyi Çalışma Dairesi’ne işsiz kaydını yaptırmış kişiler arasından seçmek zorundadır. Daire, eşleştirmeyi düzgün yaptığı sürece bir patronun değilse diğer patronun yanında çalışmaya başlarız.
Eğer patron beni işe almak zorunda değilse, neden Çalışma Dairesi’ne haber vermeden işçi alamıyor?
Aslına bakılırsa, yasal olarak hiçbir patron Çalışma Dairesi’ne işsiz kaydı yaptırmamış birisini işe alamaz. Ve bu, biz işçilerin avantajınadır. Basit ve gereksiz gibi görünen bu konu, biz işçiler açısından uygulandığı takdirde büyük bir haktır.
Ancak ülkemizde bu yasal zorunluluk hiçbir zaman gerçek anlamı ile uygulanmamıştır. Yani pratikte hiçbir karşılığı yoktur. Çalışma Dairesi aracılığı ile işçi almak zorunda olmak, patronların hoşlanmadıkları ve uygulanmaması için ellerinden geleni yaptıkları çok önemli bir konudur. Böyle bir uygulama gerçekten hayat bulsa, çalışma hayatındaki birçok sorun kendiliğinden çözülür, bazıları da çözülme yoluna girerdi…
Böyle bürokratik bir uygulama biz işçilere nasıl bir hak sağlıyor olabilir ki?
Unutmamalıyız ki çalışma yaşamında şeffaflık, kayıt ve belge her zaman biz işçilerin avantajınadır. Gizlilik, kayıt dışı ve söze dayalı ilişki de her zaman patronların yararınadır. Ne yazık ki biz işçiler bu gerçeği unutma eğğilimindeyiz, oysa bütün patronlar bunu bilir ve asla unutmaz. Bu yüzden ne olursa olsun, kayıtlı iş yapmaktan kaçmak için her fırsatı değerlendirirler, belge vermekten kaçınırlar ve işlerini gizli hallederler.
Her patronun, işyerinde çalıştıracağı her işçiyi, Çalışma Dairesi’ne işsiz kaydı yaptırmış işçiler arasından almak zorunda olması, tüm çalışma hayatının daha ilk adımdan kayıt altına alınması demektir. Böyle bir kayıtlılık biz işçilere ne avantajlar sağlar?
– Çalışma yaşamında biz işçilerin en büyük sorunlarından birisi, sigortaya kaydfımızın geç yapılması ve yatırımlarımızın geç başlamasıdır. Böylece hem her işe girişte eksik yatırımımız olur hem de emekli olacağımız zaman süre kaybederiz. Oysa Çalışma Dairesi’nin bilgisi dahilinde işe girmiş bir işçinin, sigortasını geç başlatmak mümkün değildir.
– Çalışma Dairesi aracılığı ile işe başlamış bir işçi için sözleşme yapılıp yapılmadığını kontrol etmek daha kolaydır. Patron, bizi çalıştırdığını inkar edemez…
– Her sorununu “işten atma” yolu ile çözen patronlar, bunu sık sık yaptıkları zaman göze batarlar. Çünkü giriş ve çıkışlar kayıt altında olur. Çalışma Dairesi bu gibi davranışlara karşı önlem alma imkanına sahip olur.
– Bazı patronlar, kıdemli işçi çalıştırmayı sevmez. Ve 2-3 yıl çalıştırdıktan sonra, bir bahane bularak işçilerini durdurur. Böyle bir pratiği olan patronları, işe girişlerin kayıt altına alınması yolu ile tespit etmek mümkündür.
– İş azlığı gibi bir sebepten sürekli işçi durduran işyerlerinin, yeni işçi alması gibi ülkemizde çok yaygın saçmalıklar kolayca farkedilebilir.
– İşyerimizde sendikalaştığımız için veya greve çıktığımız için toplu olarak işten durdurulduğumuz takdirde, patronun hemen işçi çalıştırması mümkün olmaz, bu da zarar etmesine neden olacağından bizi sendikalaştık diye hemen işten atamaz. Çünkü patron ya Çalışma Dairesi aracılığı ile işçi almak için başvuracak ve gerekli prosedürü beklerken işyeri kapalı kalacak, yada Çalışma Dairesi’nden temin etmediği işçileri çalıştıracak ve suç işleyecektir.
Çalışma Dairesi aracılığı ile iişe girişin zorunlu olması yukarda saydıklarımız dışında daha onlarca konuda işçileri güçlendirir, patronları ise zayıflatır.
Peki bu bizde uygulanıyor mu?
Yasada açıkça belirtilmesine rağmen, bu hakkımız ülkemizde uygulanmıyor. Çünkü patronlar da biliyor ki, işe girişlerin kayıt altına alınıp Çalışma Dairesi tarafından kontrol edilmesi ve düzenlenmesi; işyerlerindeki iktidarlarına zarar verecek, işçilerin güveninin artmasına neden olacak ve sendikalaşmanın önünü açacaktır.
Patronlar karşı olabilir, devlet neden uygulamıyor?
Çünkü devleti yöneten bütün partiler patronlardan yanadır. Patronların haklarını, çıkarlarını, menfaatlerini korurlar. Bizi düşündüklerini ne kadar söylerlerse söylesinler, patronlarla toplantı yaparlar, patronları dinlerler, patron örgütlerini teşvik ederler. Ancak özelde sendikalaşmaya karşı çıkarlar. İşçilerin tek dostu kendi sendikalarıdır. Hükümeti de patronları da yasaları uygulamaya zorlayabilecek tek gücümüz sendikalarımızdır. Eğer sendikalı değilsek, her hakkımız patronların ve onların maaşlı memuru olan hükümetlerin insafına kalacaktır.
Hükümetler patronların zararına olan hiçbir yasayı uygulamayacaklardır. Yasalar tozlu raflarda kalacak, bundan da en çok patronlar şikayet edermiş gibi yapacaktır. Oysa amaçları öfkemizi patronlara değil, onların kirli işlerini yapan politikacılara yönlendirmemizdir.
Peki devlet yapmıyorsa, dünyanın başka ülkelerindeki gibi bu işi özel sektör yapamaz mı? Mesela ABD’de iş bulma kurumları özeldir. Bizde de böyle olamaz mı?
Bu yasal olarak yasaktır. İş Yasası’nın 61. Maddesi şöyle der:
“İşçilere iş bulmak, işveren ve işlere işçi bulmak için, kazanç amacı ile olsun veya olmasın faaliyet gösterilmesi, çalışılması veya büro açılması yasaktır.”
Çalışma Dairesi’nin iş bulmak ve işçi bulmak hizmetini verirken yürütmesi gereken faaaliyet; çalışma yaşamının denetim ve kontrol altına alınması, düzenlenmesi ve patronların işyerindeki iktidarının azaltılmasıdır.
Özel bir şirket bize iş bulduğu zaman, böyle bir kayıt altına alma durumu oluşmaz. Çünkü zaten en başta bu hizmeti birden fazla şirket vereceğinden, tüm bilgilerin bir yerde toplanması gerçekleşmez. Diğer yandan “özel bilgi” sayılan bu bilgiler kamu denetimiden saklanır ve özel şirketler sadece istihdam alanında yetkili olduklarından, diğer haklarımızın takibini yapmazlar, zaten yapamazlar.
Oysa Çalışma Dairesi sadece istihdam alanında değil çalışma yaşamının her alanında yasal yükümlülükleri olan bir kurumdur. İi bulmanın özelleştirilmesi, biz işçilerin avantajına değil zararına olacaktır. Çünkü bu gibi özel şirketler işe girişte maaşımızın bir kısmını almak karşılığı hizmet vermekte, sendikalaşam eğilimindeki işçileri kara listeye alarak patronlara bilgi vermekte ve özel bilgilerimizi satarak para kazanmaktadır.
İstihdamda özelleştirme, biz işçi sınıfı için boğazımızdan yakalanarak esir alınmak demektir.
Gelecek hafta; sosyal sigorta ile ilgili haklarımızı inceleyeceğiz.
Tüm yazı dizisine şu linkten ulaşabilirsiniz: http://www.ankaradegillefkosa.org/category/soru-ve-cavaplarla-calisma-yasaminda-haklarimiz/