HABER-YORUM
Çalışma Bakanlığı’nın Başlattığı “Destek Bizden İstihdam Sizden” Kampanyası Patronlara Hizmet Etmektedir!
CTP’nin elindeki Çalışma Bakanlığı aracılığıyla CTP-DP hükümeti, “Destek Bizden İstihdam Sizden” başlığı adı altında gençlere yönelik bir “istihdam kampanyası” başlattı. Bu kampanyayı özetleyecek olursak, Çalışma Bakanlığı, belirli koşullar altında, patronların yapacağı istihdamlara “el atacak”, yani patronların istihdam edeceği gençlerin normalde patronlar tarafından karşılanması gereken maliyetini bizzat devlet karşılayacak; yani devlet, zaten zengin olan patronları finanse edecek! Bu kampanyaya göre 30 yaşını doldurmamış gençlerin şirketler tarafından istihdam edilmesi durumunda, gerek istihdam edilen emekçinin patron tarafından ödenmesi gereken ücretini (kısmi zamanlı istihdamlarda, ücretin yüzde 25’ini, tam zamanlı istihdamlarda ise yüzde 30’unu), gerekse de emekçinin yine patron tarafından yapılması gereken Sosyal Güvenlik yatırımlarının yüzde 30’unu bizzat devlet karşılayacak.
İlk bakışta, “tamam, patronların yapması gereken ödemenin bir kısmını devlet karşılayacak, bu bir sorun, ama en azından bu uygulama, gençlerin daha çok istihdam edilmesine yarayacak, işsizlik sorunu biraz da olsa azalacak” denilebilir, ancak işin aslı böyle değil. Her şeyden önce Çalışma Bakanlığı’nın bu uygulaması, dünyada da pek çok örneği olan, açıkça neoliberal bir uygulamadır ve allanıp pullanıp “işte hükümetimiz gençlerin işsizlik sorununu çözüyor” şeklinde sunulmasına asla müsaade edilmemelidir. İşsizlik sorununun sebebi, Kıbrıs’ın kuzeyinde iki düzeydedir : Bir, kapitalizme özgü olan işsizlik sorunu (yani en basitinden söylersek, şirketlerin hem yedek işgücü ordusuna duydukları ihtiyaç anlamında, hem de işçiyi salt maliyet olarak görmelerinden dolayı, asıl niyetinin işsizliği çözmek değil, işi en ucuza mal etmek olması anlamında); ikincisi, Kıbrıs’ın kuzeyine özgü üretimsizlik sonucu ortaya çıkan “istihdam sahası eksikliği” sorunu.
Hükümetin bu uygulaması, açıkça, tüm dünyayı saran kapitalizmin krizinin patronlar için yarattığı sıkıntıyı, sanki bu krizin sebebi bizzat o patronlar değilmişçesine, onlara yardımcı olarak, krizi emekçiler için değil ama patronlar için hafifletme uygulamasıdır. Bu uygulama, patronların kendi ceplerinden yapacakları harcama maliyetlerini düşürme adımıdır. Emekçilere ve gençlere asla bütçe ayırmayan hükümet, her ne hikmetse, sermayenin maliyetlerini düşürmek için her türlü adımı atıyor. Bu kampanyaya göre, işe girecek olan genç için hiçbir değişiklik olmayacak, aynı haklara ve ücrete sahip olacak, tek farkı, patronu bu sefer daha da az ödeyecek çünkü patronun sorumluluğunda olan ödemelerin bir kısmını, bizzat hükümet yüklenecek. Ayrıca, biliyoruz ki, bir genci istihdam eden şirket en ufak bir ekonomik sıkıntıya girerse, hemen o işçi yine kapının önüne konacak çünkü şu an dünyayı da kasıp kavuran krizde olduğu gibi, işten atılmalar çoğalıyor ve sermaye, devletin arka çıkmasıyla bile maliyetlerini düşüremeyecek kadar zor durumda. Yani kısacası bu adım, açıkça patronlara para yardımıdır ve bunu “gençleri işe alıyoruz” biçiminde allayıp pullayıp sunuyorlar.
Denilecektir ki, “yahu bu memlekette işsizlik var, gençler arasında daha da çok var, öyle veya böyle bu uygulama az kişinin de olsa işe girmesine sebep olacak, hiçbir şey yapmasaydık daha mı iyiydi?”… Bu tavır açıkçası “ölümü gösterip sıtmaya razı etmek”tir; yani sanki bu memlekette istihdam koşullarıyla ilgili politika geliştirmenin tek yolu, patronlara “tamam siz işe alın, ben sizin yerinize ödeyeceğim” demekmiş gibi, “bunu yapmaylım da işsiz mi kalsın gençler” demek ve insanları açıkçası “işsizlikle” tehdit edip, sonra da her uygulamaya boyun eğmelerini sağlamaktır. Zaten, geçtik uzun vadeyi, bu uygulama orta vadede dahi hem işsizlik seviyesini azaltmayacak, hem de, devlet istihdamlarda artık sermayeye doğrudan para yardımı yapacağı için sermayenin elini güçlendirecektir. Yani patronlar, zaten mecburen yapmak zorunda oldukları istihdamları, yani bu uygulama yokken de mecburen yaptıkları istihdamları, bundan sonra artık hükümetin de “el atmasıyla” gerçekleştirecek, yani hükümet, patronların yerine ücret ödeyecek ve sosyal güvenlik yatırımı yapacak. İşsizlik azalmadığı gibi, bu uygulama üstüne üstlük patronların yanına kâr kalacak. Kısacası bu uygulamayla CTP’nin Çalışma Bakanlığı ve CTP-DP hükümeti, açıkçası “patronlara destek oluyoruz” kampanyası başlatmıştır.
Peki ne yapmalı ? Öncelikle, tek mantığı kâr etmek ve maliyetleri düşürmek olan şirketlerin olduğu bir ülkede, zaten işsizliği bitirmek imkansızdır. Peki bu gerçek var diye, kapitalizm yıkılana kadar hiçbir şey yapamaz mıyız ? Elbette yapabiliriz. Her şeyden önce, zaten işsizliğe sebep olanın, bizzat bu “maliyet düşüreyim, daha çok kâr edeyim, banane işsiz gençlerden” diye düşünen patronlara yardım ederek değil, onlara karşı tavır alarak mücadele edileceğini bilmek lazım. İkincisi, Kıbrıs’ın kuzeyine özgü olan bir sorunu, üretimsizlik sorununu ortadan kaldırmak için, devletin 5 yıllık bir kalkınma/sanayileşme planı uygulaması ve bunu da bizzat patronların o uçsuz bucaksız servetleri ve kazançları üzerine koyacağı acımasız ek vergilerle finanse etmesi gerekir. Böylece hem memleket tıpkı Sanayi Holding döneminde olduğu gibi sanayileşecek; hem sanayinin gelişmesiyle birlikte, sanayiye hammade sağlayan tarımcılık da daha iyi bir konuma gelecek; hem yeni istihdam alanları sağlanmış olacak; hem de kamu sektöründeki aşırı yığılmanın önüne geçilmiş olacak. Böylece hükümet, patronları zengin ederek ya da patronların harcamalarını dahi kendi üstüne alarak değil, daha ciddi, daha kapsamlı, daha kalıcı planlarla, uzun vadeli bir çözüm üretmiş olacak ve bu çözüm de hem gençlerin, hem emekçilerin, hem de en genel anlamda, üretimsizliğin acısını on yıllardır yaşayan Kıbrıslı Türk halkının çıkarına olacak.
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.