Hukukçu Mine Atlı, Mağusa’da AKP Mağusa Gençlik kolları’nın şikayeti üzerine Sol Hareket aktivisti dört kişinin polis tarafından tutuklanmasına ilişkin açıklamada bulundu.
Atlı’nın sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım şöyle:
Bugün Mağusa Polis Müdürlüğünde yaşanan olaylara ilişkin paylaşmak istediklerim:
- 1. Bugün bu ülkede herhangi bir yasal kaydı olmayan AKP Mağusa Gençlik kolları tüzel kişilik gibi şikayetci oldu ve polis bu olaya ilişkin tahkikat yürüttü.
- 2. Şikayete konu olay ‘Love Erdoğan’ billboard’una yazılan ‘El Diablo’ (Şeytan) graffitisiydi.
- 3. Aleyhine soruşturma yürütülen 3 kişiye billboarda ilişkin ‘uygunsuz harekette bulunma’dan dolayı mahkeme tutuklama emri verdi.
- 4. Şikayete konu olayın kamera görüntülerinden 20.10 da meydana geldiği tespit edilmiştir. Konu ile ilgili soruşturulan iki gencin ise evden 20.59 da çıktıları da tespit edilmiştir.
- 5. Gençler 10.30 ve 11.00 saatlerinde tutuklanıp gönüllü ifade verseler de akşam üzeri kamuoyunun oluşturulmasıyla birlikte saat 17.00’de serbest bırakıldılar.
- 6. Saat 14.00’de Abdullah Korkmazhan ifade vermek üzere polisin çağrısı üzerine gitti. Girdiği anda gönüllü ifade vermeye hazır olduğunu söylese de saat 17.00’ye kadar ifadesi alınmadı.
- 7. Abdullah Korkmazhan’dan konuya ilişkin herhangi bir ifade alınmamasına rağmen ‘Kasti Hasar Vermek İçin Gizli İttifak Oluşturmak’tan dava okundu.
- 8. AİHM içtihatlarına göre siyasi amaçla yapılan ‘graffiti’ Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. Maddesi gereğince İfade Özgürlüğü kapsamına girmektedir. Konu ile ilgili derinlikli bilgi edinmek isteyen Murat Vural v.s Türkiye davasına bakabilir (Türkçesi mevcuttur).
- 10. Polisin Tutukluluk süresi tahkikat boyunca tahkikata müdahale veya etki edilmemesi içindir. Polis bu hakkı cezalandırma maksatlı yapamaz.
- 11. Tutukluluk süresine karar verenin tahkikat memuru değil, başka kişilerin olduğuna bire bir tanık olduk.
- 12. Oluşan kamuoyu sayesinde tutukluların serbest bırakıldığına bire bir tanık olduk. Kamuoyu oluşmasaydı polis bu yetkisini sonuna kadar haksız bir şekilde kullanacaktı.
- 13. Tutuklanan 3 kişinin de tahkikat maksatlı telefonlarına el konuldu. Herhangi bir teminata bağlanmadılar.
- 14. Bugün gördüğüm dayanışma sonucunda bu ülkeye dair hala inancım var. Özellikle olayı öğrendiği an çıkıp Lefkoşa’dan Mağusa Polis Müdürlüğüne gelen Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı insan hakları anlamında seyrimizin Türkiye’den farklı olma ihtimalimizin ıspatıdır.
- 15. Konu ile ilgili açıklama yapan ve tutukluların derhal serbest bırakılmasını talep eden tüm yoldaşlarımız ‘bu memleketten bir şey olur’un ıspatıdır.
- 16. Ana muhalefet parti ve başkanının konu ile ilgili açıklama yapmasını hala bekliyoruz. CTP’nin içinde arayıp soran, ilgilenen konu ile ilgili ‘ne yapabiliriz diye soran’ aydın yüzlerini tenzih ederek belirtmek isterim ki CTP’nin suskun kalması sadece topluma ve geleceğimize yazık etmiyor, bugün olduğu gibi 70’lilerde de gizli ittifaktan yargılanan Naci Talat ve Ahmet Mithat Berberoğlu gibi değerlerinin partisi olarak CTP’nin suskun kalması kabul edilebilir değildir.
- 17. Kalbinde adalet ve özgürlük duygularını yaşayan ancak bu gün ses çıkarmayanlar, artık ne yoldaşım ne de arkadaşım değildir, ancak onlara şunu söylemek isterim: ‘kalbinizin sesinin karanlıklar tarafından boğulması beni kahrediyor. Sizi yıldıran, susturan ne varsa o baskıdan özgürleşin, aksi takdirde ‘Diablo’nun kölesi olursunuz. ‘
- 18. Bu gibi tutuklamalar oldukça, üstümüze gelindikçe, nefes alma alanımız daraldıkça mücadeleye olan hırsımız ve inancımız artmaktadır. Zamanında bu toplum varlık mücadelesini can pahasına verdi. Bugün o günden farksızdır!
Yaşasın dayanışma, yaşasın ifade özgürlüğü!