Çevre Örgütleri “Taşınmaz Mal Edinme ve Uzun Vadede Kiralama (Yabancılar) Yasası Değişiklik Tasarısı’’nın bu şekliyle Kıbrıs Türk halkının geleceğine yönelik büyük bir tehdit olduğu yönündeki görüşlerini ifade etti.
Yeşil Barış Hareketi, ÇEKOVA ve Boğaztepe Kültür ve Çevre Koruma Derneği, yazılı açıklama yaparak “Kıbrıs’ta varlığımızı tarih boyunca sürdürmemizin dayanağı ve temel taşı, Kıbrıs’ta toprak ve mülk sahibi olmamızdır. Bu tarihi gerçek, atalarımızdan bize kalan ve çocuklarımıza bırakabileceğimiz en önemli ve en değerli mirastır” dedi.
Tasarı mecliste ele alınırken ne getirip ne götüreceğinin çok iyi düşünülüp en doğru kararların alınması gerektiği vurgulanan açıklamada, konunun sadece ekonomik boyutu ile ele alınmasının büyük riskler taşıdığına dikkat çekildi.
Açıklamada, “Unutulmamalıdır ki, Kıbrıs’ta varlığımızı tarih boyunca sürdürmemizin dayanağı ve temel taşı, Kıbrıs’ta toprak ve mülk sahibi olmamızdır. Bu tarihi gerçek, atalarımızdan bize kalan ve çocuklarımıza bırakabileceğimiz en önemli ve en değerli mirastır” ifadeleri yer aldı.
Yıllarca yabancılara ev yapabileceği tek bir arsa satılmasının öngörüldüğüne, daha sonra şirketlere geniş miktarda arazi satılması yönüne gidilmesinin çok sakıncalar yaratan bir uygulama olduğuna dikkat çekilen açıklamada, meclise sunulan tasarının satılacak arazi miktarını artırmayı öngördüğü, böyle bir uygulamanın, devletin ve halkın Kıbrıs’ta varlığını sürdürebilmesi açısından büyük tehlikeler arz edeceği savunuldu.
“Varlığımızın temel yapısı olan taşınmaz mal varlıklarımızın korunması ve geliştirilmesine ışık tutan ve yön veren ‘Ülkesel Fizik Plân’ çalışmaları ve ‘İmar Planları’ ümit verici bir ivme kazanırken, yabancıya mal satışı konusunda son derece dikkatli ve hesaplı olmak zorundayız. Yatırım amacıyla arazi satın alan yabancı sermaye, karşılığında pervasızca bu araziyi kullanabilme yönünde hükümetlere baskı uygulamaya çalışacaktır, bu da Ülkesel Fizik Plâna dayalı gelişmeyi zorlaştıracaktır” denilen açıklamada, bu yönde çok dikkatli ve titiz davranmak gerektiği vurgulandı.
“YABANCILARA 30 İLE 50 YIL KİRALAMA”
“Öz varlığımız arazilerin elden çıkmasının önüne geçilmesine hassasiyetle büyük özen gösterilmelidir” denilen açıklamada, yabancılara arazi ve konutların mülkiyeti yerine, kaynakları az olan birçok ülkede esas kabul edildiği gibi en çok 30 ile 50 yıl uzun vadeli kiralama hakkı verilmesi gerektiği kaydedildi.
Bu doğrultuda, “Taşınmaz Mal Edinme ve Uzun Vadeli Kiralama (Yabancılar) Yasası” 9. Maddesi’nin de yürürlükten kaldırılmasını talep eden örgütler, üretimden koparılarak, gözü kara bir hırsla, birinci sınıf tarım toprakları dâhil olmak üzere, her yeri pazara çıkarmanın kktc’yi felakete götürecek bir yol olduğunu savundu.
Kaynakları kısıtlı ülkelerin üretim topraklarını elden çıkarmak bir yana, geleceklerini güvence altına alabilmek için göz bebekleri gibi savunmak zorunda oldukları vurgulanan açıklamada, şunlar ifade edildi:
“Üretmek yerine tüketme stratejileri, geleceği siler süpürür… Bu yaklaşım, geleceğe yönelik olası umutları, beklentileri değil, insanlara hayal kurma şansını bile bırakmaz… Dünyada topraklarını betonlaştırıp parsel parsel satıp kalkınan, genel anlamda ‘halkının mutlu olduğu’ dünyada bir tek örnek ülke yoktur.
‘Bugünü kurtarma telaşıyla’ verilen günübirlik yanlış kararlarla, ‘gelecekten çalmayı’ artık bırakmalıyız. Sadece bugünü değil, geleceğimizi de düşünüp buna göre yön çizmeliyiz. Kaynaklarımızı yok ederek, ‘kendi kendimizi tüketerek’ varlığımızı sürdürmemiz mümkün değildir”.