Türkiye coğrafyasında AKP’ye muhalif olan, farklı dinamikler temelinde de olsa AKP’ye karşı bir duruş sergileyen kesimlere AKP eliyle uygulanan faşizme karşı ve faşizmin uygulandığı halklarla dayanışma amacıyla bir eylem düzenlendi geçen hafta Lefkoşa’da.
Kıbrıs’ın kuzeyinden onlarca ilerici örgütün Türkiye’de yapılan tutuklamalara, gerçekleştirilen muhalif avına, ideolojik farklılılarına rağmen yek vücut olarak “faşizme hayır” sesinde bütünleştiği bir eylemdi bu.
Yerküre üzerindeki herhangi bir noktada herhangi faşizan bir uygulamaya rıza gösterilmeyeceğinin ve bu uygulamalarla birlikte uygulayanlara karşı durmayı göze alan ilericilerin var olduğunun somuta dökülmesiydi bir nevi.
“Faşizme karşı omuz omuza” sloganlarının yükseltidiği bu eylemde bir grup ülkücü, “şehitler ölmez, vatan bölünmez” sesleriyle karşılıyordu faşizme karşı duran kitleyi.
Hatırlarsınız veya ben bu satırlar aracılığıyla hatırlatayım; geçen yıl Lefkoşa’da Kıbrıslı Türk bir işçi önderi olan ve faşist TMT tarafından katledilen Fazıl Önder’in bir sokağa isminin verileceği eyleme katılmak isteyen Kıbrıslı Elenler, “kktc yurttaşı olmayanlar toplantı, gösteri ve yürüyüş yapamaz” argümanıyla polis tarafından engellenmişti.
Çünkü bu girişimler adadaki Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Elen halklarının yakınlaşma, kardeşleşme sürecine katkı koyacak, dolayısıyla egemenlerin çıkarlarına uymayacak bir eylemdi.
O sebepledir ki burjuva hukukunun yasalarını- ki bu spesifik olayda hukuki yorumlanışı egemenlerin çıkarları doğrultusundadır- yürürlüğe sokmuşlardı.
Ancak aynı kriterleri, Türkiye’de yaşanan faşizme karşı ses yükselten kitlenin karşısına tehdit, korkutma aparatı olarak çıkartılan ülkücüler için aramıyordu polis kuvvetleri.
Düşünüyor musunuz ki toplanma,gösteri ve yürüyüş serbestisi tanınan ülkücülerin tamamı kktc yurttaşıydı?
Üniversitelerde yaygın bir örgütlenme içinde olan bahsi geçen faşist yapıya mensup kktc yurttaşı olmayan bir çok kişinin olduğu bilinen bir gerçek.
Ama polis kuvvetleri ilericiler için aradığı bu kriteri, egemenlerin gereksinimlerince konumlanan bu faşist güruh için aramıyor.
Öte yandan yine geçtiğimiz günlerde DAÜ’de bir AKP milletvekiline soru sormak isteyen sol görüşlü öğrenciler tutuklanıp haklarında arama emri çıkarılırken, onları darp eden ülkücü öğrencilere hiç bir yaptırım uygulanmıyor.
Yaşanan bu iki olay bize tam da şunu söylüyor: Burjuva devletin hukuku ve polisi de dahil tüm aygıtları; adaletin eksiksiz temini, halkların- insanlığın çıkarı için değil, egemenlerin saltanatının sürmesi içindir.
Yusuf Özgü Sertel
Bağımsızlık Yolu üyesi