Fransa’da, 2007’de başlayan tasfiye sürecinde çalışanlarının intiharına sebebiyet vermekle suçlanan eski adıyla France Telecom’un eski CEO’su ve iki yöneticisi dört ay hapis cezasına çarptırıldı.
Fransa’da görülen davada, ülkenin en büyük haberleşme şirketi olan France Telecom yeni adıyla Orange’ın eski CEO’su Didier Lombard ile eski İnsan Kaynakları MüdürüOlivier Barberot ve eski Genel müdür Yardımcısı Louis-Pierre Wenes, ‘kurumsal tacizden’ suçlu bulundu.
Üç yönetici bir yıl hapis cezasına çarptırıldı, bunun sekiz ayı ertelendi. Yöneticilerin ayrıca 15 bin euro para cezası ödemesine karar verildi.
Savcı: Tacizi Bir Strateji Olarak Kullandınız
Eski çalışanların bazılarının da katıldığı duruşmada Didier Lombard, ölümler nedeniyle sorumlu olmadıklarını ve ‘nahoş bir süreç yaşansa da ellerinden bir şey gelmeyeceğini’ savundu.
Ancak savcılardan Brigitte Pesquie, “Kabul edilemez olan, ülkenin en büyük şirketlerinden birinin tacizi bir strateji olarak kullanmış olması” dedi.
Bir diğer savcı Francoise Benezech ise, “Metotlarınızın çalışma koşullarını mahvedeceğini biliyordunuz” diye konuştu.
Lombard’ın avukatı Jean Veil temyiz başvurusu yapacaklarını duyurdu.
Süreç Özelleştirmeyle Başladı
Fransa’yı sarsan olayda, İngiliz GSM operatörü Orange’ı 2013 yılında satın almasının ardından Orange ismiyle yeniden markalaşan firma, en az 35 çalışanının intihar etmesiyle gündeme gelmişti.
Süreç, 2003 yılında France Telecom’a verilen devlet desteğinin kesilmesiyle başladı. Özelleştirme sürecine giren firma maliyetleri düşürmek ve kâr etmek amacıyla tasfiyeye karar verdi. 2007 yılına gelindiğinde 130 bin işçisi bulunan firma bu kapsamda 22 bin kişiyi işten çıkaracağını duyurdu.
Lombard, ‘Ya Kapıdan Gidecekler ya Pencereden’ Diyordu
Ancak sendikaların verdiği bilgiye ve basına yansıyanlara göre bu süreçte çalışanlara psikolojik şiddet uygulandı ve işten ayrılmaya zorlandı. Pek çok kez atama yapmak, sadece yarım saatlik bir molayla 12 saat aralıksız çalıştırmak, deneyimlere uymayan pozisyonlarda çalıştırmak gibi yıldırma politikaları uygulandı.
İntiharlar da bu yıldan itibaren başladı.
Didier Lombard, bu dönemde tasfiyeler hakkında “Ya kapıdan gidecekler ya pencereden” yorumunu yaptı.