ÇIKARLARI HALKTAN FARKLI “SOL”
Bireyi, dolayısıyla da toplumu bencilleştiren bir sistem icerisinde yasiyoruz.
Basarılı olmanın neyi yapıp yapamadığından ziyade toplumdaki diğer kişileri alt etmek ile ilgili olduğu bir yapı bu.
Bunu böyle yapan şey insanların karakterlerinden öte sistemin işleyişi.
Okulda okurken çok da iyi gitmeyen sınavlarin sonunda 100 üzerinden 100 alan kişiye öfke duyuyor, biz 100 aldığımiz zaman ise başkasının 100 almamasını umut ediyoruz.
Çünkü ne kadar az kişi 100 almışsa başarımız o kadar daha “değerli” hale geliyor.
Sorun böyle düşünen ve davranan kişinin “kötü” karakterli biri olmasından çok onu böyle biri olmaya iten maddi koşullarla ilgili.
Sistemin böyle çalışan yapısı çocukluktan yaşamımızın sonuna kadar bizi sıkıştırmaktan vazgecmiyor.
Tekil halimizle bu anlayışa direnmek icin çabalasak da nafile.
Ya toplumun “enayi” olarak gördüğü ve günün sonunda kendini gerçekten “enayi” gibi hisseden biri oluyoruz, ya da biz benzer şeyleri başka birileri hakkında düşünüyoruz.
“Ezilmek istemiyorsan ezmelisin” düsturu sistemin teorik zeminini ifade ediyor.
Kısacası sistemin karsisinda birey olarak durabilmenin imkanı yok, çünkü sistem de tek bir bireyden oluşmuyor.
İnsanlığı herhangi bir dönüşüm çabası içine girdiği zaman örgütlenme zorunluluğuna götüren şey de tam olarak bunula ilgili.
Örgutlenme biçimleri içerisinde solu, sağ siyasetten ayıran nokta bir şeyleri değiştirme çabasının merkezine halkın çıkarını güden bir anlayışı yerleştirmesidir.
Yani, kişi/ler ve dar bir zümreden ziyade toplum içerisinde çoğunluğu oluşturan ezilen kesimlerin çıkarlarını savunan bir anlayışla mücadele etmesidir.
Bireyin özgürleşmesinin toplumun özgürleşmesiyle mümkün olabileceği bir mücadele biçimidir bu ve sol felsefenin özünü ifade eder.
Kıbrıslı Türk solu tam da böyle bir mücadele anlayışının eksikliğinden ötürü açmazlar yaşamaktadır.
Yerel seçimler sonrası Lefkoşa Türk Belediyesi`ni kazanan Sol İttifak, belediyenin sıkıntılı mali yapısı ve sağ partiler karşısında belediyeyi var etme mücadelesine girişmişken karşısında beklenmedik bir engel daha buldu.
En çok belediye meclis üyesine sahip olan CTP-BG asbaşkanlık konusunda takındığı tavırla hem ittifaka hem de halka açık açık şunu söyledi; “Benden olmayana sol da olsa, üstüne üslük iyi bir şeyler yapacak bile olsa verecek desteğim yoktur!”
Sağın aksine sol arası fikirsel farklılıklar artık herkesin normal karşıladığı bir durumdur.
Hatta şunu bile söyleyebiliriz ki; sol sağa karşı verdiği mücadele kadar maalesef kendi içinde de kavgaya tutuşmaktadır.
Ancak bir partinin amaç ve çıkarlarını göz göre göre halkın çıkarlarının önüne koymak sol anlayış ile değil bağdaşmak, cümle içinde bile yan yana gelemeyecek derece de terstir.
Ve çıkaları halkın çıkarlarından farklılaşan bir parti her şey olabilir ama sol olamaz!
Çünkü solu, tüm yenilgi ve başarısızlıklarına rağmen başı dik tutan etken her daim halkın yanında saf tutmasıdır!
ALİ ŞAHİN- BARAKA AKTİVİSTİ
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.