[ADL Özel]
Cenk Mutluyakalı “emek dostu” yazılarına devam ediyor! Her fırsatta ezilenlerin ağzıyla dert yanan Mutluyakalı, yine hükümete ve patronlara tek kelime etmeden sendikalara yüklendi.
Yazar, Sendikaların emek hareketinin ihtiyaçlarına cevap veremediği bir dönemde, bunun nasıl aşılması gerektiğini değil de, yasaya “göç yasası” denmesini eleştirdi.
Yenidüzen gazetesinde yayımlanan yazısında, “Bakınız, isyanım ‘göç’ kelimesinin istismarıdır. Yoksa ‘kamu’da yaratılan ‘adaletsizlik’ kesindir!..” diyerek; ısrarla, Göç yasasının kamuda ‘adaletsizlik’ yarattığını fakat yasaya karşı mücadele edenlerin ‘göç’ kelimesini istismar ettiğini vurguladı.
Mutluyakalı’ya göre; kamu çalışanlarının bu yasaya Göç yasası demeleri yanlış. Çünkü özel sektörde gerçek ‘göç’ koşullarında çalışan emekçiler var!
Halbuki göç yasası geçeli asgari ücret artmıyor, eşel mobil sistemi (hayat pahalılığı) donduruldu ve kamudaki çalışma koşulları hızlı bir şekilde emekçilerin aleyhine dönüşüyor. Bundan güç alan Patronların özel sektör çalışanlarına karşı baskıları artarken, emekçilere “bu şartlar devlette bile yok, beğenirsen!” deniyor.
Özel sektörde sendikalaşmanın, insanca yaşam koşulları için hak aramanın imkansız olduğu ülkemizde, bunları kendine dert edinmeyenlerin, ‘sol’ söylemlerle; sendikaların yetersizliklerini bir ‘koz’ olarak emek hareketine karşı kullanmaları dikkat çekicidir.
Göç yasasının özel, kamu demeden bütün emekçileri hedef alan sınıfsal bir saldırı olduğu ortada duruyorken; yazısında sendikalara ders verir gibi, sınıf mücadelesine atıfta bulunan Mutluyakalı’nın bu tavrıyla, hükümet ve patronların ideologluğuna soyunması ilk değil.
Mutluyakalı, geçmişte sendikal mücadeleye karşı benzer tavırlar takınmış, ‘ahlakçı’ bir yaklaşımla örgütsüz emekçileri sendikalara karşı kışkırtarak patronların değirmenine su taşımıştı.
C. Mutluyakalı’nın yazısının linki aşağıdadır.
http://www.yeniduzen.com/Yazarlar/cenk-mutluyakali/goc-demeyiniz-su-yasaya-ne-olur/6604