Dönüp geriye bakmamız gerek. Orada öğretilmiş yanlış bir şeyler olmalı…
Geçen haftalarda bir gündü. Bir çocuk yuvasının önünden geçtim. İskoçya’da güneş çıkınca öğretmenleri bahçeye çıkarmış hepsini, oynuyorlar. Geçerken gözüm takıldı; ne kadar da renkliydiler. Siyah minik bir erkek çocuğu kaydıraktan kayıyordu tel tel kıvırcık saçlarıyla. Turuncu ve sarı kafalar birbirlerini yakalamaya çalışıyorlardı. Ayırmadan, ayrılmadan ne güzeldiler. Bir gün onlara da öğretilecekti; ırklar, dinler, diller, renkler, kültürel farklılıklar gibi bir sürü zırvalık. Zırvalık evet! Kabullenemiyorsak kimseden üstün olmadığımızı, sevemiyorsak kendimizden başkasını hepsi zırvalık.
Sakın! İki satır çocuklardan bahsettik diye unutmayın! Birkaç gün önce Ankara’da yüzlerce insan katledildi. Tüm renkler soldu.
Çoğumuz birkaç gün lanet edecek sosyal medyada, arkadaş toplantılarında. Sonra alışıp devam edeceğiz hayatlarımıza. Ölüme bu kadar kolay alıştırıldık. Diyarbakır’da Suruç’ta alıştık.
Şimdi Ankara’daki ‘Barış Katliamı’… Barışı katlettiler! İnsanlar halay çekecekken, barış şarkıları çalacakken, iyi şeyler ümit edecekken ÖLDÜ. Pat diye! Birkaç dakika içerisinde kiminin bacağı koptu, kiminin kafası… Kimi de parçalara ayrıldı. ‘Canlı bomba’ neden olmuş bu katliama! Tırların içerisinde gönderilen bombalardan mıydı son patlayan? Ya da ondan önceki?
Herkes terörü lanetleme, dünya barışı peşinde. Daha birkaç hafta önce Türkiye’de bazı sanatçılar toplanmış AKP’nin “Teröre hayır kardeşliğe evet” söylemine destek veriyorlar. Oturmuşlar yaşasın kardeşlik diyorlar. Kalkın yerinizden! Geçen gün öldü tüm kardeşler.
Terör teröristlerle elele durdurulmaz. Terör, ne salon toplantılarından kardeşlik çağrılarıyla ne de azınlığa haksızlık ederek durdurulamaz. Diyarbakır, Suruç, şimdi de Ankara. “Canlı bombayı adalete teslim ettik”, “canlı bomba olabilecek kişilerin listesi var elimizde ama eyleme geçmeden ne yapabiliriz ki?” diyebilen bir TC Başbakanı var karşımızda. Yani demek istiyor ki önceki katliamların üstünü örttüğümüz gibi bunun da örteceğiz. “Güvenlik zaafiyetinin” olmadığına da kanaat getirdiler! Bombaların patır patır insan öldürdüğü ülkede güvenlik zaafiyeti olamaz zaten. Güvenlik olmayan yerde zaafiyeti de olamaz. Diğer yandan TC Cumhurbaşkanı Erdoğan, “güvenlik zaafiyeti olabilir ama hepimiz insanız hatalarımız olabilir” deyip insan hayatına verilmeyen değeri özetliyor.
Bugün ölenler, farklı kültürlerden yan yana kardeşçe yürümek için gelip de öldürülenler, biliyordu gerçek kardeşliğin ne demek olduğunu. Birileri öyle çok korktu ki gerçek kardeşlikten. Öldürdü! Biz buradayız ama. Halklar mücadele ettikçe katledilen her barış yeniden diriltecektir sesini. Bu sefer bir adım daha ileriye.