Çocuk öldü…
Çocuk öldürüldü…
269 gündür ölüme karşı inat eden, onun inadında bir halkın umudu büyüyen çocuk öldü…
Ve bizim kalbimizde bir yara daha açıldı…
Türkiye’nin vicdan coğrafyası böylesine ölümlerle delik deşiktir.
Çocuk ölümleriyle…
Bizim kalbimiz bu coğrafyanın kalbine benzer…
Berkin Elvan’ın gittiği an bir delik daha açıldı…
Oradan soğuk girdi, acı girdi, sanki sürekli kendisini tekrar edecekmişçesine bir sızı girdi…
O sızı ki daha önce Ceylan’da girdi içimize, sonra, Ethem’de, Mehmet’de Ali’de, Abdullah’da, Medeni’de, Ahmet’de ve Hasan’da girdi…
“Daha kaç çocuk ölecek” diye feryat ediyoruz…
O sızı dönüyor içimizde bir bıçak gibi, kanatıyor yürekleri, paramparça ediyor…
İçimizi kemiren bir ağrı.
Sadece benim değil, sadece senin değil, bir halkın içini kemiren bir ağrı…
O ağrı işte o ağrı oyuyor geceyi, oyuyor zamanı, oyuyor sokakları…
O ağrı işte oyarken içimizi, muktedirin düzenini de oyuyor; o ağrı işte oyarken geceyi, gece korku salıyor katillere; o ağrı işte oyarken zamanı, yeniden işliyor çocukların öldürülmeyeceği, halaylarını yarım kalmayacağı, düşlerinin çalınmayacağı bir zamanı…
Çünkü o ağrı var ya o ağrı, şimdi Berkin hayal kuramıyor ya, yani şimdi Berkin hayal oldu, düşe karıştı ya, işte o ağrı Berkin’in hayallerini sırtlanıyor, işte o ağrı düşteki Berkin’i alıyor, büyütüyor.
Yarın bir halaya duracağız, o halayda Berkin de olacak… Çünkü şimdi Berkinsiz çekilen her halay biraz eksiktir, biraz buruktur…
Çünkü artık bizim halay çekebilmemiz için Berkin’in düşünü halaya katmamız gerekecek…
*
O ağrı işliyor zamanı; söze sığmıyor taşıyor…
O ağrı var ya o ağrı öyle birike birike, dola dola birilerinin suratına doğru yaklaşıyor…
Sokaklarda yuvarlanıyor, barikat ateşlerinde alevleniyor, duvarlarda duraksıyor, meydanlarda çoğalıyor…
O ağrı işte ağır ağır büyüyor.
Söze sığmıyor, sanki birazdan birilerinin üstüne çökecekmiş gibi…
Birilerinin çöküşü olacakmış gibi…
O ağrı işte…
*
O ağrıyı çekenler AKP’nin de iktidarının ipini çekmek üzereler sanki…
Ne cemaat manevraları ne darbe martavalları…
AKP halk için bir kabus oldu…
Halk da AKP’nin kabusu…
Fakat halkın bir rüyası var…
Sokaklarda her gün büyütülen…
Çünkü o rüya büyüdükçe bu kabus dağıtılacak…
*
Berkin’in babası konuşuyor, ‘oğlum orada üşüyor’ diyor…
Bizim yüreklerimiz donuyor…
Bakanın biri çıkıyor ve ‘ölü seviciler’ diyor…
Bizim kanımız donuyor…
Onların sevgisi sermaye ve hırsızlık üzerine kurulu…
Berkin’i yaşarken sevmek isterdik ama siz öldürüyorsunuz diye sevmeyecek değiliz…
*
Berkin’in annesi konuşuyor, ‘onu allah değil, Tayyip aldı’ diyor.
Milyonlarca insan ‘Katil var’ diye bağırıyor…
Dünya bunu biliyor; körler, sağırlar, dilsizler biliyor…
Erdoğan çıkıyor ve ‘Adam mı öldürdük!?” diyor…
Susuyorsun… Dişlerini sıkıyorsun…
Dünyayı kusmak istiyorsun… İçin almıyor…
Dünyayı Tayyip’in suratına kusmak istiyorsun…
Onlar çoktan vicdanlarını bir katil soğukkanlılığı ve hırsız adiliği ile değiştirmişler…
Berkin’in annesini mi dinlemeli, yoksa ülkeyi soyan bir hırsızı mı?
Milyonları mı dinlemeli yoksa milyonları cebe atan bir megalomanyağı mı?
Berkin’in babası konuşuyor, “Ama benim çocuğum hırsızlık yapmadı, onuruyla gitti” diyor…
Bu söz çığlık oluyor kulaklarda…
“onuruyla gitti…”, “onuruyla gitti…”
Onuruyla gidenlere mi yoksa onursuzca yiyenlere mi bakalım?
Sahi sizin çocuklarınız nasıl gidecek dersiniz?
*
Erdoğan çıkıyor ve “hesap soracağım” diyor…
Kimden mi;
“Marjinal sol örgütler, anarşistler, teröristler ve vandallardan”
Nasıl da korkuyor ve nasıl da biliyor adım adım sona yaklaştığını…
Ve nasıl da kahredici bir farkındalıktır ki, onun sonunu ne cemaat ne de asker getirecek…
Bunu o da biliyor, onun ifadeleriyle marjinaller, sol örügütler, teröristler ve vandallar getirecek bu sonu…
Yani sokaklarda çoğalan, barikatlarda büyüyen, meydanlarda devleşen Ethemler, Aliler, Abdullahlarla, Medeniler, Mehmetler, Ahmetler ve Berkinler…
Ki şimdi tüm Türkiye 15 yaşındadır…
Ki şimdi tüm Türkiye Berkin Elvan sıcaklığında…
Ki şimdi tüm Türkiye zeytin gözlü, kömür saçlı, kuş bakışlı bir mahsunluktadır…
Ki şimdi tüm Türkiye yollarına kuş koyarken Berkin’in yollarını kesmektedir Tayyip’in…
Nasıl da korkuyorlar…
Ve nasıl da o çocuk koşuşu, tüm Türkiye’nin özgürlüğe koşuşuna karışıyor…
Sözcüklere sığmıyor…
Sözcüklerden taşıyor acı ve umut…
Acı ve umutla harmanlanmış bir uçurtma oluyor Berkin…
Ve birazdan artık uçurtmayı vuramayacaklar…
Çünkü bir çocuk hayali taşımaktadır artık Türkiye, onu zamana harmanlayarak koşmaktadır…
Bir çocuk düşünde, yeni bir ülkeyi büyüterek,
Mavi bir düşü, mavi bir geleceğe katarak…
Hasan YIKICI
Baraka Aktivisti
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.