Bağımsızlık Yolu’nun başlatmış olduğu Sendikasız Çalıştırılmak Yasaklansın kampanyası ses getirmeye devam ediyor. Bağımsızlık Yolu özel sektör emekçileri ile bir araya gelerek, yaşadıkları sorunları dinledi. Özel sektörde emekçi/patron ilişkisini, emek sömürüsünü, çalışma yaşamında maruz kaldıkları baskıları, güvencesizliği ve sendikanın önemini bire bir emekçilerin ağzından siz okurlara sunuyor. Yapılan röportajlarda özel sektörde çalışan emekçilerin “İş Güvencesi” için kişilerin isimleri yayınlanmamaktadır.
Özel sektör emekçileri ile gerçekleştirdiğimiz röportaj dizimizde bu hafta casino güvenliği, paketçilik, şoförlük ve berberlik mesleklerinde çalışmış ve bu alanlarda yaşadığı zorlukları bizlere aktaran SH ile gerçekleştirdik. Güvencesiz çalışma koşullarından, casinoda çalışan kadınların taciz edilmesine kadar uzanan ve bunların çözüm bulması adına sendikanın önemininin altı çizildi.
BY: Seni kısaca tanıyalım?
SH: Kıbrıs’ta doğdum, sonra ailemle bir dönem Türkiye’de yaşadım. Belli bir yaşa gelince berberlik mesleğini edindim. Bir süre yaptım bu işi. Oradaki koşullar yaşamama el vermeyince, doğduğum yere daha iyi bir yaşam için geri döndüm.
BY: Kıbrıs’ta nasıl işlerde çalıştın?
SH: Kıbrıs’a geldiğimde ilk olarak bir casino da çalışmaya başladım. Güvenlik görevlisiydim. Bir süre her şey iyiydi. Yememize, içmemize kadar ödenirdi. Maaşlarımız, yatırımlarımız zamanında ödenirdi. Sonra iş yeri el değiştirdi. O zaman her şey birden değişti. Maaşlarımız zamanında yatmamaya başladı. 2 ay vadeli çeklerle maaşlarımız ödenmeye başladı. Patronun düzensizliği bölge esnafını dahi vurdu. Bölgedeki bir market patronum borcunu ödemeyince battı mesela. Bu dönemde 3 defa istifa ettim ama iyi bir çalışan olduğumdan, her seferinde geri çağrıldım. İstifalarımın sebebi maaşlarımızın zamanında ödenmemesinden öte, ben güvenlik olmama rağmen farklı işlerin de bana yaptırılmasıydı. Şefimin işlerini de yaptırırlardı, her işe koşturulurdum, ama güvenlik maaşı alırdım. En sonunda iş yerinde bu durum çalışanlar arasında da gerginlik yaratmaya başlamıştı. İş yerinde huzur kalmamıştı, yine de nerede iş bulacağım kaygısı ile 2 sene çalıştım bu iş yerinde. En sonunda dayanamadım çıktım.
Bir dönem paketçilik yaptım Girne bölgesinde. Motor ehliyetim yoktu. İhtiyaçlı olduğum için yapmak istedim, iş yeri de yaptırdı. Çalıştığım süre boyunca yatırımlarım yapılmadı bu iş yerinde. Arada yatırımların yapılmasını istediğimde, beni yerime başkasını da alabileceklerini söyleyerek savuşturdular, ben de el mecbur çalıştım. 5-6 aylık bir süre ehliyetsiz sürdüm motoru iş için, sonunda büyük bir kaza yaptım. Ehliyet de yok, polis gelecek, ceza yiyeceğim diye devlet hastanesine gidemedim. Özel hastaneye gittim. Tedavi masraflarını da ben karşılamak zorunda kaldım. İşte başka bazı sorunlar da vardı. Yağmurlu hava olurdu, yine çıkarılırdım pakete, ıslanırdık. Dikkatli sürmeye çalışırdım, sürekli paketleri hızlı yetiştireyim diye baskı yapılırdı. Bir paket burda bir paket fizanda olurdu bazen, hiç birimiz de süpermen değiliz, mecbur gazlardım. Çalışma saatleri de düzensizdi; normalde 8 buçuk gibi işe giderdik, mekanın hazırlıklarını yapardık. Akşamları mesaimiz normalde 5 gibi bitmesi lazımdı. Ama genelde daha kal, müşteri var gibi gerekçelerle 8-9’a kadar kalırdım. Ek mesai ne buradan, ne de çalıştığım diğer yerlerden hiç almadım. Bir buçuk sene bu iş yerinde çalıştım. Aile şirketiydi çalıştığım yer. Aile içi yaşanan anlaşmazlık, gerginlik olduğunda bana patladıkları olurdu. Sinirlenince bir yere, bana bağırırlardı. Ben hep alttan alırdım, sessiz kalırdım. Sonuçta ekmek parası. Aile yok burda, kira parası, yemek, sigara derken bir işe sürekli ihtiyacım var. İşte sorun yaratsam, yarın beni atıp başkasını alacak düşüncesi ile katlanırdık. Yine de işten kimseyle kavga etmeden ayrıldım.
Sonra yine bir casino işine girdim. Yine güvenlik. Casino işinin kendi içinde zorlukları vardır. Hafta sonu diye belli bir izin günümüz olmazdı. Farklı shiftlerimiz olurdu. Shiftlerimiz haftalık olarak belirlenirdi. Bir gün boş olacak şekilde haftalık belirlenirdi. Bir hafta Salı, bir hafta Perşembe çıkardık. Bu da hayatımızı belli bir düzene sokmamızı zorlaştırırdı. Casino işinde bayramlar, tatiller yoğun dönemlerdir. Bu tarihlerde sürekli çalışırdık. Ailemizi görmeye gitmemiz mümkün olmazdı.
BY: Peki bu çalıştığınız resmi tatillerin size karşılığı olur muydu?
SH: Hayır, ödenmezdi. Farklı bir tarihe de aktarılmazdı. Misal; en fazla bayramda 4 gün çalıştığımızda fazladan 1 gün boş verilirdi. O da her zaman olmazdı. Ama fazladan 3 -4 saat çalıştığımızda hiç bir karşılığı olmazdı. İşe güvenlik olarak başvururken bizimle görüştüklerinde sorarlardı “Şoförlüğün var mı?” diye. Biz de “Var” derdik. O zamandan derlerdi, müşteri çıkınca kapıdan ayrılır gidersin diye. Nitekim güvenlik ve şöförlüğü eş zamanlı yaptım.
BY: Bu dönemlerde ek iş yaptın mı hiç?
S.H: Eğlence sektöründe çalıştım DJ olarak. Sanırım en kötü koşullar orada. Bir kere aylıkçı çalıştırılmazsın. Akşamları olur iş. İş başına ödenirsin. Barmenlik falan da hep öyledir. 4 saat ayakta dikilir, herkesin isteklerine karşılık vermeye çalışırsın. Hiç bir clubta adada kadrolu çalışan bulamazsın. Ne yatırım, ne kalıcılık.
BY: Çalışma dairesi karşılaştığın sorunlarda yardımcı olur muydu?
SH: Gidip yatırım durumlarımızı sorduğumuzda ilgilenirlerdi. Yapılıp, yapılmadığını söylerlerdi. Yapılmıyorsa şikayet edebileceğimizi söylerdi. Ama şikayet edemezdik. Çünkü iş yerinde çalışırken şikayet etsek, işimizden olacağımızı bilirdik.
BY: Bağımsızlık Yolunun Sendikasız Çalıştırılmak Yasaklansın kampanyası ile ilgili ne düşünüyorsun?
SH: Çok güzel olurdu zorunlu sendika yasası geçse. Mesela casino işinde çok kötü muameleyle karşılaşırdık. Müşteri yeri gelir küfreder, bağırır çağırırdı. Patrona gittiğimizde, ya ilgilenmez ya bizi yatıştırırdı. İşte bir sürü sorun yaşayan insan olurdu, hele vatandaş olmayanlar. Onların durumu daha vahimdir. Çalışma izniyle burdadır ve işten ayrılsa ülkede kalamayacaklar. Patronun 2 dudağı arasında her şeyleri. Misal ustabaşılardan bildiğim bir şey var. Bir kebap ustası Türkiye’den iyi bir yaşam, kalacak yer vaadiyle getirilir. Ardından o iş yeri ile ters düşerse; anında kendisine kapı gösterilir ve o sektörde adada bir daha ekmek yedirmeyeceğini söyler patron kendine. Casinoda çalışırken daha çok yabancı kadınlar getirtirlerdi kurpiyerlik gibi işlere. Özellikle güzel görünüşlü kadınları çalıştırırlardı. Gelen kadınlar için alacakları para burda büyük paralar olurdu. Onlara burda eğitim veren müdürlerin onlara tacizde bulunduğu, birlikte olmaya zorladığı olaylara şahit oldum, işe almama önünü kesme tehditi ile. Müşterilerin de tacizi çok olurdu bu kadınlara, mecbur susarlardı. Bir sendikamız olsa daha rahat karşı dururduk hem kendimiz üzerinden, hem çevremizde yaşananlar üzerinden bu durumlara. Yatırımlarımız yapılmadığında, o işte çalışırken de şikayette bulunabilirdik. Bizim de bir söz hakkımız, güvendiğimiz bir yer olurdu yani.
Özel Sektörde Çalışma Koşullarını Emekçiler Anlatıyor
1. Röportaj “Sendikamız Olsa; İş Güvenliğimiz, Haklarımız ve Bu Ülke Adına Söyleyecek Sözümüz Olurdu”
- Röportaj “Bankalar, kadın istismarı ile besleniyor”
http://www.ankaradegillefkosa.org/bankalar-kadin-istismari-ile-besleniyor/
- Röportaj “İşsiz Kalmamak İçin Yönetim İsterse Sağcı, İsterse Solcu Oluyorsunuz!”
- Röportaj “Sendika İle Güçlü Olduğumuzu Yalnız Olmadığımızı Hissederiz!”
http://www.ankaradegillefkosa.org/sendika-ile-guclu-oldugumuzu-yalniz-olmadigimizi-hissederiz/
- Röportaj “Örgütlenmek Korkunç Derecede Önemli Bir Olgudur”
http://www.ankaradegillefkosa.org/orgutlenmek-korkunc-derecede-onemli-bir-olgudur/
AnkaraDeğilLefkoşa.org Sizinde Sesiniz Olsun!
Özel sektörde yaşamış olduğunuz sıkıntıları, maruz kaldığınız sorunları [email protected] adresine gönderin yayınlayalım.