“Yapıcılar türkü söylüyor
Yapı türkü söyler gibi yapılmıyor ama.
Bu iş biraz zor.
Yapıcıların yüreği
bayram yeri gibi cıvıl cıvıl
ama yapı yeri bayram yeri değil.
yapı yeri toz toprak.
Çamur, kar.
Yapı yerinde ayağın burkulur
ellerin kanar.
…
Bir yürek çarpıntısı var her putrelinde
her tuğlasında
her kerpicinde.
Yükseliyor, yükseliyor yapı
kanter içinde.”
Nazım Hikmet
**
Zor olacak, belki de olmayacak, ama olacak işte, biz kazanacağız !
**
Haftanın henüz dört gününü geride bırakmamıza rağmen, direnişsiz ve mücadelesiz tek bir gün geçmedi…
Pazartesi günü Bağımsızlık Yolu, başta özel sektördeki acımasız çalışma koşullarına karşı olmak üzere sendikal mücadelenin yeni açılım noktasının ilk somut ve kapsamlı adımı ve politik talebi olan “SENDİKASIZ ÇALIŞTIRILMAK YASAKLANSIN” kampanyasını sokakta başlattılar…
Salı gecesi, tonlarca sorunla beraber oluşan ve devam ettikçe de yeni sorunlara yol açan“su projesi” bu sefer de Akdoğan’da (Lysi) çok ciddi bir tehlike oluşturup, köyün sadece ulaşım akışını bozmakla da kalmayıp 11.000 Voltluk elektrik şebekesine de bilgisizlikten ve bu ülkenin yetkili kurumlarıyla iletişimsizlikten dolayı zarar vermiştir ve saatler süren elektrik kesintilerine sebep olmuştur. Bu pisliğin temizliği ise Akdoğan belediyesinin ve KIB-TEK emekçilerinin omuzlarına yük kalmıştır. Akdoğan’da umut veren ve bugüne kadar çok çeşitli etkinlikler yapan Akdoğan Fikir ve Sanat Atölyesi (AFSA) ise yol kenarına bırakılmış su borularının üstüne bıraktığı “işiniz boru” mesajıyla, direnişin basit, küçük ama estetik bir halini ortaya koydu…
Çarşamba günü ise, hükümetin çalışanlar ve sendikalara yönelik saldırılarına karşı, Mağusa’da çok kalabalık bir kamu emekçisi grubu, hem de yoğun yağmur yağışına rağmen, bir yürüyüş gerçekleştirdiler; yürüyüşteki coşku görülmeye değerdi…
Perşembe günü ise Bağımsızlık Yolu üyeleri, Serdar Denktaş’ın Kıbrıslı Türklerin onurunu beş paralık eden tavrına karşı duyulan öfkeyi sokağa taşımak için, Denktaş’ın çok isimli bakanlığının önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdiler…
**
Mücadele büyüyor…
UBP, DP, CTP üçlüsünün neoliberal, işbirlikçi, halk düşmanı politikalarına karşı her gün yeni bir mücadele sesi, her gün yeni bir direniş odağı, her gün yeni bir umut ışığı beliriyor yıllardır…
Liseliler örgütleniyor; gerek Türkiye’deki gerek Avrupa’daki Kıbrıslı öğrenci örgütleri her geçen gün daha güçlü hale geliyorlar; kamu emekçileri Göç Yasası’na karşı, özel sektör emekçileri ise sendikasızlığa karşı daha da çok öfke biriktiriyorlar her gün; nükleere karşı direniş sürüyor; çok coşkulu geçen ve kadınların ve onlarla dayanışma gösteren erkeklerin sesinin kararlı çıktığı 8 Mart Emekçi Kadınlar günü gerçekleşti; AKP’nin yerli işbirlikçileri aracılığıyla uygulamaya devam ettiği asimilasyon ve entegrasyon politikalarına (gençlik dairesi) karşı hemen muhalefet örülüyor; ve en nihayetinde, Kıbrıslı Türk siyasal hayatında, yepyeni ve umut veren bir siyasi örgüt olan Bağımsızlık Yolu, kurulur kurulmaz hızla çalışmalarına başladı…
DİRENEN HALKLAR KAZANIR…
BU HALK DİRENİYOR…
BU HALK KAZANACAK !
Celal Özkızan
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.