Biyologlar Derneği belediyelerin derelere olan müdahalesiyle ilgili açıklamalarda bulundu
“Çözümü dozerle sıyırmakta görüyorlar”
Biyologlar Derneği, yasa ile koruma altında bulunan derelere, “müdahale edilmesi, dozerlerin sokulması ve beton dökülmesinin yasal olmadığını” tekrar vurgulayarak, ülke genelinde derelere yönelik bu tip uygulamalara karşı başta yargıya başvurmak üzere, gereken her türlü karşı duruşu sergileyeceklerini bildirdi.
Biyologlar Derneği tarafından yapılan açıklamada; yüzyıllar süren bir süreç içerisinde suyun aşındırmasıyla meydana gelen dereleri kirletenlere veya çöp dökenlere karşı şimdiye kadar hiçbir şey yapamayan Belediyelerin, Kaymakamlıkların ve Çevre Dairesi’nin çözümü her fırsatta dereleri dozerle sıyırmakta gördüğüne vurgu yapıldı.
“Otorite eksikliğinin geldiği son nokta”
Açıklamanın devamında; “Hal böyle iken, son dönemlerde özellikle birçok belediyenin çeşitli vesilelerle dere içerisindeki canlı yaşamını yok sayarak yasalara aykırı bir şekilde müdahalelerde bulunması ülkedeki otorite eksikliğinin geldiği son nokta olarak karşımıza çıkmaktadır. Bundan bir süre önce Mağusa Belediyesi’nin Glapsides Plajı’nın olduğu bölgedeki dere yatağını yürüyüş yolu yapacağı gerekçesiyle talep ettiği iznin Çevre Koruma Dairesi tarafından verilmemesine rağmen dozerlerle dümdüz etmesi kabul edilebilir değildir. Benzer şekilde, Gönyeli Belediyesi’nin bu kez hiçbir makamın görüşünü dahi almadan Kaymakamlık ve Çevre Koruma Dairesi’ne herhangi bir proje dahi sunmadan tamamen keyfi bir şekilde Kanlıdere’nin en önemli kolu olan Asi Dere’nin Lefkoşa Sınırına dayandığı bölgede büyük bir tahribat yaratması bardağı taşıran son nokta olmuştur” denildi.
“Dereler yasayla koruma altında”
Dernek tarafından yapılan girişimler neticesinde, derenin tabanı dahil yatağının içerisinin tamamen betonla kaplanacağı ve sözde sel baskınlarını önlemek gerekçesiyle bu müdahalenin yapılmakta olduğu bilgisinin alındığı, bu durumun son derece sakıncalı ve yasa dışı bir uygulama olduğunun altı çizilirken; “Dereler gerek yağmur sularını şehir içinden şehir dışına çıkartan doğal kanallar olmasından veya birçok canlıya ev sahipliği yapmasından dolayı daha İngiliz Döneminden devletin koruması altına alınmıştır. Bu gün yürürlükte olan KAMU DERELERİNİN KORUNMASI YASASI (Fasıl 82) net ve açık bir şekilde “Kimse, herhangi bir derenin kenarlarını veya duvarlarını yıkamaz, kesip deviremez veya onların içini veya altını kazamaz veya başka biçimde onlara zarar veremez veya onları tahrip edemez.” demektedir. Hatta, bu maddenin herhangi bir kuralına aykırı davranan herhangi bir kişi suç işlemiş olur ve mahkumiyeti halinde üç aya kadar hapis cezasına veya para cezasına çarptırılabileceğini de belirtir. Geçmişte de benzer örneklerini yaşadığımız bu gibi girişimler derelerimizdeki doğal yaşamın tam anlamıyla yok olmasını da beraberinde getirmektedir. Ülkemizdeki tek tatlı su kaplumbağası olan ve bir tek Asi Dere ve Kanlıdere’de yaşam alanı bulan Çizgili Kaplumbağanın neslini tüketmek üzeredirler.
Hayvanların yuvalarını talan, bitkileri yerle bir ettiler
Çizgili Kaplumbağa, ÇEVRE YASASI altında çıkarılan ‘‘FAUNA VE FLORANIN KORUNMASI EMİRNAMESİ’’ kapsamında koruma altına alınmış bir türdür. Kaldı ki, yine emirname ile koruma altında olan ve sivrisinekleri yiyerek beslenen 3 kurbağa türümüzü derelerden yok etmiş durumdadırlar. Ayrıca derelerde yaşayan ve sazların kamışların arasına yuva yapan birçok ötücü kuş ve su kuşunun da yuvası talan edilmiş, en nadir ve endemik bitkiler yerle bir edilmiştir.” denildi.
Dere yataklarını ‘‘betonlaştırma operasyonu’’nun çözüm sunmaktan öte problemi daha da büyüteceğine vurgu yapılan açıklamada benzer bir girişimin, bir süre önce Kanlıdere’nin Lefkoşa Devlet Hastanesi içerisinde kalan kısmında denendiği ve dere tabanı betonlaştırılmış olmasına rağmen bugün hastane içerisindeki sorunun çözülemediğine değinildi.
“Yasa dışı uygulamalara seyirci kalmayacağız”
Açıklamanın devamında ise “Çünkü, hiçbir bilimsel akıl kulanılmadan ‘‘Avrupa’da da böyle yapılır’’ denerek hiçbir Avrupalı Belediye’nin yapmayacağı bir şekilde bu uygulamaya hayata geçirilemez. Sivil toplum şöyle dursun ilgili hiçbir kurum, daire veya kaymakamlığın görüşünü almadan böyle bir girişimin hayata geçirilmeye çalışılması Avrupa’daki hiçbir belediyede söz konusu dahi olmaz.
Biyologlar Derneği, yaşanan sel felaketinin nedeninin derelerin içerisindeki canlılar olmadığını bu nedenle derelerin içerisinin dozerlerle kazılarak bu canlıların yok edilmesinin sorunu hiçbir şekilde çözmediğini ve bundan sonra da çözmeyeceğini defalarca dile getirmiştir. Sel felaketinin nedeni derelerin belli başlı noktalarda çarpık yapılaşma nedeniyle daraltılması, yapılan yanlış köprüler ve derelere dökülen çöp ve molozlardır. Bunun dışında kalan ve yıllardır inatla devam ettirilen derelerin dozerlerle bir baştan bir başa kazılması, içerisindeki tüm canlı varlığının yok edilmesi anlamsızdır.
Bir kez daha özelde Gönyeli Belediyesi’ne genelde ise tüm belediyelere şu çağrıyı yapıyoruz: Dereler önemlidir ve yasa ile koruma altına alınmıştır. Derelere müdahale edilmesi, dozerlerin sokulması hele hele beton dökülmesi yasal değildir. Bilinmelidir ki, yasa dışı olan bu uygulamalara seyirci kalmayacağız ve başta yargıya başvurmak üzere gereken her türlü karşı duruşu sergileyeceğiz. Kamuoyuna saygı ile duyururuz.” denildi.