ADL Özel
Cratos Otel olarak da bilinen Bumerang Travel Club Ltd. ve Çatalköy Belediyesi aleyhine açılan dava 24 Haziran’a ertelendi
Nazen Şansal ve Yusuf Özgü Sertel’in denize ücretsiz girme hakları engellendiği icin açtıkları dava, mahkeme tarafından davalı avukatının erteleme talebi ve benzer bir davanın Anayasa Mahkemesi’nde 2 Haziran tarihinde görüşülecek olması üzerine 24 Haziran tarihine ertelendi.
Ne olmuştu?
Geçtigimiz yaz Cratos Otel’in işletmesinde bulunan plaja anayasal haklarını kullanarak ücretsiz girmek isteyen Şansal ve Sertel, otel yetkilileri ve güvenlik görevlileri tarafından engellenmişti. Bunun üzerine anayasal haklarını kullanabilmek adına polisten anayasayı uygulamasını ve kendilerinin girişine yardımcı olmasını isteyen yurttaşlar, bu taleplerinin karşılığını bulamamıştı.
“Kamu yararı bunu gerektirir”
Kendilerinin de plaja girişleri engellendiği gerekçesiyle Acapulco Otel aleyhine davacı olan bu davanın avukatları Özgü Özkul Özyiğit ve Ahmed Said Sayın, davanın seyri ile ilgili şu açıklamalarda bulundu:
“1886/2015 sayılı, Nazen Şansal ve Yusuf Özgü Sertel’in Cratos Otel olarak da bilinen Bumerang Travel Club Ltd. aleyhine açtıkları dava, zapt-ı dava olarak ele alınması gerektiği halde, davalı avukatının tehir talebi üzerine ve davacılar da şahsen hazır olduğu halde ertelenmiştir.
Mahkeme, benzeri bir davanın 2 Haziran 2016 tarihinde Anayasa Mahkemesi’nde, Anayasa madde 38 ‘in (4)’üncü fıkrasında yer alan şart bendindeki “mülkiyet kavramı” yorumlanacağı ve bu dava da bu karardan etkileneceği için 24 Haziran 2016 tarihine ertelenmesini uygun bulmuştur.
2 Haziran’da Anayasa Mahkemesi’nde görüşülecek olan dava, sahillerin yurttaşlar tarafından serbestçe kullanılabilmesi açısından çok önemlidir. Dolayısıyla günümüzde süregelen yasa tanımaz tutum Anayasa Mahkemesi’ne de taşınmıştır ve burada da tartışılacaktır. Anayasa Mahkemesi’nin yorum yapması beklenen konu, devletten uzun vadeli kiralanan kira tahsis belgelerinin Anayasa madde 38(4)’teki “mülkiyet kavramı”na girip girmediğidir. Sermayenin beklentisi girmesi yönündeyken, kamunun yararı her zaman yurttaşların plaja ulaşabilmesidir. Sosyal devlet de bunu gerektirir.”
Halkın mı sermayenin mi ?
Kamuya ait kiralanmış arazilerin, kira tahsis belgeleri 1 yıldan fazla bir süre geçerliyse, uzun vadeli kiralama kapsamında sayılmaktadır. Mahkemenin yorumlayacağı husus ise bu uzun vadeli kiralamaların, Anayasa madde 38(4)’teki “mülkiyet kavramı”na girip girmediğidir. Anayasa Mahkemesi’nin bu davada kamu yararı gözeterek mi, yoksa kamu vicdanını yaralayacak şekilde tamamen sermaye kesimlerinin çıkarları doğrultusunda mı bir karar çıkaracağı merak konusu.