Çok sayıda dernek ve örgütün yayınladığı ortak basın açıklamasıyla, Kıbrıs’ın kuzeyinde kurulmak istenen, Kıbrıslı Türklerin kendi ülkesinde gençlik faaliyetleri ile ilgili tüm söz hakkını elinden alıp diğer bir ülkeye devredecek olan ‘Koordinasyon Ofisi’ne karşı tepki gösterildi, mücadelenin yükseltilmesi çağrısında bulunuldu
CTP-DP hükümeti döneminde imzalanan ve oluşan önemli bir toplumsal muhalefet sonucu yürürlüğe giremeyen “TC Hükümeti ve KKTC Hükümeti Arasında Gençlik ve Spor Bakanlığı Yurtdışı Koordinasyon Ofisinin Kurulması ve Faaliyetlerine İlişkin Anlaşma”nın, şimdi de, UBP–DP hükümetince hayata geçirilmeye çalışıldığının vurgulandığı açıklamada; Kıbrıslı Türklerin hür iradesinin elinden alınmak istendiği vurgulandı.
“Geleneğimizi ve geleceğimizi teslim etmeyeceğiz”
Açıklamanın tam metni şöyle;
“12 Mart 2014 tarihinde Cumhuriyetçi Türk Partisi-Demokrat Parti (CTP-DP) koalisyon hükümeti döneminde imzalanan ve toplumun önemli bir kesiminin tepkisi ve karşı çıkışları sonucu yürürlüğe giremeyen “TC Hükümeti ve KKTC Hükümeti Arasında Gençlik ve Spor Bakanlığı Yurtdışı Koordinasyon Ofisinin Kurulması ve Faaliyetlerine İlişkin Anlaşma”, şimdi de, UBP–DP hükümeti tarafından hayata geçirilmeye çalışılıyor. Bu anlaşma Kıbrıslı Türklerin asimilasyonuna yönelik atılan bir adımdır.
Bizler yaşanılabilir bir Kıbrıs’ta tüm kesimlerin kendi kültürünü, geleneğini ve göreneğini yaşatabildiği, farklı gelenek ve göreneklere saygı duyulduğu ve bir kültür harmonisi içerisinde yaşamımızın sürdürülmesinden yana taraf olduğumuzu belirtmek isteriz.
Söz konusu anlaşma, bizlerin kendi kurumlarımızda söz hakkımızın elimizden alınıp yok sayıldığı bir gelecek inşa etmektedir.
Bu anlaşma ile birlikte;
a) KKTC’deki Spor ve Gençlik Daireleri işlevsiz bırakılacak.
b) Tüm proje ve uygulamalar, bu ofis tarafından belirlenecek.
c) Ofisin başına Türkiye Cumhuriyeti’nden bir başkan atanacak.
d) Ofis içerisinde çalışacak tüm personellerin istihdamı Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından belirlenecek.
e) Türkiye Cumhuriyeti’nden gelecek yetkililere diplomatik dokunulmazlık verilecek.
f) Tüm gençlik kampları ve yeni yapılacak kamplar ayrıca bu kampların işletmesi ofise devredilecek.
g) Tüm spor tesisleri ve yeni yapılacak tesislerin işletmesi bu ofise devredilecek.
h) Projeler, KKTC tarafında sunulsa da, ofis uygun bulduklarını uygulayacak.
i) KKTC’de var olan yurtların ve ileride yapılacak olan yurtların irade ve izinleri bu ofise devredilecek.
j) Ofisin istediği tüm bilgileri, KKTC devleti vermekle yükümlü olacak.
k) Projelere veya ofisin çalışmalarına KKTC olarak hiçbir engelleyici şart konulamayacak.
l) Bu anlaşma, bir taraf tarafından iptal edilmediği her beş yıl sonunda, beş yıl daha uzayacak.
Bütün bu maddelerin ışığında bizler, Kıbrıs’ın Kuzeyi’nde yaşayan ve var olan bütün birey, örgüt, kurum ve kuruluşları partizanlıktan ve bireysel kaygılarından arınmış bir şekilde bu mücadeleden yana taraf olmaya çağırıyoruz. Biliyoruz ki, eğer geleceğimizin ve kültürümüzün bizden sonraki kuşaklara miras kalmasını istiyorsak, kendi kendimizi yönetmek zorundayız. Bu mücadeleye taraf olmamak, geleceğimizi başka bir devletin hükümetine teslim etmek anlamına gelir.
Ancak bizler bu metine imza atan ve ileride mücadelemizden yana taraf olacak olan örgütlerle geleneğimizi ve geleceğimizi teslim etmeyecek, aksine sahip çıkacağız.
TDP Gençlik Örgütü, BARAKA Kültür Merkezi, Bağımsızlık Yolu, Halk Sanatları Derneği (HASDER) , HASDER Gençlik Kulübü, Akçay Kültür Sanat Derneği (AKDER), DİGEM, Kıbrıs Havaları Derneği, Gençlik Merkezi, Turizm Folklor Araştırmaları Derneği (TUFAD), Göçmenköy-Taşkınköy Kültür Deneği (Göç-Taş), Yeşil Barış Hareketi, Lefkoşa Folklor Derneği (FOLKDER), Alayköy Folklor Derneği, Dayanışma, MAGEM, Dördüncü Duvar Düşünce Derneği, Feminist Atölye (FEMA), Çağ Sen, Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS)”