Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıslı Türk halkının ilhakı asla benimsemediğine vurgu yapan demecine yönelik saldırılara cevap veren bir açıklama geldi.
Mesele hiç karmaşık değil, nettir: Kıbrıs Türk halkı çok büyük bir oranda Rum tarafına azınlık olmayı ya da Türkiye’ye sürekli bağımlılık ilişkisi içinde yaşamayı istemiyor.
Toplumumuz ilhak olasılığını ise asla benimsemiyor. Böyle bir halkın seçtiği lider olarak, Kırım ile ilişkilendirilerek sorulan soruya verdiğim cevap başka ne olabilirdi ki?
“Kıbrıs Türk’tür Türk Kalacaktır” siyaseti 1950’lerin sloganıdır. Gerçek durumla ilişkisi yoktur. Kıbrıs’ta yaşayan farklı toplumlar vardır ve barış içinde yaşayacakları federal bir düzen arayışı sürmektedir.
Açıklama şöyle:
Guardian Gazetesi’ne verdiğim demeç, 5 Şubat’ta düzenlediğimiz etkinlikte söylediklerimin benzeridir. Buna karşı sergilenen saldırganlığın nedenlerini tahmin etmekle beraber, çok temelsiz ve seviye yoksunu olarak nitelendiriyorum.
Mesele hiç karmaşık değil, nettir: Kıbrıs Türk halkı çok büyük bir oranda Rum tarafına azınlık olmayı ya da Türkiye’ye sürekli bağımlılık ilişkisi içinde yaşamayı istemiyor. Kendi kendini yöneten, kendi kendine yeten, kendi kurumlarında gerçek manada söz sahibi olan bir yapıyı özlüyor. Elbette özellikle ekonomi ve diğer alanlarda başarmamız gerekenler olduğu da kuşkusuzdur.
Toplumumuz ilhak olasılığını ise asla benimsemiyor. Böyle bir halkın seçtiği lider olarak, Kırım ile ilişkilendirilerek sorulan soruya verdiğim cevap başka ne olabilirdi ki?
Evet, Kırım benzeri bir ilhak senaryosunun korkunç olduğunu ve bunun Kıbrıs Türklerinin olduğu gibi, Türkiye’nin de yararına bir gelişme olmayacağını belirttim. KKTC’yi asıl ortadan kaldıracak senaryo da budur. İlk defa söylemediğim bu sözlerimin de arkasındayım; çünkü Kıbrıs Türk halkının gerçek duygu ve düşüncesi budur.
Esas olan KKTC’nin iki eşit kurucu devletten birine dönüşerek federal çatı altında ve uluslararası hukuk içinde hak ettiği saygın yeri almasıdır. Bu çabaya destek olunması gerekir. Böylesi bir Kıbrıs, kuzeyi ve güneyi ile Türkiye’ye dost bir coğrafya olur. Bu da herkesin yararınadır.
“Kıbrıs Türk’tür Türk Kalacaktır” siyaseti 1950’lerin sloganıdır. Gerçek durumla ilişkisi yoktur. Kıbrıs’ta yaşayan farklı toplumlar vardır ve barış içinde yaşayacakları federal bir düzen arayışı sürmektedir.
Kıbrıs Türk halkı Atatürk ilkelerine bağlı, laik ve demokratik, hoşgörü ve barış kültürünü içselleştirmiş bir halk olarak çağdaş Avrupa değerlerinde bir yaşam için mücadelesini sürdürmek istiyor. Bu mücadeleye ancak saygı duyulur, saldırı yapılmaz.
Düzeyimi koruyarak vereceğim cevap budur. Yapılan bazı açıklamalarda istendiği gibi asıl cevap, elbette halkın vereceği cevaptır.