DAHA NE OLABİLİR Kİ? – SERDAR DURUKAN

5-6 sene öncesini hatırlıyorum.

Ekonomi tarihi gibi bir dersti sanırım.

Ekonomik krizleri ve toplumsal dönüşümleri konuşup tartıştığımız, bu değişimelerin arkasında yatan dinamikleri anlamaya çalıştığımız bir dersti.

Derste ne konuşup ne tartıştığımızı tabiki ayrıntısıyla hatırlamıyorum, ancak hocamızın söylediği bir cümle vardı ve o cümle hiç aklımdan çıkmıyor.

Şöyle bir cümleydi: ‘Siz arkadaşlar, çok şiddetli toplumsal olayların ve çok büyük savaşların tanığı olacak bir nesilsiniz’.

Tam tarihi hatırlamasamda bugünden düşününce bu sözlerin söylendiği tarih 2008’de patlak veren küresel ekonomik kriz sonrasına denk geliyor.

Ekonomik krizler ile sonrasında yaşanan büyük savaşlar arasındaki ilişkiden biraz haberdar olanlar için de bu öngörü pek büyütülecek bir durum değil elbette.

Ancak itiraf etmem gerekirse, böylesi bir nesil olabileceğimiz fikriyle tanıştığımdan beri içten içe o gün ne zaman gelecek acaba diye de bekliyorum.

Ne olacaktı da biz bu büyük savaşların ve yıkımların tanığı olan nesil olduğumuzun idrakına varabilecektik?

İnsanın yaşadığı zaman dilimini anlayıp onun ne olduğuyla ilgili fikir yürütmesi zordur.

Bunu yapsa bile bir süre sonra o an yaptığı tahlilin doğru olup olmadığını, bugünden geçmişe baktığında daha iyi anlar.

Kendi hayatınızda da yaşadığınız bir anın sizin için ne kadar değerli olduğunu ya da tam tersini bir süre sonra daha iyi kavrayabilirsiniz.

Mutlaka böyle olur demiyorum tabiki.

Kişisel deneyimlerden ziyade, özellikle toplumsal olaylarda ve incelemelerde içinde bulunduğunuz zamana dair yorumlarda bulunmak ve doğru tahliller yapmak biraz daha zordur.

Böyle olunca, biz eğer hocamın dediği gibi büyük savaşların ve çok zor dönemlerin nesli olacaksak bunun idrakına varabilecek miydik?

Ya da soruyu başka türlü soralım.

Bugün böyle bir zamandan geçtiğimizin farkında değilsek, ne zaman farkına varacaktık?

Özellikle son günlerde Kobane’de yaşananları görüp, bu dünyada daha ne olmasını beklemeliyiz diye kendi kendime sormaya başladım.

Evet, aslında biz tam da hocamın söylediği gibi bir nesiliz.

Savaşların ve büyük katliamların tanığıyız.

Hem de sadece tarihsel olarak aynı zamanda yaşıyor olduğumuzdan dolayı değil.

Her ayrıntısına kadar görüyor ve duyuyoruz yaşananları.

Ve Kobani’de insanlık adına direnenlere sadece uzaktan bakabiliyoruz.

Tam anlamıyla sadece tanıklık ediyoruz.

Beylik laflar edip Kobane’de direnenlerle dayanışmamı belirtmek istemiyorum.

Kobane ile dayanışmak için sokağa dökülen insanların ölüm haberleri geliyor bu yazı yazılırken.

O yüzden bir şey diyemiyor insan sadece tanıklık ederken.

Serdar Durukan

Baraka Aktivisti

 

 

Be the first to comment

Leave a Reply