Bırakın Aynı Gemiyi Aynı Denizde Bile Değilmişiz – Mustafa Batak

Son dönemde tırmanan döviz ve buna bağlı olarak zamlanan elektrik, tüp ve benzin gibi temel yakıtların, su, süt ve ekmek gibi temel gıdaların fiyatlarında; dövizin düşüşe geçmesine rağmen herhangi bir değişiklik yaşanmadı.

Dahası, dövizin zirvede olduğu dönemde, birçok firma kredili satışlarını durdurmuş, fiyatlarını kurun günlük durumuna göre sabitlemişti.  Onlar da yaşanan artışın gerekçesini dövize bağlıyor ve bu durumu “üzülerek” açıklıyordu. Bilindiği gibi döviz düşüşe geçti. Ve buna paralel kredili satışlar yeniden başladı. Bunu duyan küçük esnaf ve işletme sahipleri nefes alıp, iş yapacak derken karşılarına zamlı –yani döviz nedeniyle yükselen- fiyatlar çıkıverdi.

Oysa hükümet ve sermaye kesimleri fiyatlarında yaşanan artışın nedenini yükselen dövizle duyurmuştu…

Hatta bu güruha sözde ilerici partiler ve sendikalar da eklenerek, krizi ithal olarak tanımlayıp, çareyi Federal Kıbrıs ile açıklıyorlardı…

Gerçek gün gibi ortada…

Bu kriz en fazla halkı; yani, özel sektör emekçilerini, küçük esnafı ve üreticiyi, göç yasası mağduru olan veya olmayan tüm kamu emekçilerini etkiledi…

İnsanlar marketlerin kapısından içeriye girmeye hala cesaret edemiyor, aile desteği olmaksızın ayakta kalamıyor…

Yani hayat gün geçtikçe daha da pahalılaşıyor…

Buna karşılık asgari ücretin artışı çeşitli spekülasyonlarla; bilgiye, açık ve net ifadelere muhtaç halde ortaya atıldı. İlk  bakışta “Asgari Ücret artışı” gibi algılanan bu açıklamanın www.ankaradegillefkosa.org sitesinde yapılan haberle kısa bir süre içerisinde muhtevası anlaşılıyor ve teşvikin yine patronlara yönelik bir hamle olduğu ortaya çıkıyor…

İlgili haberin bir bölümüne bakacak olursak;

Bu uygulama ile Asgari Ücret değişmeyecek. Vatandaşların ezici bir çoğunluğu ile yabancı uyruklu çalışanlar Asgari Ücret’ten ödenmeye devam edecek. Yeni işe girecek vatandaşlar Asgari Ücret almaya devam ederken, Teşvik yolu ile maaşları 3145 TL olacak şekilde kişisel hesaplarına para yatırılacak. Önceden çalışmakta olan kapsam dahilindeki vatandaşlar için ise bu rakam 3487 TL olacak.

Para Patronlara Nasıl Gidecek?

İşçilerin hesabına yatacak olan bu paranın patrona gitmesi ise basit bir muhasebe işleminden ibaret. Öncelikle işçinin bu parayı alabilmesi, başından sonuna kadar patron tarafından kontrol edilen bir sisteme bağlı. Patron bu teşviğe başvuru yapmalı ve patron işyerinde kendisinin onay vereceği bir sarı sendika ile teşvik amaçlı göstermelik toplu sözleşme imzalamalı! (1)

Özetle, asgari ücret artıyor spekülasyonu, halkın gazını almayı, patronları ise daha da zengin etmeyi amaçlayan ırkçı bir yalan olarak karşımızda duruyor. Dövizin artmaya başladığı günden bu yana; -yani krizin patlak verdiği ilk andan beri- mağdur olup kaybedenler, emekçiler oldu. Tüm bunların bize anlattığı net ve gerçek bir olgu var. O da krizi inşa edenlerin, faturasını halka ödetmek istediğidir. Bunu yaparken özel sektör-kamu emekçisi, yerli, göçmen, esnaf veya üretici gibi bir ayrıma gitmedikleridir.

Hal böyleyken bizlerin bir arada olup birlikte söz söylemesi elzemdir. Bunu göstermenin en etkili yeri sokaktır. Sokakta olmak ve krizin faturasını ödemeyeceğini haykırmak isteyen tüm kesimleri 26 Ekim Cuma günü gerçekleşecek olan Pahalılığı Protesto Mitingine bekleriz.

Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!

(1)Haberin tamamı için, http://www.ankaradegillefkosa.org/celerden-asgari-ucret-kandirmacasi-artis-yok-patronlara-tesvik-verelim-2/

Mustafa Batak
Baraka Kültür Merkezi Aktivisti