Kıbrıs’ın kuzeyinde 90’lı yıllardan beri milletvekilliği görevinde bulunan, çok sayıda bakanlık görevi üstlenen, bugün içerisinde yaşadığımız yapının baş mimarlarından olan Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş, halkı öfkelendiren açıklamalarına bir yenisini daha ekledi. Denktaş, Kıbrıs TV’de Gülsüm Kanca’nın sunduğu Güne Bakış’a telefonla katılarak süreci değerlendirdi.
Cumhurbaşkanı Akıncı’nın “halk böyle bir karmaşa yaşamamalı, saatler geri alınmalı” açıklamasına tepki gösteren Denktaş, yapılan eylemleri de eleştirerek “Sesimiz çıkmıyorsa acizliğimizden sanmasınlar. İşlerin farklı bir noktaya gitmesini istemediğimizdendir” dedi.
Denktaş, polisin de halkın bir parçası olduğuna işaret ederek, halk ve polisin karşı karşıya gelmesinin istenilen bir görüntü olmadığını savunurken, halkla polisin karşı karşıya gelmesindeki sorumluluğunun üstünü örtmeye çalıştı.
Denktaş, saatlerin değiştirileceği zaman bir ses çıkmadığını iddia ederek, “hepimizi üzen ölümler sonrasında, bu konunun istismar edilerek saat talebi ortaya çıktı. Saatlerin Türkiye ile birlikte uyumlu olması gerek çünkü her şeyimiz Türkiye ile beraber yürüyor” dedi.
“TC’den Talimat Gelmedi”: Herkesin Karşı Çıktığı, Kimsenin Savunmadığı Saat Uygulaması Hükümetin ‘Parlak’ Fikri..
Denktaş açıklamasında, Türkiye’den kendilerine saatlerin değiştirilmemesi yönünde talimat geldiği iddialarını da yanıtlayarak, “talimat gelmedi, bu bizim aldığımız bir karardı” dedi.
“Akıncı’nın açıklamasının ardında başka bir niyet var”
Denktaş şunları kaydetti:
“Kazadan hemen sonra öğretmenler zili 9’da çaldırdı. Ertesi gün 8.30 yapalım dedik. Zaten 15 gün içinde gün ağarması ileriye gidecek. Kamuyu da ekledik. İyi niyetli biri, yaklaşımın bir ara yol teklifi olduğunu görürdü. Ama niyet bağcıyı dövmek… Kışkırtmalarla bu işler yapılıyor. Sendikalarla yapılan toplantıda palyatif tedbir almayın açıklamasına, esas mesele tüm gelirimizin maaşlara gitmesidir dedik.
Türkiye para göndermese yol da yapamayacağız. Onarımlar bizden, şehir için onarımlar belediyelerde. Seyrüseferler maaşlara gidiyor! Bu ülkede esas sorun budur dedik. Ertesi gün hükümet çalışma başlattı diye yayınladı. Kesinti yapılacak diye çalışma da yok. Hükümet de oturup bir değerlendirme yapacak, kararlar üretecektir mutlaka… Çok üzülüyorum, çünkü gençlerimize “katil devlet” diye slogan attırmak, siyasete kurban etmek olmaması gereken şeydi. Bu karar alındığı zaman ses çıkartmayanlar, üzücü bir kaza ve sonuçlarını bahane ederek, büyük bir acı üzerinden siyaset yapmayı yeğleyerek halkımızı sokağa dökme planlarını hayata geçirmiştir. Cumhurbaşkanı Sn Akıncı’nın saatlere yönelik açıklaması da tüm eylemlerin arkasında başka bir niyet olduğunu açıkça ortaya çıkartmıştır.
Olası bir referanduma hazırlık nitelikli, insanımızı devletinden ve Türkiye’den soğutma gayreti ile büyük bir acıyı isyan noktasına taşımak isteyenler bir oranda başarı sağlamıştır.”
“Sesimiz çıkmıyorsa acizliğimizden değil”
Denktaş açıklamasında geçtiğimiz hafta yapılan eylemde gençlerin acısını hissederek, trafikte kardeş kaybetmiş biri olarak yanlarına gittiğini ve kendisine küfredildiğini de iddia etti.
Kendisine küfredenlerin gençler olmadığını da iddia eden Denktaş, “o küfredenler kimlerdi, onları gazeteciler benden iyi biliyor. Sesimiz çıkmıyorsa acizliğimizden sanmasınlar. İşlerin farklı bir noktaya gitmesini istemediğimizdendir” diyerek sözlerine son verdi.