DAÜ Rektörü Abdullah Öztoprak, görev süresinin tamamlanmasına 5 aylık bir süre varken “Rektörlük Seçim Sürecini” başlatmak için kurula karar aldırttı. 20 Mayıs Salı günü kendi başkanlığında gerçekleştirilen Üniversite Yönetim Kurulu (ÜYK) toplantısında, çeşitli gerekçeler öne sürerek bu kararı aldırtan Öztoprak, karar metninin yazılıp ÜYK üyelerinin imzasına açılmasını beklemeden konuyu Üniversite Senatosu’nun gündemine getirdi, oradan da Rektör Belirleme Sürecini başlatmak için karar geçirtti. Alınan bilgilere göre, bununla da yetinmeyen Öztoprak, ‘Rektör Belirleme Komisyonunu’ da kendisi belirledi.
DAÜ-SEN ve DAÜ-BİRSEN: “Şark kurnazlığı”
DAÜ’de yetkili iki sendika DAÜ-SEN ve DAÜ BİR-SEN, ülkenin önemli bir yerel seçim sürecinden geçerken ve VYK’da da dahil olmak üzere bütün kamuoyunun dikkati bu süreçteyken, DAÜ’de yangından mal kaçırırcasına Rektörlük seçim süreci başlatmayı “şark kurnazlığı” olarak niteledi.
İşte iki yetkili sendikanın konuyla ilgili yaptığı açıklama şöyle;
Son dört yılda aldığı yasadışı kararların mahkemelerde tek tek üniversitemiz aleyhine sonuçlanması neticesinde DAÜ’yü yüklü bir tazminat ödemeye mahkum eden yöneticilerin başında gelen DAÜ Rektörü Abdullah Öztoprak yasadışı işler yapmaya devam ediyor. Rektör Abdullah Öztoprak 20 Mayıs Salı günü kendi başkanlığında gerçekleştirilen Üniversite Yönetim Kurulu (ÜYK) toplantısında, önemsiz sıradan bir konuymuş gibi “diğer konular” başlıklı gündem maddesi altında, “önümüzdeki yılın bütçesini hazırlamam gerekir”, “ne olacağımı, durumumu bilmem lazım” gibi gerekçeler öne sürerek, görev süresinin tamamlanmasına 5 aylık bir süre varken “Rektörlük Seçim Sürecini” başlatmak için kurula karar aldırttı! Daha karar metni yazılıp ÜYK üyelerinin imzasına açılmadan, hemen ertesi gün Üniversite Senatosunun gündemine yine ‘diğer konular’ başlığı altında getirerek oradan da Rektör Belirleme Sürecini başlatmak için karar geçirtti. Bununla da tatmin olmayan Rektör, ‘Rektör Belirleme Komisyonunu’ da yine kendisi belirledi.
Bilindiği gibi ülkemiz önemli bir yerel seçim süreci yaşamaktadır. Üniversitenin en üst yönetim organı olan VYK’nın gerek başkanı gerekse bazı üyeleri bu seçimlerde aday olduklarından doğal olarak seçimlere yoğunlaşmıştırlar. Gerek onların gerekse ülke kamuoyunun ilgisi yerel seçimlere odaklanmışken ülkemizin en büyük üniversitesi olan DAÜ’de yangından mal kaçırırcasına Rektörlük seçim süreci başlatmak şark kurnazlığından başka bir şey değildir.
Gerçek olan şudur ki Sayın Rektör kendi şartlarında, kendi tasarım ve kontrolünde gerçekleştireceği bir süreç ile Rektörlük makamında beş yıl daha oturmayı garantilemeyi ve bugüne kadar yapmış olduklarının sorgulanmasını engellemeyi hedeflemektedir. Diğer bir ifadeyle Sn. Rektör elindeki güç ve otoriteyi kullanarak, yasaların vermediği yetkiyi gasp ederek kendini yeniden Rektör olarak dayatmaya çalışıyor. Bunu yaparken yine açıkça yasaları çiğniyor. Bilindiği gibi DAÜ yasasına göre Rektörün atanması konusunda, rektör münhali sürecini başlatma yetkisi işveren konumundaki VYK’dadır. DAÜ Rektörlüğü, ÜYK veya DAÜ Senatosu’nun böyle bir süreci başlatma yetkisi yoktur. Bu açık bir yetki gaspı, yetkinin sahibi olan VYK ile Üniversite Senatosu’nu karşı karşıya getirme oyunudur.
Hatırlatmakta yarar görüyoruz: Rektör de, işveren olan VYK ile sözleşme imzalayarak görev yapan bir üniversite çalışanıdır. Bir çalışan olarak kendi pozisyonunu önce münhal ilan edip sonra işe alma koşullarını belirleyecek komisyonu oluşturup daha sonra da kendi kendini işe alamaz. Üstelik münhal ilan ettiği pozisyonla ilgili kendi sözleşmesinin bitmesine daha beş ay varken! Ortaya çıkan gerçekten trajikomik bir durumdur.
Bir dünya üniversitesi, uluslararası düzeyde eğitim veren bir kurum olma iddiasındaki DAÜ’de, rektör belirleme sürecinin de uluslararası normlar çerçevesinde olması gerekmektedir. Bir aydan daha kısa bir süre içinde bütün süreci tamamlamaya çalışmak “benden başka birisi aday olamasın” demekle eş anlamlıdır. Üniversitedeki tüm öğretim üyeleri Rektörün görev süresinin Ekim ayında sona ereceği düşüncesiyle hareket ettiğinden bu kadar kısa süre içinde hiç kimsenin adaylık hazırlığı yapmasına imkan yoktur. Bu yaklaşım, özellikle üniversite ve/veya ülke dışındaki çok değerli bilim insanlarının bu pozisyona başvurmasını engellemeye yönelik bir komplodur.
Şunu bir kez daha ifade etmekte yarar görüyoruz: Sn. Rektör, herşeyden önce DAÜ’nün boynuna astığı milyonlarca liralık tazminat yükünün hesabını vermelidir. DAÜ-SEN ve DAÜ BİR-SEN olarak bizler her türlü hukuksuzluğun hesabını sormaya üniversitemizin saygınlığı, çalışanların onuru ve refahı için mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu çerçevede üniversitemize yangından mal kaçırır gibi, rektör belirlenmesine izin vermeyeceğimizi bir kez daha vurgulamak isteriz. Vakıf Yöneticiler Kurulu (VYK) ve onu atayan hükümetten, kamu yararını hiçe sayan, kamu kurumlarını zarara uğratan ve mahkeme kararlarını dahi tanımayan DAÜ yönetiminden iyi idare yasası çerçevesinde bir an önce hesap sormalarını talep etmekteyiz.
Doç. Dr. Tarık Timur Başkan DAÜ-SEN |
Buğu Sümen Cohar Eş Başkan DAÜ BİR-SEN |
Kazım Hakverdi Eş Başkan DAÜ BİR-SEN
|
23 Mayıs 2014
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.