Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, kamuoyunda son iki gündür yoğun bir şekilde tartışılan ‘yasaklı kitap bulundurma’ suçlamasıyla ilgili tutuklama yapılması hakkında açıklama yaptı.
Cumhurbaşkanı açıklamasında, ülkemizde herhangi bir yasaklı kitap listesi bulunmadığını, yaşananların yurttaşlardaki özgürlüklerin kısıtlanmakta olduğu kaygısını daha da artırdığını belirtti. Cumhurbaşkanı, “Terör, şiddet ve kitap okuyuculuğu arasında doğrudan ilişki kurmanın, toplumun özgürlük algısında yarattığı tahribat görmezden gelinmemelidir” dedi.
Cumhurbaşkanı’nın açıklaması şöyle:
Kıbrıs Türk halkı, uygar dünyanın demokrasi, özgürlük ve insan hakları anlayışını benimsemiş ve bu değerlere uygun bir yaşam sürmeyi ortak amaç edinmiştir. Halkımız aynı zamanda terörün ve şiddetin gelişip yaygınlaşmasına karşı azami mücadeleyi öngören evrensel anlayışa da sıkı sıkıya bağlıdır.
Bu çerçevede dikkat edilmesi gereken, özgürlükleri tehdit eden demokrasi dışı yaklaşımlarla kararlı bir şekilde mücadele edilirken, özgürlük ve demokrasi ortamına zarar vermemektir.
Son zamanlarda halkımız arasında özgürlüklerin kısıtlanmakta olduğuna ilişkin kaygı giderek büyümektedir. Yasa koyucu ve uygulayıcılar bu kaygıyı önemle dikkate almalıdır. Bu kaygılar dikkate alınarak özgürlükçü bir perspektifle, mevzuatta şiddet-terör ile demokrasi-özgürlükler arasındaki ayırımın belirgin bir şekilde yapılması gerekmektedir.
Ülkemizde, özgürlüklerin kısıtlanması yerine artırılmasına ilişkin bir yönelim içinde olunmalı, kendimizi bir parçası hissettiğimiz çağdaş dünyanın değerleriyle bütünleşmeyi sağlayacak adımlar atılmalıdır. Unutulmamalıdır ki şiddet, özgürlük ve demokrasi ikliminde değil, baskıcı ve otoriter ortamlarda gelişmeye zemin bulur.
Yasaklı kitap bulundurma suçlamasıyla ilgili tutuklama yapılması, kamuoyunda son iki gündür yoğun bir şekilde tartışılmaktadır. Bilindiği gibi ülkemizde herhangi bir yasaklı kitap listesi bulunmamaktadır. Bu durum, yurttaşlardaki kaygıyı daha da artırmaktadır. Terör, şiddet ve kitap okuyuculuğu arasında doğrudan ilişki kurmanın, toplumun özgürlük algısında yarattığı tahribat görmezden gelinmemelidir.
Bütün bu tartışmalar içinde kendimize evrensel hukuk normlarını ve insan hakları değerlerini rehber edinmek, tutulacak en akılcı yoldur.