Binlerce İmza Toplandı, Binlercesi Yolda: “Sığınma Evleri Açmak Devletin Görevidir”

Bağımsızlık Yolu’nun da destek verdiği “25 Kasım’a Kadar 25 Bin İmza ile 5 Sığınma Evi” kampanyasıyla ilgili Sosyal Riskleri Önleme Vakfı (SORÖV)’de basın açıklaması gerçekleştirildi.

Açıklamada, kampanya kapsamında destek veren örgütlerin katkıları ile binlerce imza toplandığı belirtilirken, çeşitli bölgelerde söyleşiler düzenlendiği, bunun yanı sıra devlet yetkilileri ile de bazı görüşmeler gerçekleştirildiği kaydedildi.

Açıklamada kampanyanın sürmekte olduğu, imza atarak destek olmak isteyenlerin Lefkoşa/Mağusa Khora Kitap Cafe, Ghetto Cafe, The Gospel, Strada Cafe-Bar, Barrica Cafe-Bar, Mağusa Demolay Cafe Bar ve tüm ÖYAK bankalarında imza atabileceği duyuruldu.

Açıklama şöyle:

“Değerli basın emekçileri değerli halkımız,

İki ay kadar önce burada üzücü bir konu için toplanmış, SORÖV’ün çalıştırdığı ülkemizdeki tek sığınma evinin kapatıldığını sizlerle paylaşmış ve gerekçelerini açıklamıştık. Bugünse, her geçen gün büyüyen, sevindirici, umut verici bir kampanyadan bahsetmek  için buradayız.

Sığınma evinin kapanmak zorunda kalmasının hemen ardından, konuya duyarlı örgütler olarak biraraya geldik ve kadına yönelik şiddetin her yönüyle var olduğu ülkemizde hiç sığınma evi olmamasını kabul edemeyiz dedik.

Sosyal Hizmetler Dairesi’nin aile içi şiddet istatistiklerine göre Kıbrıs’ın kuzeyinde göçmen veya yurttaş fark etmeksizin her yaştan ve her kesimden kadın şiddete uğruyor. 2015 yılında 184 kadın darp şikâyetiyle başvuruda bulunmuş ve araştırmalara göre, şiddete uğrayan kadınların sadece yüzde 10’u şikayette bulunuyor.

Hal böyleyken sosyal devlet, imkanlarını öncelikle insan hayatı için kullanmalıdır ve bu koşullarda devletin mutlaka sığınma evleri açması gerekmektedir.

Aile içi veya her türlü kadına yönelik şiddeti önlemek ve şiddete maruz kalan kadınlara geçici koruma sağlamak sürekli bir devlet politikası olmalıdır.

Bu amaçla, hükümetin üzerinde baskı oluşturmak, kamuoyu yaratmak ve kadın dayanışması ile kendi sorunlarımızı gündeme taşımak adına bir imza kampanyası başlattık.

“25 Kasım’a Kadar 25 Bin İmza ile 5 Sığınma Evi” adıyla başlattığımız kampanyaya her geçen gün yeni örgütler eklendi ve herkes şiddete karşı tepkisini bu kampanyada birleştirdi.

Şu ana kadar SORÖV, BAĞIMSIZLIK YOLU, BARAKA, KTOEÖS, DAYANIŞMA, HALKIN PARTİSİ, BELEDİYE EMEKÇİLERİ SENDİKASI, MORMENEKŞE ÇAĞDAŞ KADINLAR DERNEĞİ, BİYOLOGLAR DERNEĞİ, ALTIN PATİLER DERNEĞİ, KIBRIS TÜRK ECZACILAR BİRLİĞİ, TANGO CYPRUS, GEÇİTKALE KADINLAR BİRLİĞİ, AKOVA KADINLAR DERNEĞİ, MORMENEKŞE KADINLAR BİRLİĞİ, SÜTLÜCE KALKINMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİ, ÇINARLIYI SEVENLER DERNEĞİ, BEMSA KÜLTÜR SANAT DERNEĞİve TCEP BİLEŞENLERİ (Kıbrıslı Türk İnsan Hakları Vakfı, KTAMS, POST, KTÖS, FEMA, Feminist Öğretmen İnsiyatifi, Kıbrıs Dem Genç Kadın, Kuir Kıbrıs, Envision Diversity, YKP Fem, CTP Kadın Örgütü, TDP Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu, MHD, Kıbrıs Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, BKP Kadın Meclisi, DAÜ SEN, Daü Bir Sen, Tabibler Odası, MAGEM, MAKAMER, Mesarya Kadın İnsiyatifi) kampanyayı sahiplendi ve binlerce imza toplandı, hala daha da toplanıyor.

İmza toplama ve çeşitli bölgelerdeki derneklerle söyleşi gibi etkinliklerimizin yanı sıra devlet yetkilileri ile de bazı görüşmeler gerçekleştirdik. Bu görüşmeleri de sizlere aktarmak isteriz.

Bu bağlamda ilk ziyaretimizi Çalışma Bakanlığı’na gerçekleştirdik. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ersan SANER ile yapılan 25.07.2016 tarihli görüşmede Bakan, sığınma evi yapmayacaklarını, bunun yerine yakın hedeflerinin Şiddet Önleme ve Danışma Merkezi’ni faal hale getirerek önleyici tedbir almak olduğunu bildirdi. Şiddete uğrayan kadınlarla ilgili sığınma evi yapılmayacaksa ne yapılacağını sorduğumuzdaysa hem Bakan hem de Sosyal Hizmetler Dairesi Müdürü boyun bükerek sessizliğini korudu.

27.07.2016 tarihinde Polis Genel Müdürü Süleyman Manavoğlu ile görüşerek ikinci ziyaretimizi yaptık. Yapılan toplantıda sayın Manavoğlu, kampanyamız aracılığıyla yaratılacak farkındalık ve kampanya talepleri doğrultusunda açılacak olan Kadın Sığınma Evleri ile ilgili olarak güvenlik konusundaki endişelerimize cevaben Polis Genel Müdürü, sığınma evlerinin faaliyete girmesiyle güvenliğin programlı ve düzenli bir biçimde sağlanacağının garantisini verdi. Görüşmede ayrıca, geçmiş olumsuz tecrübeler aktarılarak polis mensuplarının kadına yönelik şiddet olaylarında nasıl bir tutum sergilemeleri konusunda eğitilmeleri ve bilinçli bir şekilde olaylara müdahale etmeleri talebi de dile getirildi.

Kampanyamız sırasında sığınma evinin ne olduğunun toplumumuzda tam bilnmediğini de fark ederek bilgilendirici açıklamalar da yaptık.

Sığınma evleri, şiddet gördüğü yerde kalmak istemeyen kadınların, varsa çocukları ile birlikte bir süre yaşayabilecekleri, bedensel ve psikolojik sağlıklarına kavuşacakları, hukuki ve sosyal destek alacakları kurumsal evlerdir.

Şiddeti önleyici mekanizmaları yaratmak gibi sığınma evleri açmak da devletin görevidir. Kadına yönelik şiddeti önlemek, sürekli bir devlet politikası olmalıdır.

Ülkemizde şiddete uğrayan kadınların gidebileceği hiçbir yer yoktur. Kadınlar, şiddete uğradıkları yerde yaşamaya ve yeniden şiddet görmeye mahkum edilmektedir.

İnsan haklarına, kadın haklarına sahip çıkmak ve şiddet kültürüyle mücadele edebilmek için ülkemizn nüfusuna ve yapısına uygun, sadece bir tek merkezde olmayan sığınma evlerine ihtiyaç vardır.

İmza kampanyamız halen devam ediyor ve bize destek olmak isteyenler kampanyaya dahil olan örügtlerden birine ulaşabilirler ayrıca Lefkoşa/Mağusa Khora Kitap Cafe, Ghetto Cafe, The Gospel, Strada Cafe-Bar, Barrica Cafe-Bar, Mağusa Demolay Cafe Bar ve tüm ÖYAK bankalarında imza atabilirler.

Kampanyamız, “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü”nde imzaların hükümete teslim edilmesi ve eylemle sonlanacak da olsa kadına yönelik şiddete karşı mücadelemiz devam edecektir.

Teşekkür ederiz…